Mikdat Kadıoğlu haberleri sayfasında Mikdat Kadıoğlu hakkında son dakika haberler ve güncel bilgiler bulunmaktadır. Toplam 345 Mikdat Kadıoğlu haberi, videosu, fotoğrafı ve yazar yazısı yer almaktadır. Geçmişte ve bugün yeni yayımlanan son durum gelişmeleri ile pek çok haber sayfamızdan takip edilebilir.
İnternet üzerinden hava yorumculuğu popüler olunca kavga çıktı. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, ‘işletmeci’ hava tahmincisi Kerem Ökten hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklayarak, “Abartılı tahmin ve uyarıları zarar veriyor” dedi. Ökten’den ise “Meteorolog olduğumu iddia etmedim” yanıtı geldi.
#İstanbulSonbaharın gelişiyle İstanbul’da yağışlar başladı. Ancak Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, yağışların şehrin su sorununa çözüm olmayacağını, daha büyük bir sistem değişikliği yapılması gerektiğini söyledi. Kadıoğlu, “İstanbul’un suyu gerçek anlamda bitti. Yeni çözümler yaratılması lazım” dedi.
#Mikdat KadıoğluKüresel ısınma kaynaklı yağış rejiminin değiştiği Doğu Karadeniz’de yapılan araştırmalarda, ilerleyen yıllarda buharlaşmanın bölgeye düşen yağış miktarından fazla olacağı öngörülüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı, Afet Yönetimi Enstitüsü ve İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İklim değişikliğinde en çok etkilenecek yerlerden biri Karadeniz. Karadeniz’de yıl boyunca her ay yağışlar, buharlaşmadan daha fazladır. İlk defa 2040 yıllarında buharlaşma yağışın üstüne çıkacak” dedi.
#Mikdat KadıoğluGeçtiğimiz günlerde tüm yurtta etkili olan sıcak hava dalgası 'Eyyam-ı Bahur' olarak nitelenmişti. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Anabilim Dalı Profesörü Mikdat Kadıoğlu, 'meteoroloji biliminde yeri yok' diyerek bu duruma tepki gösterdi. Kadıoğlu, "Son yıllarda meteorolojiyle hiç alakası olmayan ama ilgi meraklısı tipler çıktı. Biz bunlara 'Meteoroloji şarlatanları, palyaçoları' diyoruz. Meteoroloji bilimi hesap kitap işi, biz folklorlarla çalışmıyoruz" dedi.
#'Eyyam-I Bahur'Kavurucu sıcaklara karşı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’ndan Bodrum modeli önerisi geldi. Bu havaların eylüle kadar devam edeceğini söyleyen Kadıoğlu, sıcakların en çok apartmanların üst katlarında yaşayanları vurduğuna dikkat çekti ve yerel yönetimlere “Binaları beyaza boyayın” diye seslendi...
#Mikdat KadıoğluSıcak hava dalgaları nedeniyle apartmanların üst katlarında oturanlara uyarıda bulunan İTÜ İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, üst katlarda yaşayan yaşlı, çocuk, obez ve yatalak kişilerin korunması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Kayıtlarda değişik zamanlarda kuvvetli sıcak hava dalgaları hep olmuştur. 2004'te Fransa'daki sıcak hava dalgasında 35 bin kişi öldü. Türkiye'de bu kayıt dışı bir afet olduğu için kaç kişi öldüğünü bilmiyoruz.Özellikle apartmanların üst katlarında, yaşlı, çocuklar, obezler, kronik hastalığı olanlar ve yatalaklarda ölümcül oluyor. Artık İstanbul gibi kentlerimizde, Bodrum gibi açık renkle binaların boyanması gerekiyor. Kent ısı adasını azaltıcı etkiler üzerinde çalışıyor olmamız lazım. Yeşil çatılara ağırlık vermemiz lazım. Beyaz olunca güneş ışınları geri yansıyacak, güneş ışınları yutmayacak, güneş ışınlarını yutup sonra geri salmayacağı için kent Isı adası düşük değerde olacak." diye konuştu.
