Haber takibi

Bu hafta ilk önce geçen haftalarda vermiş olduğumuz bazı haberler ile ilgili gelişmeleri aktaralım.New York Times'ın sağlık muhabiri Gina Kolata'nın kanser tedavisi ile ilgili manşet haberi hatırlayacaksınız büyük problemlere yol açmıştı.Sanki kesin tedavi bulunmuş gibi sunulan haber sonrasında Time ve Newsweek dergileri konuyu kapaktan vermişler, Gina Kolata'nın olayı abarttığını söylemişlerdi.Hatta bayan Kolata'nın kanser tedavisi ile ilgili kitap önerisini, yayınevlerine yüksek fiyattan pazarlamak için böyle abartılı bir haber yazdığı da öne sürülmüştü.Olaydan sonra ilginç bir gelişme oldu.Bugüne kadar bayan Gina Kolata'nın New York Times'ın birinci sayfasında haberinin çıkma sayısı ayda ortalama sekizdi.Ancak 1 Mayıs ile 22 Mayıs tarihleri arasında Gina Kolata imzasıyla sadece bir tek birinci sayfa haberi yayınlandı.Bunun üzerine yine New York'ta yayınlanan Village Voice gazetesinin medya yazarı James Ledbetter, ‘Acaba New York Times yönetimi kanser haberindeki yanlışlıklar nedeniyle bayan Kolata’yı haberlerini birinci sayfaya koymayarak cezalandırıyor mu?' sorusunu ortaya attı.Times'ın Genel Yayın Yönetmeni Joe Lelyveld bunu kesin bir dille reddetti ama bu tabii ki şüphe bulutlarının dağılmasına yetmedi.*Geçen hafta New York Daily News gazetesinin renkli baskı makinelerinde yaşanan teknik sorunları aktarmış ve gazetenin baskı makinelerini üreten şirketle davalık olduğunu yazmıştım.Bu dava sonuçlandı.Mahkeme makinelerin üreticisi Goss Graphic Systems ve Rockwell International Corp'un olayda ihmalinin bulunmadığına karar verdi.Karara göre makinelerde teknik bir sorun yoktu ve çıkabilecek sorunların nasıl çözüleceği de zaten gazete ile üretici firma arasında yapılan teknik anlaşmada açıkça belirtilmişti.Bu nedenle dava açılmasına gerek yoktu.Dahası bazı teknik bilirkişiler makinelerde bir üretim arızasının bulunmadığını, Daily News yönetiminin makineleri matbaaya koyarken bazı estetik kaygılarla bunlarla oynayıp, makineleri bozduğunu da söylediler.*Televizyonlarımızda özellikle hafta içinde güzel film seyretmek hemen hemen imkansız.Olan filmleri de programların gazetelerde veriliş biçimi nedeniyle görmek mümkün değil.Bu nedenle bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.Kanal E, zaman zaman çok ilginç filmleri ekrana getiriyor. Filmler genellikle saat 21.00'de başlıyor. TV programlarında ne oynadığını okuyamasanız bile arada bu kanala verilen saatlerde bakmanızda yarar var.*Bilgisayar magazinlerinin ‘büyükbabası’ olarak bilinen BYTE dergisi yayın yaşamına veda ediyor.23 yıl önce yayın hayatına atılmış olan dergi, bilgisayar devriminden çok önce geleceği görmüş ve devrimin sözcülüğünü yapmıştı.Bugün bir çok insan bilgisayarlar, programlar üzerindeki bilgisini BYTE dergisine borçludur.Ancak bilgisayar devrimi ile birlikte çok daha şık, çok daha tüketim alışkanlıklarına hitap eden, çok daha eğlenceli dergiler piyasaya çıktı.Ve bunlar karşısında ciddi yazılarla tutunmaya çalışan BYTE sürekli okuyucu kaybetti.Geçen ay dergi, sahibi McGraw-Hill tarafından ‘Windows Magazine’in de sahibi olan CMP şirketine satıldı.Birçok insan yeni sahiplerin derginin içeriğini zenginleştirerek satışlarını sürdüreceğini zannediyordu.Ancak derginin kapatılacağı ve 85 çalışandan 74'ünün işine son verileceği açıklaması yapıldı.Kalanlar da anlaşılan grubun başka dergilerinde kullanılacaktı.*Matt Drudge İnternet'de dedikoduyu yerleştiren insandır.Evinden çalışıp benim de aralarında bulunduğum yaklaşık 40 bin abonesine düzgün olmayan aralıklarla e-mail mesajları gönderir ve son dedikoduları aktarır.Beyaz Saray danışmanlarından bir tanesi olan Sidney Blumenthal'ın karısını bir zamanlar dövdüğü dedikodusunu da yayan Drudge şimdi 30 küsur milyon dolarlık bir tazminat davasından da nasıl kurtulacağını düşünüyor.Ama bütün bunlar bir yana Matt Drudge medya dünyasının en son yıldızı oldu.Bütün Amerikan televizyonları bu 25 yaşındaki genç adamı ekrana çıkarmak için birbirleriyle yarışıyorlar.Anlayacağınız Matt Drudge Amerikan medyasının isyankar ruhu olarak çok gözde şu aralar.*Amerikan Polo Birliği'nin bir dergisi var. Adı da doğal olarak POLO.Bu dergi 22 yıldır yayınlanıyor.Ancak Ralph Lauren bu dergi aleyhine geçen günlerde bir dava açtı.Ünlü modacının iddiasına göre dergi kendi ürettiği POLO markasını kullanarak, haksız kazanç sağlıyordu.Peki ama ne olmuştu böyle aniden?Ralph Lauren neden 22 yıl sonra aniden dava açmaya karar vermişti.Polo marka kıyafetlerin de üreticisi olan Ralph Lauren'in şirket yetkililerine göre dergi yıllardır sportif faaliyetlerle ilgili yayın yapıyordu.Ama son dönemde derginin içeriği gittikçe değişmiş, moda ile ilgili haberler ön plana çıkmaya başlamıştı.Bu durumda da POLO sanki Ralph Lauren'in bir yayınıymış gibi izlenim doğuyordu. Buna izin verilemezdi.Şimdi mahkemenin kararı bekleniyor.
Yazarın Tüm Yazıları