Habitat sevdalısı bir kişi, aday gösterilebilir mi

KENDİSİNİ bir ’Habitat áşığı’ olarak nitelendiren Galip Baran, 1996’da İstanbul’daki toplantıda ’Habitat Yolsuzlukları Önleme Kozası Kolaylaştırıcısı’ olarak görev yapmış.

Haberin Devamı

Ne yazık ki bu çalışmaların heba olduğunu anlatıyor önce. Küçükçekmece'deki Nükleer Araştırma Merkezi'nde, Pennsylvania Üniversitesi'nde aldığı eğitimle nükleer reaktör işletme ve nükleer elektronik uzmanı olarak çalışmış, daha sonra Bodrum'a yerleşmiş.

Bize bir mesaj göndermiş; aşağıdaki çalışmaları yapmak amacıyla bir siyasi partinin listesinden 'bağımsız' aday olarak seçimlere katılmak istiyor.

18 yıldır devam eden, çevre, tüketim, trafik, sağlık, vergi, rüşvet, iş ahlakı, milli servet, imar ve 'her şeyi devletten bekleme alışkanlığı' gibi alanlarda yaşanmakta olan sorunları önlemeyi öngören, izleyenlerin "herkes senin gibi olsa", "senin gibilerin sayısı çoğalmalı" benzeri cümlelerle değerlendirdiklerini, "okul dışı eğitim" çalışmalarında edindiği birikimini dile getirmek istiyor.

Haberin Devamı

Toplumu 'yasa bilinci' kazandırıcı projelerde yer almaya yönlendirmek için:

"A- Aşırı tüketmeyeceğime, vergi kaçırmayacağıma, çevreyi kirletmeyeceğime, milli servete zarar vermeyeceğime, trafik kurallarını çiğnemeyeceğime, rüşvet vermeyeceğime/almayacağıma, imar yasasına aykırı işler yapmayacağıma, iş ahlakının korunması için çaba göstereceğime, sağlığa zararlı alışkanlıkları önlemek için çalışacağıma, 'Her şeyi devletten bekleme alışkanlığı'ndan kurtulmak için elimden geleni yapacağıma, diğer deyişle kırmızıda duracağıma,

B- Sayılan alanlarda kırmızıda geçmek isteyenleri 'sosyal yaptırım' olarak bilinen yöntemle uyaracağıma, ayrıca,

C- Uyardıklarıma, kendilerinin de başkalarını aynı yöntemle uyarmalarını önereceğime,

Söz veriyorum."

Böyle bir adayı partiler benimser mi? Galip Baran'la ilişki kurmak isteyenlere 0252-382 34 77; 0535-844 84 76; galipbaran@ttnet.net.tr

Ertuğrul Günay'ın gözüyle AKP

"BEN CHP'den ayrılmadım, onurumu kırarak ihraç ettiler. Siyasette zulme ve katle uğradım.

Ben siyasi görüşlerimi değiştirmedim, 1970'lerde duruyorum. AK Parti'yi sosyal adalet ve hukuk ekseninde bir parti olarak kabul ediyorum. Tayyip Bey'in, toplumun ortalamasını yakalamak için bir arayış içinde olduğumu gördüm. Birlikte çalışmayı teklif etti. Ben adaylık pazarlığı yapmadım. Ancak 'fikri ve fiili' katkım olabileceğini söyledim, nitekim karar verme aşamasındayım."

Haberin Devamı

(SHP/CHP eski Genel Sekreteri ve Milletvekili Ertuğrul Günay)

Birlik Vakfı'nın

3 eski başkanı

AKP'den aday oldu

KURULUŞ amaçları arasında "inançlı, vatansever, kültürlü, ilmi seviyesi yüksek insanlar vs. yetiştirmek" gibi ilkeler bulunan, AKP iktidarına yakın Birlik Vakfı'nın üç eski başkanı siyasete soyundu.