#Mikdat KadıoğluSıcak hava dalgaları nedeniyle apartmanların üst katlarında oturanlara uyarıda bulunan İTÜ İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, üst katlarda yaşayan yaşlı, çocuk, obez ve yatalak kişilerin korunması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Kayıtlarda değişik zamanlarda kuvvetli sıcak hava dalgaları hep olmuştur. 2004'te Fransa'daki sıcak hava dalgasında 35 bin kişi öldü. Türkiye'de bu kayıt dışı bir afet olduğu için kaç kişi öldüğünü bilmiyoruz.Özellikle apartmanların üst katlarında, yaşlı, çocuklar, obezler, kronik hastalığı olanlar ve yatalaklarda ölümcül oluyor. Artık İstanbul gibi kentlerimizde, Bodrum gibi açık renkle binaların boyanması gerekiyor. Kent ısı adasını azaltıcı etkiler üzerinde çalışıyor olmamız lazım. Yeşil çatılara ağırlık vermemiz lazım. Beyaz olunca güneş ışınları geri yansıyacak, güneş ışınları yutmayacak, güneş ışınlarını yutup sonra geri salmayacağı için kent Isı adası düşük değerde olacak." diye konuştu.
#Sıcak HavaOrtalama hava sıcaklıkları geçtiğimiz hafta içerisinde 3 kez üst üste rekor kırdı; küresel ortalama sıcaklığın 17.23 derece olduğu 6 Temmuz, “kaydedilen en sıcak gün” olarak kayıtlara geçti. Bitti mi? Hayır. Son 13 gündür tarihin en sıcak günlerini yaşıyoruz. Peki bitecek mi? Bir hayır da buna gelsin. Bugün dünü, dün evvelsi günü aratacak. Elbette ‘kış kışlığını yaz yazlığını yapacak’ ancak ne oldu da daha yaşarken cehenneme düştük derseniz de cevabını Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz veriyor: “Bu daha fragman. Sene sonuna daha 170 gün var ve en az yarısına yakını ‘en sıcak gün’ olacak. Sebebini bence sen de herkes de gayet iyi biliyor: Küresel Isınma ve İklim Değişikliği.”
#Sıcak HavaHer yıl 17 Ağustos’ta ‘Unutmayacağız, unutturmayacağız’ diye 24 yıl önce kaybettiğimiz insanları anıyoruz. Ama bir kez daha gördük ki bir deprem ülkesinde yaşadığımızı, depremin yarattığı yıkımı ve buna hazırlanmamız gerektiğini unutabiliyoruz. Geçen kasım ayında düzenlenen ‘Deprem Anı Ülke Tatbikatı’ sonrasında görüştüğümüz İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’yla konuşarak bir depreme hazırlık rehberi hazırlamıştık. Kadıoğlu’nun pazartesi günü Kahramanmaraş depreminden hemen sonra kendi sosyal medya hesabından “Okuyun, çerçeveletin, duvarınıza asın” sözleriyle tekrar paylaştığı haberimizde yer verdiğimiz önemli bilgileri bir kez daha yayımlıyoruz...
#DepremPazartesi sabahı Türkiye son 100 yılın en büyük depremlerinden birini yaşadı. Dokuz saat arayla meydana gelen, merkez üssü Kahramanmaraş olan, biri 7.7, diğeri 7.6 büyüklüğündeki iki deprem 10 ilde ağır yıkıma ve binlerce kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Ve bir kez daha deprem karşısında ne kadar hazırlıksız olduğumuzu hatırlattı. İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise “İnsanların dikkatini faylara değil, tehlikelere çekmemiz lazım. Risk algısı eksik olunca insanlar afete hazırlık için harekete geçmiyor” diyor.
#DepremİTÜ Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Anabilim Dalı Profesörü Mikdat Kadıoğlu, "Şu an yaşadığımız doğa şartları, soğuk ve hipotermi, bu süreyi daha da zorlaştırıyor. Bazı durumlarda enkaz soğuğa karşı korunaklı olabilir. Umut kesmeden, ses duyulan, canlı olduğu düşünülen binalarda arama ve kurtarma çalışmalarına devam etmek zorundayız" dedi. Kadıoğlu, "İstanbul'da 70 bin binanın yıkılacağı biliniyor. Sayı bundan çok daha fazla da olabilir. Bu 70 bin binanın bir an önce 70 binaya kadar indirilmesi lazım. Afet yönetimi budur. Eğer, 70 bin binayı, 70 binaya indirirsek belki baş edebilir, altından kalkabiliriz. Marmara Bölgesi bu 10 ilin nüfusunun yaklaşık 3 katından fazla nüfus barındırıyor" ifadelerini kullandı.
