Uwe Böhnhardt

Analım ama önce aydınlatalım

Almanya’da, 2030’a kadar kurulması planlanan ‘NSU Dokümantasyon Merkezi’nde aşırı sağ terörünün tarihini içeren bir arşiv, kütüphane ve anma mekânı olacak. NSU kurbanlarının unutulmaması, anıtlar dikilmesi ve ‘anma mekânı’ oluşturulması tüm demokrasi sevdalılarının arzusudur. Ancak hukuk devletinden en büyük beklenti, bu cinayetlerin tüm boyutlarıyla aydınlatılmasıdır. Politik sorumlular tarafından verilen sözlerin bir an önce tutulmasıdır. Barış içinde birlikte yaşam ve devlete güven için bu daha önemlidir.

NSU davasında bir iddianame daha!

Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi katleden aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında hüküm giyen Andre E.’nin eşi Susanne E. hakkında, örgüte destek olduğu suçlamasıyla iddianame hazırlandı.

‘Cinayetlerden ben de sorumluyum’

NSU terör örgütü üyesi Beate Zschaepe, 2000-2006 yılları arasında örgütün işlediği cinayetlerde kendisinin de suçu olduğunu ilk kez itiraf etti.

Andre E. kendini savundu: ‘NSU üçlüsüyle yakın temasım yok!’

Daha önce NSU teröristi Beate Zschaepe’yi yattığı cezaevinde dinleyen Bavyera Eyalet Parlamentosu NSU Araştırma Komisyonu, şimdi de NSU davası sanıklarından Andre E.’yi konuk etti.

‘Teslim olsaydım cinayetleri önlerdim’

Almanya’da 8 Türk, 1 Yunan ve bir Alman Polisi öldüren NSU terör örgütünün hayatta kalan ve ömür boyu hapse mahkûm edilen tek üyesi Beate Zschaepe, Bavyera Eyalet Parlamentosu Araştırma Komisyonu’na Chemnitz Cezaevi’nde verdiği ifadede, ilk kez cinayetlerle ilgili pişmanlık duyduğunu söyledi.

NSU destekçisi yeniden hapse girecek

Aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütüne yardım ve yataklık etmekten ceza alan Ralf Wohlleben, hapse geri dönecek. Karlsruhe’deki Federal Yüksek Mahkeme (BGH), Wohlleben’in hapis cezasının kalan 3 yıl 4 aylık kısmının ertelenmemesine karar verdi.

NSU destek soruşturmasında şüpheli sayısı 4’e düştü

Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütüne destek verdikleri şüphesiyle haklarında soruşturma yürütülen 9 kişiden 5’i hakkında takipsizlik kararı verildi.

AYDINLANMADI MI AYDINLATILMADI MI

Almanya’da bundan 10 yıl önce iki üyesinin bir banka soygununun ardından intihar etmesiyle ortaya çıktı aşırı sağcı NSU adlı terör örgütü... 8’i Türkiye kökenli 10 insanı katleten bu örgüt demokrasiye ağır bir darbe vururken Başbakan Angela Merkel’in “Alman hukuk devletinin bu cinayetleri tüm yönüyle aydınlatacağı” yönünde verdiği sözler de lafta kaldı... Gerçekler hâlâ bir türlü ortaya çıkmadı, çıkarılamadı...

Neo-Naziler 8’i Türk 10 kişiyi öldürmüştü... 10 yıl geçti Merkel o sözünü tutmadı

Almanya’da 8’i Türk 10 kişiyi öldüren neo-Nazi NSU terör örgütünün ortaya çıkmasının bugün 10’uncu yılı. NSU davasında sadece ‘Nazi gelini’ lakaplı Beate Zschaepe ceza aldı. Almanya Başbakanı Merkel’in ‘aydınlatma’ sözüne rağmen cinayetlerin arkasında kimlerin olduğu hâlâ ortaya çıkmadı.

Irkçılık bir zehirdir ve toplumumuzda vardır

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, demokrasi sevdalısı bir devlet adamıdır. Yerli-yabancı ayırımı yapmadan, ülkede yaşayan herkese ırkçılığa, yabancı, Yahudi ve İslam düşmanlığına, ayrımcılığa karşı kararlı bir biçimde karşı çıkarak demokrasiye sahip çıkmaları çağrısında bulunmaktadır.

NSU üyesi Zschaepe kalan ömrünü parmaklıklar arkasında geçirecek!