Birlik Vakfı'nın eski başkanlarından, AKP döneminde Başbakan Erdoğan'ın danışmanlığına verilen Bahattin Cebeci ile yine aynı vakfın başkanlığında bulunan ve bu dönemde Bayındırlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı'na gönderilen Yaşar Karayel, Kayseri'den aday oldular. Bir başka başkan, İstanbul İl Sağlık Müdürü iken Kadir Topbaş'ın 'protokol danışmanı' olan Prof. Erman Tuncer ise İstanbul 2. bölgeden aday adaylığına başvurdu.

MELİKGAZİ Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç'ın kardeşi, 3.5 yıldır KİPTAŞ'ın tüm daire kuralarını 'tarafsızca' çeken Laleli 10. Noteri, Develili İsmet Büyükkılıç, AKP İstanbul 2. bölgeden aday olmuştu.

İstanbul 2. bölgeden aday olan dördüncü Kayserili de, geçen dönem FP'den seçilip Eminönü Belediyesi'nde 5 yıl süreyle imardan sorumlu başkan yardımcılığını yapan Coşkun Aksu... Daha önce DSP Eminönü İlçe Başkanlığı'nda bulunan Aksu, 2004'te SP'den meclis üyesi seçilmiş, ancak bir yıl önce istifa etmişti. Bu kez siyaset 'şansını' AKP'de deneyecek.

Biliyor musunuz

CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla'nın, "Yeni insanların önünü açmak, yeni bir adaya olanak sağlamak için" aday olmadığını belirterek "Gene Türkiye için, sosyal demokrasi için, CHP için hizmetlerimi her zamanki gibi bütün içtenliğimle sürdüreceğim" dediğini... RADİKAL'in eski yazarlarından ve 'Yeni Hukuk Dergisi'nin kurucusu Avukat Adnan Ekinci'nin AKP İstanbul 2. bölgeden; Türk Alevi Bektaşi Biriliği Platformu kurucularından, Mali Müşavir Aşır Altuğ'un MHP Ankara 1. bölgeden; Urfa'dan 'bağımsız' adaylık başvurusunda bulunan ve Ankara'daki 'Sauna davası'ndan yargılanan İbrahim Tatlıses'in, adaylığına bazı aşiret önderlerinin karşı çıktığını....

Haberin Devamı

AKP Balıkesir'de Turhan Çömez'den başka Ahmet Edip Uğur'un da adaylığını koymadığını.. Bakırköy'ün eski Belediye Başkanı Ş.Ahmet Bahadır'ın İstanbul 3. bölgeden... Baykal'ın "Her ikinizi de taşıyamam" dediğinden ötürü milletvekili Güldal Okuducu'nun adaylık başvurusu yapmayarak, eski İstanbul İl Başkanı olan ağabeyi Şinasi Öktem'in adaylığının önünü açtığını... 20 bin kişiye çekilen bir telefon mesajı ile 'Meclis'e Yürüyen Halk Hareketi'nin, SHP/CHP'li eski Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın Bostancı Gösteri Merkezi'de bugün 19.00'da yapacağı konuşma ile başlayacağının duyurulduğunu... CHP'nin önseçim yaptığı 6 ildeki sonuçlara göre Aydın'da milletvekili Özlem Çerçioğlu'nun, Gaziantep'te Yaşar Ağyüz'ün, K.Maraş'ta (CHP İstanbul Milletvekili M.Ali Özpolat'ın yeğeni) Durdu Özpolat'ın, Sivas'ta Malik Ecder Özdemir'in, Muğla'da Milas Belediye Başkan Fevzi Topuz'un ve Mersin'de Vahap Seçer'in birinci sırada seçildiklerini... GAZETECİLER Emine Çal Hedayatian ve Suna Vidinli'nin DYP'ye adaylık için başvurduklarını... Prof. Kamil Okyay Sındır'ın CHP 2. bölgeden... Eski Giresun ANAP milletvekili Rasim Zaimoğlu'nun aday olup olmamaya karar vermek üzere yaptığı İstanbul'daki ankette % 54 oyla AKP'den seçime girmesinin istendiğinin açıklandığını...