#Mikdat Kadıoğluİstanbul Teknik Üniversitesi İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Türkiye ısındıkça biraz daha tropiklere benzer hastalıklarda, zoonatik hastalıklar yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarda artış oluyor. Bunun başında dünyanın en tehlikeli hayvanı sivrisineklerde bir artış var. Yılda 1 milyon insan öldüren sivrisinekler sıtma ve benzeri hastalıklara neden oluyor." ifadelerini kullandı.
#Mikdat KadıoğluTrabzon’un Maçka ilçesinde yaz tatilini geçiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Merkezi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun, evine dadanan ayı ile başı derde girdi. Pencerelere tırmanan, eve ve tarım ürünlerine zarar veren, ‘meteor’ adını verdiği bozayıyı görüntülemek için güvenlik kamerası taktıran Prof. Dr. Kadıoğlu, hayvanın eve yaklaşmaması için müzik yayını ile ses çıkarıyor. Prof. Dr. Kadıoğlu, “Kamera kurdum yakışıklı bir fotoğrafını çekeyim diye ama ayı nedense öbür taraftan geliyor. Ayıyla başım dertte” dedi.
#Mikdat Kadıoğluİstanbul'da beklenen yağışların olmaması nedeniyle barajlardaki doluluk oranı yüzde 19.35 seviyesine kadar indi. Barajların tekrar dolmasını sağlamak için halk arasında “yağmur bombası” adıyla bilinen “yağmur artırım projesinin” kullanılmasını gündeme geldi. Prof. Dr. Orhan Şen, “Sizin yağışlı mevsimin başladığı Ekim ayından Ocak 15’e kadar yüzde 50 eksik yağışınız olmuş. Biz ne diyoruz, burada yüzde 30’a varan geri yağış artırımı yapıyorsunuz, eksik yağışı burada yerine getirebilirsiniz. Bu şekilde yapılabilir” derken, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise “Yağmur bombası gerçek anlamda yalan bombası” açıklamasında bulundu.
#Mikdat Kadıoğluİstanbul'da beklenen yağışların olmaması nedeniyle barajlardaki doluluk oranı yüzde 19.35 seviyesine kadar indi. Barajların tekrar dolmasını sağlamak için halk arasında “yağmur bombası” adıyla bilinen “yağmur artırım projesinin” kullanılmasını gündeme geldi. Prof. Dr. Orhan Şen, “Sizin yağışlı mevsimin başladığı Ekim ayından Ocak 15’e kadar yüzde 50 eksik yağışınız olmuş. Biz ne diyoruz, burada yüzde 30’a varan geri yağış artırımı yapıyorsunuz, eksik yağışı burada yerine getirebilirsiniz. Bu şekilde yapılabilir” derken, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise “Yağmur bombası gerçek anlamda yalan bombası” açıklamasında bulundu.
#Yağmur BombasıMeteoroloji Mühendisi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, CNN TÜRK canlı yayınında ABD'de bazı eyaletlerde sıcaklığın bir günde 30 derece düşmesini değerlendirdi. "Bir alçak, bir yüksek basınç merkezinin bir araya gelmiş olması, ikisinin arasındaki bu havanın kanalize olması 20 yılda bir görünen bir olay." diyen Prof. Dr. Kadıoğlu, Türkiye'de görülen hortumlarla ilgili de uyarılarda bulundu.
#Abdİnternet üzerinden hava yorumculuğu popüler olunca kavga çıktı. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, ‘işletmeci’ hava tahmincisi Kerem Ökten hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklayarak, “Abartılı tahmin ve uyarıları zarar veriyor” dedi. Ökten’den ise “Meteorolog olduğumu iddia etmedim” yanıtı geldi.
#İstanbul100. Yıl TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri törenle sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ödülleri verirken, “Şayet siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri olarak tam bağımsız Türkiye hedefliyorsak bilimde, teknolojide, inovasyonda, bilimsel araştırmalarda da zirveyi hedeflemek mecburiyetindeyiz” dedi.