Almanya’da Federal Mahkeme, 8’i Türk, bir Yunan ve bir kadın polisi öldüren aşırı sağcı NSU terör örgütü üyesi olmaktan yargılanan Beate Zschaepe ve diğer iki aşırı sağcının mahkumiyet kararını onadı.

Sayın Cumhurbaşkanım, bizler yıllardır ‘biz’iz

Almanya’nın Hessen eyaletine bağlı Hanau kentinde aşırı sağcı bir ırkçının 19 Şubat 2020’de 4’ü Türkiye kökenli göçmen 9 kişiyi öldürmesinin birinci yıl dönümünde ülkenin çeşitli kesimlerinde 80’in üzerinde duygu ve acı dolu anma törenleri düzenlendi. Hanau’da ‘Congress Park’ salonunda düzenlenen anma törenine Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de katılarak, kurban yakınlarına ‘yanınızdayız’ mesajı verdi. Anma töreni saat 18.00’de başladı.

Açın artık şu gizli NSU dosyalarını

Enver Şimşek 9 Eylül 2000’de Nürnberg’de öldürüldü. Abdurrahim Özüdoğru da 13 Haziran 2001’de Nürnberg’de. Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001’de Hamburg’da. Habil Kılıç 29 Ağustos 2001’de Münih’te. Mehmet Turgut 25 Şubat 2004’de Rostock’da. İsmail Yaşar 9 Haziran 2005’te Nürnberg’de. Theodor Boulgarides (Yunan kökenli) 15 Haziran 2005’te Münih’te. Mehmet Kubaşık 4 Nisan 2006’da Dortmund’da. Halit Yozgat 6 Nisan 2006’da Kassel’de. Michele Kiesewetter (Alman polis memuru) 25 Nisan 2007’de Heilbronn’da.

Jena’daki meydana Enver Şimşek’in adı verildi

Türingen Eyaleti’nin Jena kentindeki bir meydana NSU kurbanı Enver Şimşek adının verilmesi nedeniyle yarın bir tören düzenlenecek. Saat 11.00’de müzikle başlayacak olan törende Jena Belediye Başkanı Thomas Nitzsche bir konuşma yapacak. Ardından Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in mesajı okunacak.

Unutmadık da unutturmayacağız da

Enver Şimşek. 1961 yılında Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Salur köyünde doğdu. Çocukluğu ve gençliğinin bir bölümü orada geçti. Dağlarda koyun, keçi otlattı. O zamanlar Almanya’da olan çocukluk aşkı Adile ile 1979’da evlendi.

Enver Şimşek anıldı: ‘Bu devlete güvenimiz kalmadı’

NSU terör çetesinin ilk kurbanı Enver Şimşek, 5 Eylül 2000’de çiçek satarken vurulduğu yerde anıldı. Anmaya Enver Şimşek’in oğlu ile birlikte yaklaşık 300 ırkçı karşıtı katıldı. Babası öldüğünde 13 yaşında olan Abdulkerim Şimşek anmada yaptığı konuşmada “11 yıl boyuncu biz şüpheli olarak görüldük, takip edildik, dinlendik ve sorgulandık. Hani tamamen olay aydınlatılacaktı. Bu devlete güvenimiz kalmadı” dedi.

‘Burası nazilerin eğitim kampı mı?’

Almanya Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer ve istihbarat birimleri, aşırı sağı ülkenin güvenliği için en büyük tehlike olarak nitelendirdi. Sadece aşırı sağ suç olayları korkutucu boyutlarda artmakla kalmıyor, aynı zamanda nazilerin yuvalandığı polis teşkilatı ve ordu gibi kurumlarda bu tehlikenin ne kadar somut olduğunu gösteriyor.

NSU’da yazılı gerekçe 93 hafta sonra çıktı

Almanya’da 8’i Türk, biri Yunan biri de polis memuru olmak üzere 2000-2007 yılları arasında 10 kişiyi öldüren, 2000-2011 yılları arasında 14 banka soyan ve dört kez de bombalı saldırı gerçekleştiren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün bir üyesi ile çeteye yardım eden dört sanığa yönelik verilen kararın yazılı gerekçesi 93 hafta sonra açıklanabildi. Gerekçe 3 bin 25 sayfayı buldu.

Almanya görene kadar 10 kişiyi öldürdüler: NSU

Hem devlet hem de istihbarat birimleri tarafından görmezden gelinen, failleri aramak yerine ‘döner cinayetleri’, ‘mafya hesaplası’ olarak nitelendirilip ‘Almanya’nın sağ gözü kör’ dedirten, davası bile yıllarca süren Nasyonel Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü.

