GeriSeyahat Güz geldi haydi sarı kırlara
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Güz geldi haydi sarı kırlara

Güz geldi haydi sarı kırlara

Yağmur, çamur, hafif hafif esen rüzgar... Sonbaharın tadı bir başkadır... Bu mevsimin tadını doyasıya çıkarmak istiyor, kendinizi dağlarda yürüyüşe vuracaksanız sizin için seçtiklerimizi okumadan geçmeyin...

ABANT GÖLÜ / BOLU

Çevresi yedi kilometre

Abant Gölü, Bolu’ya yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta. Abant Dağları üzerindeki kaymalarla oluşmuş. Deniz seviyesinden 1328 metre yüksekte, yüzeyi 1.2 kilometrekare. Küçük akarsularla besleniyor. Çevresindeki tepeler çam, göknar ve kayın ağaçlarıyla kaplı. Gölü çevreleyen yürüyüş yolu yaklaşık 7 kilometre. Burada 1,5 saatlik yürüyüş yapabilirsiniz. Kendi keşfedeceğiniz orman yollarını da güzergahınıza ekleyebilirsiniz. Göl çevresi ile yetinmeyip daha sıkı bir yürüyüş isterseniz Abant civarındaki yaylalar, sizin için iyi bir alternatif. Yayla yürüyüşlerinin sonunda göl manzarasını yukarıdan seyredebilirsiniz. Abant civarı özellikle sonbahar ve kar yürüyüşü için tercih ediliyor. Göl kıyısındaki üç tesiste konaklamak mümkün.

                                                                                                                                                                                                                            

Güz geldi haydi sarı kırlara

 

LİKYA YOLU / MUĞLA-ANTALYA

Tüm dünyadan yürüyüşçü çekiyor

Likya Yolu, Türkiye’de ortaya çıkarılan en eski, en uzun yürüyüş yolu; dünyadaki en popüler 10 uzun yürüyüş rotası arasında. Üç bin yıl önce Likya uygarlığının kurulduğu Teke Yarımadası’ndaki patikaların bir kısmı 1999’da Kate Clow ve Terry Richardson tarafından işaretlendi, haritalandı. Kitap olarak yayımlandı. Fethiye’den Antalya’ya uzanan rotanın tümü 509 kilometre. Fethiye’den başlayıp Akdeniz’in en bakir koylarını, Toros Dağları’nın zirvelerini, Xantos, Patara, Olympos ve Phaselis gibi Likya’nın en önemli antik kentlerini geçerek Antalya’ya ulaşıyor. İlkbahar ve sonbalarda bu rotada dünyanın dört bir yanından gelen yürüyüşçülere rastalabilirsiniz. İstediğiniz etabı seçip, günübirlik yürüyüşler yapabilirsiniz. Örneğin Kaş’taki ya da Oympos’taki etaplardan başlayabilirsiniz. Parkurun tamamı kırmızı, beyaz işaretli. Likya Yolu’nun birinci bölümünde Faralya, Dodurga köyü, Sdyma, Pınara - Letoon - Xanthos kentleri ve incecik kumlarıyla eski bir liman bölgesi olan Patara yer alıyor. İkinci bölümünde Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Olympos ve Phaselis var.

 

Güz geldi haydi sarı kırlara

 

KÜRE DAĞLARI / KASTAMONU

Sonbaharın tüm renkleri Küre’de

Batı Karadeniz kıyısında, Bartın’dan Sinop’a uzanan Küre Dağları’nda en popüler yürüyüş merkezi Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesi. İstanbul’a uzaklığı yaklaşık 470 kilometre. Kanyon, mağara ve şelale görme imkanı sunan bu muhteşem bölgeye gitmek için sonbahar en güzel mevsim. Yapraklar bu dönemde kızarmaya başlıyor, 20 Ekim’den itibaren de muhteşem Yaprak Dökümü manzarasında yürüyebiliyorsunuz. Küre Dağları’nın çekirdek bölgesi olarak tanımlanan bölümü, 2000 yılında milli park, ardından Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nca (WWF) Avrupa’nın öncelikli korunması gereken orman alanı ilan edildi. Küre Dağları Milli Parkı’nda yer alan bitki, memeli ve kuş türlerinin bir çoğu endemik. Mağaralar, dev kanyonlar, dolin ve çukurların gür ormanlarla birleşmesiyle oluşan doğal yapısıyla eşsiz bir alan. Küre Dağları’nda 3-4 saatlik birçok yürüyüş rotası var. Örneğin 1 saatte Ilıca Şelalesi’ne ulaşabilir, 1300 metreyi bulan derinliği ve 12 kilometre uzunluğuyla dünyanın en büyük kanyonlarından
Valla’yı görebilirsiniz. Ilgarini Mağarası da uğramanız
gereken yerlerden.

False