#Cumhurbaşkanı ErdoğanGeçen pazartesi merkez üssü Gemlik Körfezi olan 5,1 büyüklüğünde bir deprem yaşandı ve biz yine gafil avlandık. Bu yüzden “Her an deprem gerçeğiyle yaşamamıza rağmen neden hâlâ sarsıntı esnasında doğru refleks gösteremiyoruz” sorusunun peşine düştük. Bursa dışında, İstanbul dahil birçok ilde hissedilen depremde bazı telefonlara da uyarı mesajları gitti. Saniyelerle bile olsa depremi önden haber veren bu yeni teknolojilerin afet anında ne kadar etkili olabileceğini uzmanlarla konuştuk.
#DepremYerel seçimler öncesinde adaylara önemli uyarılarda bulunan deprem uzmanları, belediye başkanı adaylarının depremle ilgili plan ve programlarının önemine vurgu yaptı. Seçmenlere bilinçli olmaları çağrısında bulundular.
#İstanbulSonbaharın gelişiyle İstanbul’da yağışlar başladı. Ancak Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, yağışların şehrin su sorununa çözüm olmayacağını, daha büyük bir sistem değişikliği yapılması gerektiğini söyledi. Kadıoğlu, “İstanbul’un suyu gerçek anlamda bitti. Yeni çözümler yaratılması lazım” dedi.
#Mikdat KadıoğluKüresel ısınma kaynaklı yağış rejiminin değiştiği Doğu Karadeniz’de yapılan araştırmalarda, ilerleyen yıllarda buharlaşmanın bölgeye düşen yağış miktarından fazla olacağı öngörülüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı, Afet Yönetimi Enstitüsü ve İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İklim değişikliğinde en çok etkilenecek yerlerden biri Karadeniz. Karadeniz’de yıl boyunca her ay yağışlar, buharlaşmadan daha fazladır. İlk defa 2040 yıllarında buharlaşma yağışın üstüne çıkacak” dedi.
#KaradenizKüresel ısınma kaynaklı yağış rejiminin değiştiği Doğu Karadeniz’de yapılan araştırmalarda, ilerleyen yıllarda buharlaşmanın bölgeye düşen yağış miktarından fazla olacağı öngörülüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı, Afet Yönetimi Enstitüsü ve İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İklim değişikliğinde en çok etkilenecek yerlerden biri Karadeniz. Karadeniz’de yıl boyunca her ay yağışlar, buharlaşmadan daha fazladır. İlk defa 2040 yıllarında buharlaşma yağışın üstüne çıkacak” dedi.
#Mikdat Kadıoğlu“Kanalizasyon patlayacak, içme suyuna karışacak”, “Yollarda araç kuyrukları oluşacak”, “Her yer toz duman olacak”, “Aç ve susuz kalınacak”... Uzmanların olası büyük Marmara depremi sonrası İstanbul’da yaşanacaklara ilişkin anlattığı senaryolar korkutucu. Görünen o ki; gerekli önlemler ivedilikle alınmadığı takdirde depremden sağ olarak çıkmak kadar sonrasında hayatta kalmak da zor olacak. Uzmanlardan neler yaşanabileceğini dinledik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kızılay’a “Olası İstanbul depremine ilişkin hazırlıklar ne aşamada” diye sorduk.
#İstabulTürkiye deprem, sel, kuraklık gibi pek çok doğal afetin sıklıkla yaşandığı bir ülke. Uzmanlar, 17 Ağustos Gölcük ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri gibi büyük felaketlerin doğal afetler konusundaki farkındalığı artırdığını ancak eğitim alanında bu konuda atılan adımların yeterli olmadığını söylüyor.
#DepremBugün 17 Ağustos 1999'un 24'üncü yıl dönümü. Binlerce canı kaybettiğimiz 1999 depremini yeniden hatırladığımız bugün, 6 Şubat'ta meydana gelen ve içimizi yakan depremin acısını henüz atlatamamışken, "Ha bugün ha yarın olacak" diye aklımızdan hiç çıkmayan bir başka korkuyu da iliklerimize kadar yaşıyoruz: Marmara depremi... Yer Bilimci Prof. Dr. Celal Şengör’ün deprem sebebiyle İstanbul’u terk edeceğini açıklaması da bu endişeyi yeniden hatırlattı. Şengör'ün sözlerinde dikkat çeken bir nokta vardı: "Depremden sonra İstanbul’un ne hale geleceğini biliyorum." Peki deprem sonrası gerçekten neler yaşanacak? Hep “felaket olacak” deniyor ya, işte bu felaket gününde bizleri tam olarak neler bekliyor?
