Kendi en büyük mücevher olan bu kadim kenti, geçmişin ve bugünün hikâyeleriyle anlattığımız ‘İstanbul’un 100 Mücevheri’ yayımlandı. Kitabı, Zeynep Şahin Tutuk ve benzersiz fotoğrafları çeken Halit Bilen ile beraber hazırladık. Bu şehre aşkımı, onu anlatma tutkumu bilirsiniz... Binlerce mücevher barındıran bu çok boyutlu kente farklı bir açıdan baktığımız kitabımızdan 10 nadide pırlanta seçtim size bu hafta.
#İstanbulBu hafta size çocukluğumun geçtiği ve İstanbul aşkımın başladığı yerden, bana göre hâlâ İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan Kandilli’den bahsetmek istiyorum. Günümüzde modern şehrin içinde kaybolmuş gibi dursa da geçmişinde Osmanlı’nın en şaşaalı dönemlerine, romantik kayık gezilerine ve âşıkların söylediği şarkılara şahitlik etmiş bu semt.
#KandilliÇocukluk hayali diplomatlıktı, olmadı. O da tercüman rehberlik yaptı; dışarıya gitmek yerine gelen yabancıların kültür elçisi oldu. Mimari okudu... Ancak ilk kez Şayeste Sokak’ta gördüğü ve ilk görüşte aşık olduğu sinema onun kaderiydi. Öyle ki daha 12 yaşındayken izlediği tüm filmleri defterine yazıyor, birkaç cümlelik eleştiriler yapıyor ve hatta yıldız veriyordu. Bu tutkusu sayesinde bugün tüm Türkiye onu ‘duayen sinema yazarı’ olarak tanıyor. Atilla Dorsay ile filmi geriye sardık, renkli geçmişine yolculuk yaptık.
#Atilla Dorsay‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. İşte jüri üyelerinin madde madde en iyi 20 seçimleri...
#MimariNe zaman kendimi ve kafamı bulutlu hissetsem, yorulsam, sıkılsam ve bıksam, başımı birkaç gün bile olsa dinleyecek, güzel denizlerde yüzecek, hafif rüzgârlara yelken açacak ve lezzetli yemekler yiyecek bir mekânım var. Burası benim için Türkiye’de ‘hengâme hayatın’ son bulduğu, bir nevi şifa bulduğum yer. Hastasıyım…
#SeyahatBİR dönem sosyetenin de ünlü simaları arasında yer alan Ümran Güngör Üzümcü ile eski eşi Melahat Koçarslan arasındaki ‘kayıp tablolar’ krizi yeniden ortaya çıktı. Üzümcü, eski eşi ile Reina’nın da işletmecisi olan kardeşi Memet Koçarslan’a karşı yeni bir alacak davası açtı. Alacak miktarı 25 milyon dolar olarak kayda geçti. Üzümcü, Kıbrıslı Yalısı’nda bulunan 53 tablo ve 9 antika eşyanın Koçarslan kardeşler tarafından götürüldüğü iddiasında. Memet Koçarslan’ın avukatı ise mahkemeye sunduğu savunmada dosyanın zamanaşımına girdiğine işaret ederek davanın reddini istedi.
#Ümran Güngör ÜzümcüÜsküdar Kandilli Mahallesi Göksu Caddesi'ndeki tarihi Kıbrıslı Yalısı'nda yangın paniği yaşandı.Öğle saatlerinde yalıda yangın çıktığı ihbarı üzerine çok sayıda itfaiye ekibi buraya gönderildi. İtfaiye kısa sürede olay yerine geldi. Küçük çapta olduğu belirtilen yangın kısa sürede söndürüldü. Uğur AYAZSIN İSTANBUL DHA
#Kıbrıslı YalısıOsmanlı’da kullanılan ‘Sahilhane’nin karşılığı olan yalı, Yunanca’da sahil, deniz kıyısı anlamında bir kelime. ‘İçinden deniz geçen tek şehir’ unvanına sahip olan İstanbul ise yaklaşık 2700 yıllık bir tarihe sahip. Yerleşimin yüzyıllar boyu Sarayburnu-Edirnekapı arasındaki Tarihi Yarımada’da olduğu şehrin boğaz bölgesindeki yapılaşma, Bizans döneminde manastırlar ve balıkçı köyleriyle başlamış. Özellikle Lale Devri’nden sonra boğaz gerdanlığının üzerine inci gibi yalılar dizilmiş...
Kandilli'deki tarihi Kıbrıslılar Yalısı'nın orta bölümünü denize açabilmek için yapılan değişiklikler tepkilere sebep oldu. Bu bölümü satın alan Umran Üzümcü'nün yaptığı değişiklik, yalının diğer bölümlerinde oturan Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa'nın torunlarını da çileden çıkarttı. Boğaziçi İmar Müdürlüğü ve Anıtlar Yüksek Kurulu inceleme başlattı.
Türkiye onu görkemli hayatıyla tanıdı. Elektronikten medyaya güçlü bir imparatorluğu vardı. Sonra bir gün Londra’da, kendi şirketini soyduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kefaletle serbest kalan Asil Nadir 22 yıllık mücadelesi sonunda demir parmaklıklar ardında geçireceği beş yıla mahkum edildi. Asil Nadir ve ailesinin 1990’lı yıllara damga vuran şaşaalı hayatını hatırlamaya ne dersiniz?
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türk yatırımcıların Kıbrıs'a yaptıkları yatırımların kendileri için son derece kıymetli olduğunu belirterek, “Ekonomimizi güçlendirmek zorundayız ki yaşamaya devam edelim ve pazarlık noktasına gelindiğinde güçlü olalım” dedi.