Güneydoğu Anadolu marka olmuş bile

GÜNEYDOĞULU kadının ekonomik hayata katılımı ne durumda?GAP Bölgesi’nde Kadın Girişimciliği raporundan bazı rakamlar veriyorum.Veriler 2000 yılından.Diyarbakır’da ücretli çalışan kadın sayısı 9 bin. Erkek sayısı 39 bin.Aile işçisi olarak ücretsiz çalışan kadınların sayısı 113 bin.Gaziantep’te ücretli 164 bin erkeğe karşı 20 bin 837 kadın var.Aynı şehirde ücretsiz aile işçisi kadınların sayısı 79 bin 469.Mardin’de 48 bin erkeğe karşı sadece 4 bin kadın ücretli işte çalışıyor.Ücretsiz aile işçisi durumunda 80 bine yakın kadın var.Her üç şehirde 4 bin ila 6 bin arasında kadın kendi hesabına çalışıyor yani girişimci. Listeyi diğer şehirlerle uzatmadan rakamlardan çıkan sonuca geçiyorum:‘Güneydoğulu kadın iş hayatında, Türkiye’nin diğer bölgelerine oranla hem gayet düşük bir düzeyde varlık gösteriyor ve emeğinin karşılığını almıyor.’Peki Güneydoğulu kadının kaderi nasıl değişecek? Mardin’de katıldığımız ‘Güneydoğu Anadolu’da Kadının Ekonomik Kalkınmasına Yönelik Stratejiler’ başlıklı iki günlük seminerde işte bu soruya cevap aranıyor.Semineri düzenleyenler GAP İdaresi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Marmara Grubu Vakfı. Seminer yeri olarak Mardin’in seçilmiş olmasının da benim için ayrı bir anlamı var.Zira beş altı yıl önce Mardin’de sıfırdan başlayan kadın girişimci Ebru Baybara Demir bugün hem Cercis Murat Konağı gibi ünü yurtdışına taşmış bir lokantanın işletmecisi, hem de doğal gıdalar üreten bir atölyenin başında.Yaklaşık 100 kişiye istihdam sağlamış.Mardin’deki konferansa dönersek, kadınların ekonomiye katılımlarının yanı sıra, ürettikleri ürünleri nasıl pazarlayacakları da tartışılıyor.Öyle ya GAP İdaresi’nin başarılı projelerinden olan ÇATOM’larda (Çok Amaçlı Toplum Merkezleri) belli bir eğitimden geçen Güneydoğulu kadınlar çeşitli şeyler üretiyorlar.Bunları nasıl pazarlayacaklar?Mardin toplantısında önlerine müthiş bir fırsat penceresi açılıyor.Dünyadan örnekleri dinliyorlar. Gelişmekte olan ülkelerde Güneydoğulu kadınlar gibi küçük çapta üretim yapanlar seslerini nasıl duyuruyorlar?Fransa’da 1998 yılında kurulmuş olan ‘Adil Ticaret’ adında bir şirket var.Bir yetkilisi konferans için Mardin’de.Filistinli köylü kadınların ürettikleri zeytinyağı ile kuskusun nasıl Fransa’da pazarlandığını anlatıyor.Önlerine yeni ufuklar açıyor.Konferansa katılmış olan BM Kalkınma Programı Daimi Temsilcisi Jacob Simonsen ve konferans sponsorlarından İsviçre Büyükelçisi Walter Gyger ile konuşuyoruz.Her ikisi de Güneydoğulu kadınlar tarafından üretilmiş ürünlerin dış pazarda rahatlıkla satılabileceği konusunda hemfikir.Simonsen antepfıstığı ile bulgur için Avrupa’da hazır pazar olduğu görüşünde.‘Güneydoğu sorunu’ dediğimiz şey meğer Batı’da Güneydoğu Anadolu için bir sempati uyandırmış.Gyger diyor ki: ‘Güneydoğu Anadolu marka olmuş bile? Ürününü rahatlıkla satar.’İlginç değil mi?Diyarbakır 3 Ekim’i beklerkenMARDİN’e geçmeden önce ilk durağımız Diyarbakır.Gazi Köşkü’ndeki sabah kahvaltısında bir araya geldiğimiz Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kutbettin Arzu’ya ekonomiyi soruyoruz öncelikle.‘İşsizlik bölgede daha da arttı’ diyor.Diyarbakır’ın yaşadığı çift yönlü göçü bir kez daha hatırlatıyor.Biri Diyarbakır’dan batıya beyin göçü, diğeri de kırsal kesimlerden Diyarbakır’a göç.Ki çoğunlukla mesleksiz insanların göçü aile reisinin büyük şehirlere gitmesiyle sonuçlanmış.Neticede Diyarbakır başlarında baba olmayan 6-7 çocuklu ailelerin çoğunlukta olduğu bir şehre dönüşmüş.Çoğunlukla çocuklar sokakta, anne geçim derdinde.Kutbettin Arzu, terör olaylarının tırmanışa geçmesinden önce yani 6 ay kadar öncesine kadar bölgede ekonominin geleceğiyle ilgili umut olduğunu söylüyor.‘6 aydır yine bir umutsuzluk çöktü. Başbakan’ın gelmesi biraz moralleri düzeltti ama yeterli değil’ diyor.Terör meselesi en fazla turizmi vurmuş.Turizme yatırım yapmayı planlayan hem yerli hem yabancı yatırımcılar ellerini ayaklarını çekmişler bu şehirden.Kutbettin Arzu ateşkesin sona ereceği 3 Ekim tarihinden sonra yeni bir şiddet dalgasının geleceğine inanmıyor.‘Çünkü’ diyor ‘bölge halkı barış istiyor, ekonomik canlanma istiyor’.Ekonomiyi canlandırma peşinde olan şehirde yarın 4. Ortadoğu Fuarı başlıyor.Suriye, Irak, İran, Ürdün, Lübnan, Yemen’in katıldığı fuarı bir Ekonomi Forumu izleyecek.Bu arada Arzu’ya Diyarbakır’da başlayan ipekçiliği soruyorum.2003’te buraya geldiğimde bir süre önce ipekçilik yeni başlamış ve 30 bin ton ipek elde edilmişti.Şimdi bu 45 tona ulaşmış.Mardin 5 yıl içinde dünyanın yıldızıMARDİN Valisi Temel Koçaklar kesin konuşuyor.‘Mardin önümüzdeki beş yıl zarfında dünyanın yıldızı.’İlk kez 1998 yılında Mardin’e gelmiş biri ve inanılmaz değişimi görmüş olarak Vali Koçaklar’a yüzde yüz katılıyorum.İlk kez bu şehre geldiğimde bir tane otel vardı?O da doğrusunu söylemek gerekirse pek kalınacak durumda değildi.Şimdi Mardin’de 2006 yılında 1300 yatak olacağı hesaplanıyor.Eski Mardin konakları son derece hoş butik otellere dönüştürülmüş.Turizm Mardin’in geleceği.Vali Temel Koçaklar restorasyon çalışmalarının da sürdüğünü anlatıyor.20’ye yakın yerde restorasyon çalışmaları olduğu için taş atölyelerine de talep patlamış. Eskiden Midyat’ta 1 tane taş atölyesi varken bugün 15 tane var.Her şey zincirleme, büyük bir hızla gelişiyor Mardin’de.Önümüzdeki günlerde yine restore edilmekte olan eski bir konak Kent Müzesi olarak hizmete girecek.Sabancı Ailesi’nin sponsorluğunda açılacak müzeye bir de Sakıp Sabancı Sanat Galerisi eklenecek.
Yazarın Tüm Yazıları