#DepremGeçtiğimiz günlerde tüm yurtta etkili olan sıcak hava dalgası 'Eyyam-ı Bahur' olarak nitelenmişti. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Anabilim Dalı Profesörü Mikdat Kadıoğlu, 'meteoroloji biliminde yeri yok' diyerek bu duruma tepki gösterdi. Kadıoğlu, "Son yıllarda meteorolojiyle hiç alakası olmayan ama ilgi meraklısı tipler çıktı. Biz bunlara 'Meteoroloji şarlatanları, palyaçoları' diyoruz. Meteoroloji bilimi hesap kitap işi, biz folklorlarla çalışmıyoruz" dedi.
#'Eyyam-I Bahur'Kavurucu sıcaklara karşı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’ndan Bodrum modeli önerisi geldi. Bu havaların eylüle kadar devam edeceğini söyleyen Kadıoğlu, sıcakların en çok apartmanların üst katlarında yaşayanları vurduğuna dikkat çekti ve yerel yönetimlere “Binaları beyaza boyayın” diye seslendi...
#Mikdat KadıoğluSıcak hava dalgaları nedeniyle apartmanların üst katlarında oturanlara uyarıda bulunan İTÜ İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, üst katlarda yaşayan yaşlı, çocuk, obez ve yatalak kişilerin korunması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Kayıtlarda değişik zamanlarda kuvvetli sıcak hava dalgaları hep olmuştur. 2004'te Fransa'daki sıcak hava dalgasında 35 bin kişi öldü. Türkiye'de bu kayıt dışı bir afet olduğu için kaç kişi öldüğünü bilmiyoruz.Özellikle apartmanların üst katlarında, yaşlı, çocuklar, obezler, kronik hastalığı olanlar ve yatalaklarda ölümcül oluyor. Artık İstanbul gibi kentlerimizde, Bodrum gibi açık renkle binaların boyanması gerekiyor. Kent ısı adasını azaltıcı etkiler üzerinde çalışıyor olmamız lazım. Yeşil çatılara ağırlık vermemiz lazım. Beyaz olunca güneş ışınları geri yansıyacak, güneş ışınları yutmayacak, güneş ışınlarını yutup sonra geri salmayacağı için kent Isı adası düşük değerde olacak." diye konuştu.
#Mikdat KadıoğluSıcak hava dalgaları nedeniyle apartmanların üst katlarında oturanlara uyarıda bulunan İTÜ İklim Değişikliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, üst katlarda yaşayan yaşlı, çocuk, obez ve yatalak kişilerin korunması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Kayıtlarda değişik zamanlarda kuvvetli sıcak hava dalgaları hep olmuştur. 2004'te Fransa'daki sıcak hava dalgasında 35 bin kişi öldü. Türkiye'de bu kayıt dışı bir afet olduğu için kaç kişi öldüğünü bilmiyoruz.Özellikle apartmanların üst katlarında, yaşlı, çocuklar, obezler, kronik hastalığı olanlar ve yatalaklarda ölümcül oluyor. Artık İstanbul gibi kentlerimizde, Bodrum gibi açık renkle binaların boyanması gerekiyor. Kent ısı adasını azaltıcı etkiler üzerinde çalışıyor olmamız lazım. Yeşil çatılara ağırlık vermemiz lazım. Beyaz olunca güneş ışınları geri yansıyacak, güneş ışınları yutmayacak, güneş ışınlarını yutup sonra geri salmayacağı için kent Isı adası düşük değerde olacak." diye konuştu.
#Sıcak HavaSel, kuraklık, can ve ürün kaybı gibi felaketleri afet diye anıp iklim krizine bağlıyoruz ama nedense aşırı sıcaklar ülkemizde halen afet sayılmıyor. Oysaki iklim krizi, El Nino’nun da etkisiyle en sert yumruğu bugünlerde atıyor ve ilk darbeyi yiyenler de yaşlılar, çocuklar ve işi gereği sıcaklığın en yüksek olduğu saatlerde sokakta çalışması gerekenler oluyor... Peki, gerekli önlemleri yeterince alabiliyor muyuz?