‘Irkçılık bir zehir ve bu zehir toplumumuzda var’

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Hanau’da yaşanan ırkçı terör saldırısı üzerine, “Irkçılık bir zehir ve bu zehir toplumumuzda var” dedi. Nazilerin 1930’lu yıllarda üstün Alman ırkının dünyaya hâkim olması gerektiği ideolojisiyle ektiği bu zehir, sadece Almanya’yı değil, tüm dünyayı felakete götürdü.

Gün dayanışma günüdür

Almanya’da Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Süleyman Taşköprü, Habil Kılıç, Mehmet Turgut, İsmail Yaşar, Mehmet Kubaşık, Halil Yozgat isimli Türk vatandaşları ile Yunan kökenli Theodoros Boulgarides ve Alman kadın polis Michele Kiesewetter 2000-2007 yılları arasında öldürüldüler.

NSU'nun ilk kurbanı Enver Şimşek’in anıtına 2 günde ikinci saldırı

Almanya’da ırkçı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün ilk kurbanı Enver Şimşek adına Zwickau kentinde dikilen meşe ağacının 2 gün önce kimliği bilinmeyen kişilerce kesilmesinin ardından aynı yere konulan tahtadan bankın da tahrip edildiği bildirildi. Ağacı kesen ve bankı tahrip edenlerin aşırı sağcılar olduğu tahmin ediliyor.

Enver Şimşek anısına dikilen ağacı kestiler

Almanya’da neonazi terör örgütü NSU’nun ilk kurbanı Enver Şimşek anısına 8 Eylül'de dikilen meşe ağacı, kimliği belirsiz kişiler tarafından kesildi. Berlin’de düzenlenen basın toplantısında bu konuya da değinen Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, olayı sert bir dille kınadı:

5 yıl sürdü, 1 yıl önce bitti: Bir arpa boyu yol alınamadı

Almanya gibi bir ülkede 15 banka soygunu, iki bombalı saldırı, 8’i Türk, 1’i polis 10 kişiyi öldüren ve 14 yıl boyunca arandığı halde elebaşıları elini kolunu sallayarak gezebilen neonazi terör örgütü NSU davası, 5 yıl sürdükten sonra geçen yıl bitti. Tanıkların şüpheli şekilde hayatını kaybettiği yargılama sonunda gerekçeli karar yazılamadığı için kesin hüküm de verilemedi. Ne karanlıklar aydınlandı, ne sorular cevaplandı, ne de bir arpa boyu yol alınabildi.

Demokratlar neredesiniz?

Almanya’da ‘NSU’ kısa adıyla tanınan Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü teröristleri, 2000-2007 yılları arasında ülkenin çeşitli kesimlerinde 8’i Türk, biri Yunan ve biri Alman kadın polis olmak üzere suçsuz günahsız 10 kişiyi katletti. Bu cinayetler Alman medyasında genelde hep ‘döner cinayetleri’ olarak yer aldı.

Bu ikisiyle arasında ne bağ var?

Kassel Valisi Walter Lübcke cinayeti üzerine devam eden soruşturmalar, 8’i Türk 10 kişiyi öldüren NSU terör örgütü hakkında pandoranın kutusunu açacak mı? Lübcke’nin katil zanlısı olarak tutuklanan azılı neonazi Stephan E’nin NSU çevreleriyle bağları aralanmaya başladı. 20 yılı aşkın süredir Kassel’de neonazi elebaşlarıyla sıkı bağları olan Stephan Ernst’in, NSU’nun elebaşlarıyla ilişkisi de araştırılıyor.

Olay yerinden kaçan ikinci otomobil kardeşine mi ait?

Federal Savcılık, ırkçı Stephan E.’nin, Kassel Bölgesi Valisi Walter Lübcke’yi tek başına öldürüp öldürmediğini soruşturuyor. Savcılık, henüz katil zanlısının, “Tek başına mı hareket etti yoksa cinayette başka birileri var mı?” sorusuna somut cevap verecek yeterli bilgi ve belgeye ulaşamadı. Ancak polise ifade veren görgü tanıkları bu yönde önemli bilgi verdi.

Valiyi yeni bir ırkçı örgüt mü öldürdü?

Vali Walter Lübcke’nin katil zanlısı olarak yakalanan kişi aşırı sağcı çıktı. Savcı ve polis, kimliği ve ilişkileri hakkında henüz resmi açıklama yapmazken, 45 yaşındaki zanlının geçmişi, cinayetin iyi planlanmış bir suikast olduğu ihtimalini doğurdu.