Güzellik yarışmaları

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Kontratımda öylesine bir madde katiyen bulunmamasına rağmen, nedense her gün orijinal konular bulmaya çalışıyorum.

İşin kolayına kaçıp gündelik siyasi gelişmeler hakkında derin düşünceler ileri sürseydim, hem benim hayatım çok daha kolay olur, hem de sizler alıştığınız rutini bu köşede de bulmaya başlardınız.

Ve böylece her şey mükemmel bir şekilde sürüp giderdi.

Ama yok, nedense içim rahat etmiyor; her gün mazoşistik bir durumda kafa patlatıp duruyorum.

Dün de aynı durumdaydım.

Yazı konusu olarak kendime son yapılan güzellik yarışmaları ile CHP İstanbul İl Kongresi arasındaki benzerliklerin gündeme getirilmesini seçmiştim.

*

Çok uzun düşündüm bu konu üzerinde.

İki sosyal fenomen arasında bulabildiğim tek benzerlik, hem il kongresinin hem de güzellik yarışmalarının insanın tahammül sınırlarını çok aşacak derecede uzun olmalarıydı.

Bunun dışında CHP'nin İl Kongresi hemen her kategoride güzellik yarışmalarından çok daha çekici, çok daha ilginç ve heyecanlıydı.

Şimdi dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum.

Eğer bir güzellik yarışması, CHP'nin kongresinden hemen her konuda çok daha sıkıcı olmayı başarabiliyorsa, bu dünya çapında alkışlanması gereken büyük bir başarıdır, bunu da yeri geldiği için söyleyeyim dedim.

*

Düşünüyorum da acaba bu güzellik yarışmalarını organize edenlerin bana yönelik bir garezleri mi var?

Başka mantıki açıklama gelmiyor benim aklıma, mutlaka böyle bir kinleri olması gerekiyor.

Yoksa neden birbiri ardına düzenlenen her iki yarışmada da Arap müziği böylesine yoğun olarak kullanılsın, değil mi ama?

Birileri yarışmaları benim de izleyeceğimi tahmin edip, televizyon başında sinirden geberip gideyim diye Arap müziği komplosunu kurdular bana, buna inanıyorum.

Haydi Kanal D'nin güzellik yarışmasını bir dereceye kadar affedebilirim. Orada sadece Mısır'a göndermeler yaparak şov yaptılar.

Ama STAR'ın yaptığı inanılacak gibi değildi.

Ne o öyle açılışta çıkan adam? Arapça rock söylüyor ya. Olmaz böyle bir şey ya...

Onu dinlerken insan hayatından beziyordu.

Haydi benim avantajım vardı, başka kanala geçiverdim. Peki ya davetliler ne yaptı Arapça rock esnasında, düşünmek bile zor geliyor bana.

Arapça'ya arabesk müzik bile yakışmazken bu lisanla rock müzik dinlemek zorunda kalmak insana hüzünle birlikte acı veren bir deneyim oluyor, haberiniz olsun.

Bu adamın vizesi derhal iptal edilerek, kendisine istediği ülkeye sadece gidiş uçak bileti hediye edilmeli.

*

Ve Ricky Martin.

Görünüşünden ve gözlerinin bakışından anladığım kadarıyla adam sadece üçe kadar saymayı biliyor.

Zaten tek bir şarkısı var, onda da üçe kadar sayıp Maria diye bağırıyor.

Maria da büyük ihtimalle ‘kolay kadın’ kategorisinde olmalı.

Çünkü kendisine üçe kadar saymak yetiyor, ne olacaksa üç deyince oluyor.

Bu Ricky'e bizim böyle konularla yakından ilgilenen genç kadınlarımız bir ders vermeli ve adama en azından 10'a kadar saymayı öğretmeliler.

Bu zor bir iş olacak büyük ihtimalle, ama olsun sevaptır.

*

Bu Un-Dos-Tres şarkısı çok enteresan.

Bunu dinlerken sizde ne tür hisler ortaya çıkıyor bilemem.

Ama ben bunu duyar duymaz panik içinde etrafta bir yürüme bandı aramaya başlıyorum.

Ricky Martin'in arkasında onu destekleyen büyük bir cimnastik salonu zinciri olduğuna eminim.

Çünkü adamın bildiği bu tek şarkı en anlamlı biçimde yürüme bandının üzerinde saatte 6.8 kilometre hızla yürürken veya 7.8 hızla koşarken dinlenebiliyor.

Buna bir alışırsanız yandınız.

Şarkıyı televizyonda duyduğunuz anda oda içinde mahkûmiyetinin bitmesine bir ay kalmış hükümlüler gibi volta atmaya başlıyorsunuz.

Bu Ricky aslında iyi çocuk vallahi. Hakkını yememem gerekiyor onun.

Hiçbir şey yapmasa bile beni spora başlattı ya, bu da çok önemli bir başarı yemin ediyorum.

*

Ve konuyla ilgili son düşüncelerim.

1- Güzellik yarışmalarında kızlar lütfen fazla konuşturulmasın. Onlara fikirlerini sormayın. Çünkü insan onları dinledikten sonra Nurettin Sözen ve Mehmet Moğultay'ın CHP il Kongresi'ndeki konuşmalarını bile ilginç bulacak ruh haline düşebiliyor.

2- Ajda Pekkan bir süperstardır ve o ne yaparsa yapsın bu tanımlamadan kurtulması imkânsızdır. O süperstar olmaya mahkûmdur.

3- Ben de Türkiye'nin en iyi yazarıyım ve bunun aksini savunanlara da iki numaralı maddeyi bir kez daha okumalarını tavsiye ederim.













Yazarın Tüm Yazıları