#YazOrtalama hava sıcaklıkları geçtiğimiz hafta içerisinde 3 kez üst üste rekor kırdı; küresel ortalama sıcaklığın 17.23 derece olduğu 6 Temmuz, “kaydedilen en sıcak gün” olarak kayıtlara geçti. Bitti mi? Hayır. Son 13 gündür tarihin en sıcak günlerini yaşıyoruz. Peki bitecek mi? Bir hayır da buna gelsin. Bugün dünü, dün evvelsi günü aratacak. Elbette ‘kış kışlığını yaz yazlığını yapacak’ ancak ne oldu da daha yaşarken cehenneme düştük derseniz de cevabını Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz veriyor: “Bu daha fragman. Sene sonuna daha 170 gün var ve en az yarısına yakını ‘en sıcak gün’ olacak. Sebebini bence sen de herkes de gayet iyi biliyor: Küresel Isınma ve İklim Değişikliği.”
#Sıcak HavaYaşadığımız 6 Şubat depremlerinden sonra birçoğumuz bazı önlemler almaya çalıştık. Şehir dışına taşınan da hızla oturduğu binayı kontrol ettiren de oldu. Deprem gerçeğiyle yaşamamız gerektiğini acı bir yolla hatırladık ama önlem almak yerine bazı bahanelerin arkasına sığınanlar da var. ‘Binamız yeni’, ‘Fay hattına uzağız’, ‘Alt kattayız, hemen kaçarız’... Uzmanlara depremle ilgili önlem alma konusunda bizi durduran cümleleri sorduk...
#6 Şubat DepremleriAfet konusunda uzman isimler, yeni bir örgütlenme modeli ve yapılanma öneriyor, İstanbul depremine hazırlık amacıyla afet bakanlığı, yeni bir koordinasyon merkezi, müteahhitler kanunu, özel gayrimenkul mahkemeleri ve yeni sigorta modelinin acilen uygulamaya konulmasını savunuyor.
#Afet PlanıYaşadığımız depremler ülkemizin afet yönetimi bilincine olan ihtiyacı da gündeme getirdi. Özellikle depremin neden olduğu kayıplar, hayalete dönüşen kentler ve sonrasındaki organizasyon eksiği bu alandaki açığı da ortaya koydu. 2009 yılında yayınlanan yasayla hayata geçen ve AFAD teşkilatı baz alınarak açılan Acil Yardım ve Afet Yönetimi bölümleri şu anda 16 üniversitede eğitim veriyor ve 3 binden fazla öğrenci bu alanda eğitim görüyor. Bu öğrencilerin mezun olduklarında doğru alanda istihdam edilmesi tabii ki önemli ancak uzmanlar afet yönetiminde esas meselenin enkazdan yaralı çıkarmak değil, enkazın oluşumunu önlemek olduğunu söylüyor.
#Prof. Dr. Mikdat Kadıoğluİstanbul’un depreme hazırlık çalışmalarında en öncelikli alanlardan biri riskli binaların güçlendirilmesi. Güçlendirmenin nasıl yapılacağı konusunda çok sayıda yöntem öneriliyor. Bunlardan biri de Japonya’da sıkça uygulanan ‘çelik kafes’ yöntemi. İşte bu yöntemin detayları ve uzmanların depreme hazırlık önerileri...
#DepremTürkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’nin ilk toplantısı, ünlü biliminsanlarının da katılımıyla İstanbul’da yapıldı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Yeni yerleşimleri planlarken şehirlerimizin yönünü mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara, zemini sağlam yerlere döndürüyoruz. Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz” dedi.
#Türkiye Ulusal Risk Kalkanıİstanbul’da en önemli soru bu dev kentin, olası büyük bir depremde yıkılmayacak hale nasıl dönüştürüleceği. Hürriyet’e konuşan uzmanlara göre İstanbul’un en acil sorunlarından biri, sayısı 70-100 bin olarak hesaplanan riskli yapılar. Bu binalar için çeşitli dönüşüm modelleri öneren uzmanlar, İstanbul’un yeniden kurgulanması gerektiği görüşünde.
#Depremİstanbul’da çürük binaların yenilenmesi, dönüşümün finansmanı ve olası bir deprem sonrası ulaşım, tahliye, haberleşme, barınma, gıda, güvenlik gibi hayati konularda yapılması gerekenleri uzmanlara sorduk.
#Olası İstanbul Depremi