Yeni 'DYP' kuruldu!..

PAZAR günü kapatılarak DP'ye katılma kararı alan DYP'nin yerine yeni bir DYP kuruldu.

Eski AP Gençlik Kolları Başkanı Çetin Özaçıksöz ile eski DYP milletvekili Nejat Resuloğlu'nun öncülüğünde oluşturulan 30 kişilik kurucu listesi içişleri Bakanlığı'na verildi.

Esas DYP'nin Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Uyanık 30 kuruluş bir başka kurucu listesi hazırlayarak, eski İçişleri Bakanı R. Kazım Yücelen'in oğlu Ali Yücelen'le bunu gönderdi. Ancak bakanlıktan bir önceki kuruluş dilekçesi kabul edildiğinden ikinci başvuru reddedildi.

Ev taşıtırken haydutlardan kendinizi koruyun

SİZ siz olun 'ev taşıtırken' yanınıza iyi bir koruma ordusu almayı unutmayın! Neden mi? Koşuyolu'ndaki evimi taşıtmak üzere, Ekşioğlu Evden Eve Nakliyat Firması ile 500 YTL karşılığı anlaştım... Taşıma sonunda eşyayı taşıyanlara 100 YTL'si bahşiş olmak üzere 600 YTL

Haberin Devamı

verdim... Eşyamı taşıyanlardan 'teşekkür' beklerken, taşımacılar "Eşyamın fazla olduğunu ve kendilerine 700 YTL vermem gerektiğini

söylemsinler mi ?" talep ettikleri parayı veremeyeceğimi bu tutumlarının hiçte ahlaki bir davranış olmadığını söyledim... Vay bunu söyleyen sen misin!.. 4 adam ve ellerinde demir çubukla evimin içine girmek suretiyle "ölüm tehdidinde" bulunmasınlar mı ? Ya 100 YTL veririsin yada seni burada ailenin önünde ölene kadar döveriz...

Bu kargaşa da 2 kez 155 polis imdatı aramama rağmen 1 saat boyunca olay yerine gelen olmadı... O yüzden siz siz olun "Ev Taşırken"

firmayla noter huzurunda bir anlaşma ve de birkaç kişilik koruma

tutmayı ihmal etmeyin...

Haberin Devamı

Suat KOZLUKLU- Gazeteci

AKP, İstanbul'un Fethi'ni düşük profilli kutluyor.

AKP'ye ne oldu?

'Değişim' mi, 'dönüşüm' mü içinde?

Yoksa takiye mi yapıyor?

İstanbul'un fethinde kadırgalar yürütülüyordu.

554 yıl fetih törenlerinde bugün artık kadırgalar yok.

Aslında bu etkinlikler, İstanbul'da 1994'de Erdoğan yerel yönetimin başına geçtiğinden beri yapılıyordu.

Çünkü Erbakan öyle istiyordu.

Erdoğan da yerine getiriyordu.

RP; FB ve SP bugüne kadar çeşitli etkinliklerinde bu bu tür etkinlikleri yapıyordu.

Erbakan, Erdoğan ve arkadaşlarına kızdı, bu yıl ilk kez Ankarada kutladı Fetih Günü'nü..

SP'ye bağlı 'Anadolu Gençlik Derneği' (AGD), şimdiye kadar İstanbul'un fetih törenlerini İnönü ile Ali Sami Yen Stadyumlarında büyük etkinliklerle kutluyordu.

Bu yıl da kutlamak istedi AGD...

AKP'linin denetimindeki Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne izin vermedi.

Lig maçlarının bitmediğini gerekçe gösterdi; hiç bir stadyumu bu gösteriye almadı.

