Güvenme dostuna...

TİLKİNİN kırk masalı varmış, hepsi tavuk üstüne...

Avrupa’nın da, Amerika’nın da kırk masalı var, hepsi dostluk üstüne!

Haberin Devamı

Peki, gerçekten dostlar mı bunlar?

Öyle olduğunu kabul edelim. Fakat dostluklar sözlerle değil, davranışlarla belli olur! Aksi halde “Güvenme dostuna, saman koyar postuna!” atasözümüz gerçek olur.

Bazı dostlar, dostlarının derisini soyarlar, içine saman doldurup, hatıra diye rafa koyarlar!

* * *

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Mike Hammer, kısa bir süre önce Beyaz Saray’da yaptığı basın toplantısında, ABD Başkanı Obama’nın Türkiye’yi önemli bir stratejik ortak olarak gördüğünü belirterek, “Bu stratejik ortaklığı derinleştirmek bizim çıkarımızadır. Umuyoruz ki, bu yıl ilişkilerde daha da ilerleme sağlanacaktır” dedi ve şu cümleyi ısrarla vurguladı:

“İlişkilerimiz genel anlamda mükemmeldir!”

Haberin Devamı

Ne güzel sözler bunlar, değil mi? Peki, gerçek öyle mi?

Amerikan hükümeti Türklere nasıl davranıyor? Bir dost gibi mi?

* * *

Çeşitli nedenlerle ABD’ye giden okurlarımdan bu konuda çok olumsuz mesajlar aldım. Okurlarım, New York J.F. Kennedy Havaalanı başta olmak üzere, Amerika’daki tüm sınır kapılarında Türklere yapılan muamelenin düşmanca olduğunu söylüyorlar.

Gelen şikâyetlerden anladığıma göre, Amerikalı yetkililer Türklere genellikle “potansiyel terörist” gözü ile bakıyor, kılı kırk yararak bin bir soru ile bunalttıkları yetmiyormuş gibi çoğu zaman onları neredeyse donlarına kadar arıyorlar!

Birkaç gün önce, bir “uzak yol kaptanımız”dan mektup aldım.

Görevi gereği gemisiyle dünyayı dolaşan Kaptan Mehmet İnal Kolburan “Mississippi Nehri’nde, gözaltında tutulan Türk gemicileri” başlığı altında bakınız neler yazıyor?

* * *

“Ben bir uzak yol kaptanı olarak birçok defa ABD limanlarına yük boşaltmaya ve tabii ki yüklemeye gitmişim. Genç Türk denizcileri fırsat çıkınca gemiden ABD limanlarına kaçarlardı. Şimdilerde çok azaldı. ABD yetkilileri bu nedenle gemiye gelip gemicilere sahile çıkma onayını tam bir kontrolden sonra verir veya vermezlerdi. Ancak hiçbir zaman yazılı ya da sözlü olarak bizleri ABD için tehdit olarak saymamışlar, düşmanca davranmamışlardı!

Haberin Devamı

11 Eylül 2001’den sonra, bu yıl ilk defa gittiğim Mississippi Nehri’ne varmadan önce, ABD kıyılarına ulaşmaya 96 saat kala bizden e-posta ile evraklarımızı göndermemizi istediler.

İstedikleri evraklardan biri de personel listesi idi. Yabancı bayrak taşıyan gemimizin 16 kişilik personelinin hepsi Türk vatandaşı idi.

New Orleans Liman Kaptanı gemiye gönderdiği giriş izninde, varlığımızı kendileri için bir tehdit olarak değerlendirdiklerini ve bizi gözaltında tutacağını bildirdi.

16 gündür nehirde demirlemiş halde bekliyoruz. Her gün tabancalı iki muhafızın kontrolü altında yaşıyoruz. Altı saatte bir bizi sayıyorlar ve üst makamlara rapor veriyorlar.

Haberin Devamı

Ben, beni kendisine tehdit olarak görenleri dost sayabilir miyim? Sizin değerlendirmenize bırakıyorum.” (Mehmet İnal Kolburan- Uzak Yol Kaptanı)

* * *

İşte, ABD’nin Türklere bakışı bu... Başkan Obama istediği kadar “Türkiye ile stratejik ortağız. Türkler bizim dostumuz” desin...

Görünen o ki, Amerika gibi dostumuz varken, düşmana hiç ihtiyacımız olmaz!

Yazarın Tüm Yazıları