Nereden nereye gelindi?

AKP, Fetih Günü'nü unuttu!

Erbakan çok kızdı bu engellemeye,

Öğrendik ki... Ters haber geldi Erdoğan için:

"İstanbul'un Fethi'ni, Osmanlı'nın başkenti İstanbul'da değil de, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'da kutladı."

1994'de İstanbul'un yerel yönetimi ele geçiren RP-Milli Görüş anlayışı, İstanbul'un Fetih törenlerini önee çıkartıyordu hep.

Erbakan böyle istiyordu.

Ancak, 'milli görüş'ten kopan AKP, bunu bir dönemde kendi iktidarı süresince de sürdürdü.

Ta ki, bu yıla, bugüne kadar..

Çünkü İstanbul 2010 yılında Avrupa Kültür Başkentine adaydı.

Yunanlılar, İstanbul ve Anadolu toprakları bizimdir iddiasında bulunuyordu.

AKP iktidarı, AB'li dostlarını üzmemek gerektiğini düşünüyordu.

Düşük profilli bir kutlama yapmayı yeğledi.

'Resmi' törenin dışında yaygın bir kutlame yoktu.

Kadırga yürüyüşü yok.

Sarık yok, leventler, mehteranlar yok.

Kahramanlık marşları çalınmıyor.

Halk da RP'nin gelenekselleştirmek istediği katılmıyor.

AKP, iktidarı kaybetmemek ve dış ülkelerle arasının bozulmasını istemiyor.

"AB ne der?" diye düşünüyor?

Fatih Belediyesi'nin Balat'ta Haliç kıyısında havai fişek gösterileri ile halkı oyalıyor.

Fatih Sultan Mehmet'in kentte asılmış posterleri yok...

Baştan sağma bir tören...

Kutlamalar için geçmişte ağırlık koyan sivil toplum örgütlerinin bir ağırlığı yok.

AKP korkutuyor!

'İnanan' kesim bile hissetmiyor artık Fatih'i ve Fetih Günü'nü...

"AKP, AB'den korkuyor; iktidar Fetih ruhundan iyice uzaklaşıyor."

Bize telefon eden 'Milli Görüş'cüler tepki gösteriyorlar.

AKP'ye...

İktidarın'ın reçeli vardır ve ballı böreği vardır.

Fetih Günü'nde, pilav, zerde var.

Ayran da var.

CCR'de Büyükşehir'in kutlama resepsiyonunda Ferhat Göçer şarkılar söyleyecek bu akşam.

Haliç'ın kıyısında ışık, su ve ses'ten Fatih Sultan Mehmet'i duyumsayacak mıyız?

Hayır...

Bu yıl İstanbul için Fatih'i sanal kutlayacağız; ışık, su ve ses'le...

İktidarda AKP var...

AB'den korkuyor.

Geçen yıla kadar bu etkinlikler için çeşitli etkinlikler sunan AKP bir anda, Fatih'i unutuyor.

Muhalefette olsaydı korkar mıydı?

İktidar ballı börek.

Halka kömür, yağ ve pirinç dağıtıyor.

İktidarı kaybetmek istemiyor.

AB korkusuna Fetih Günü'nü 'düşük profilli' bir etkinlikle kutluyor.

AKP, Türk toplumundan korkmuyor.

Fetih Günü gelince AB'den korkuyor.

Erbakan'dan da...

AKP 'merkez partisi' olmak istiyor.

Bir yandan da Fatih'in kemiklerini sızlatıyor.

AKP muhalefette olsaydı neler yapardı kimbilir?

AKP takiye yapıyor; Erbakan'ı kızdırıyor!

Erbakan bunları yutmuyor; Fetih Günü'nü Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde kutluyor.

Almanya ’daki Türk kadının onur günü...

TÜRK Alman Dostluk Federasyonu tarafından geleneksel olarak her yıl 6 ayrı dalda verılen Türk Alman Oscarları bu yıl Almanya da başarı göstermıs olan Türk kadınlarına verildi.

Bavyera Parlamentosunda düzenlenen ve yaklaşık 500 kadar davetlinin hazır bulunduğu törende bir konuşma yapan Türk Alman Dostluk Federasyonu Genel Başkanı Ali Kılıç ‘Avrupa’da son yıllarda Türk kadınına karşı bazı ön yargı kampanyaları başlatılmıştır. Yazılı ve görsel alanda yapılan bir çok çalışmada sanki bütün Türk kadınları çarşaf giyiyor, zorla evlendiriliyor ya da hepisinin namus veya töre cinayetlerine kurban gittikleri anlatılmaktadır. Bazı olumsuzlukların özelliklede feodal aile sisteminin ağırlıkta olduğu bölgelerimizde yaşandığı bir gerçek. Ancak, Türk kadını çağdaştır. İlericidir. Düğünde yenge ölü evinde bilgedir. Ailede en belirleyicidir. Hümanisttir. Türk kadını aynı zamanda dünyanın hiç bir yerinde hiç bir kadına atfedilmeyen bir sıfatla ödüllendirilerek ‘hatun’ ünvanı almıştır. Almanya’da ki 75 bin başarılı işletmenin arkasında Türk kadınının imzası vardır. Almanya’da binlerce hukuçumuz, akademiyenimiz, doktorumuz ve işkadınımız bulunmaktadır. Hatta Alman parlamentosu ve Eyalet parlamentolarında Türk kadın sayısı Türk erkeklerinden daha fazladır. Ne var ki, hiç kimse bu olumlu tabloyu görüp kabul etmek istemez. İşte biz Türk Alman Dostluk Ödüllerini bu yıl Almanya’da başarılı olan kadınlarımıza vererek diğer genç kızlarımızın önünü açmayı düşündük. Türk kadını 47 yıl önce misafir işçi olarak geldiği Almanya’da, akademik, politik, işhayatında, sosyal alanda bugün adeta tarih yazıyor. Almanya’daki Türk kadını adını altın harflerle Avrupa’ya yazdıracaktır. Kafalarda önyargı duvarlarını başarılarıyla yıkacaktır.’

Münih Anakent Belediye Başkanı Christian Ude, SPD Bavyera Eyalet Başkanı Franz Maget, Münih Başkonolosu Abdurrahman Bilgiç, Federal Milletvekileri, Eyalet Milletvekilleri ile 500 seçkin davetlinin hazır bulunduğu törende Federal Milletvekilleri Ekin Deligöz, Sevim Dağdelen, Lale Akgün, Kabare sanatçısı Şenay Düzcü, gazeteci Sevda Boduroğlu, 54 kilo dünya boks şampiyonu Hülya Şahin, İşdünyasında Nina Öger ve dayanışma ödülünü Almanya’daki önlü sunucu Nazan Eckes aldı.

Dilsizleştiriliyoruz

BİR milleti millet yapan değerlerin başında dili gelir. Dilini kaybeden millet yok olmaya da mahkumdur. Türk dili Adriyatik'ten Çin'e kadar başka bir dile ihtiyaç duymaksızın seyahat özgürlüğü taşıyan en yaygın, en güzel dünya dillerinden birisidir. Ne yazık ki bu güzel Türkçemizi yozlaştırmak, özelliklerini bozmak, onun üzerinden ulusal bütünlüğümüze darbe vurmak

emperyalist güçlerin son dönem ülkemiz üzerinde oynadığı oyunlardan birisidir. Bu bilinçli yapılmakta ve bilinen yöntemler kullanılmakta, bizlerde bilinçsizce alet olmaktayız. Bu amaçla televizyonlar, yazılı basın, diziler, filmler, montaj çalışmaları, tabela ve levhalar, üniversiteler, kolejler, liseler değişik yönlerle her taraftan dilimize darbe vurmakta ve bizlerde tepkisizce gelişmeleri takip etmekteyiz.

Oysa herkesin üzerine düşen görevler var. Kimse sorumluluktan kaçamaz. Bana ne diyemez. Ne geldiyse başımıza "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" demekten kaynaklanmaktadır. Başta öncelikle tabela kirliliğinden başlayabiliriz. Belediye meclisleri belediye sınırları için karar alıp küşat müdürlüklerine yetki vererek Türkçe olmayan isme ruhsat vermeyerek işe başlayabilirler. Üniversiteler ilim ve bilim dilini ana dilde yaparak en ciddi katkıyı verirler. Televizyonlardaki programlara bu zorunluluk getirilebilir. RTÜK bu konuda bir kurul oluşturabilir. Ve en önemlisi Türk Dil Kurumu yüce Atatürk'ün bize kazandırdığı bilimin, ilimin dil üzerindeki etkilerini araştıran, geliştiren ve dil en canlı yaşayan organizmadır. Onun üzerinden oynanan oyunlara müsaade etmeyin diyerek dil devrimi diğer devrimleriyle beraber en büyük devrimidir de. Atatürkçü olmak, Atatürk için ne yaptınız sorusuna cevapta burada aranmalıdır. O çok uzak görüşlülüğü ile bize geçen yüz yıldan hedefler çizmiş, kurumlarını kurmuş, ilke, inkılap ve devrimleriyle de ulus olmanın değerlerini, ilkelerini ortaya koymuştur. Bize de bu ülkenin evlatları olarak değerlerimize, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkarak o değerleri sonsuza kadar Misak-ı Milli sınırlarında, onun çizdiği sınırlarda, diliyle, bayrağıyla ve diğer ulusal değerleriyle yaşayıp gelecek nesillere aktararak millet olmaya devam edebiliriz.

Dilimize sahip çıkalım. Yoksa bize başkaları sahip olacaklar. Onun çabası ve gayreti içinde oyunlar oynuyorlar. Bu oyuna gelmeyelim. Dolayısı ile 'dilsizleşmeyelim'. Yüzyıllardır atalarımızın bize aktardığı Türkçemizi kullanalım. Biz de esnaf odası olarak bu konuda elimizden gelen her türlü kamuoyunu doğru oluşturmak adına elimizden geleni yapmaktayız. Ve yapmaya devam edeceğiz.

Hulusi GÜRPINAR-Gölbaşı Karma Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı

'Solda Birlik ve İlkeler' Forumu bugün

BU akşam (Salı) 19.00'da Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu'nda yapılacak olan "Solda Birlik ve İlkeler" konulu toplantımıza şu ana kadar katılacağını bildiren akademisyenler, siyasi parti ve STK temsilcileri belli oldu.

Forumun konuşmacıları şunlar:

Moderator: Dr. Şule Aytaç (Sosyolog, ODTÜ), Ayşe Berktay (Çevirmen, Barış Girişimcisi, ODTÜ'lü), Murat Çelikkan (Gazeteci ODTÜ'lü), Ümit Fırat (Gazeteci), İlhan Göğüs (SHP Genel Başkan Yrd.), Ercan Karakaş (CHP), Zeki Kiliçarslan (İşci Kardeşliği Partisi Gn.Bşk.), Filiz Kocalı (SDP Genel Baskanı), Tayfun Mater (TMMOB İl Koordinasyonu, ODTÜ'lü), Orhan Miroğlu (DTP Eş Başkan Yrd.), Prof. Dr. İzzettin Önder (İÜ İktisat Fakültesi), Prof. Türkan Saylan (ÇYDD Başkanı), Nimet Tanrıkulu (78'liler Federasyonu), Levent Tosun (ODTÜ'lü), Levent Tüzel (EMEP Genel Başkanı), Prof. Dr. Tahsin Yeşildere (Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı)

Yazarın Tüm Yazıları