Zırvalama hakkı!

Güncelleme Tarihi:

Zırvalama hakkı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2003 00:00

ZIRVALAMA hakkını kullanan bir yazar ortaya şöyle bir soru atabilir: ‘‘Adam çocuğunun iyi bir Müslüman olmasını, hem dini bilgiler almasını, hem de fizik-kimya öğrenmesini istiyor. Bir başkası da, diyelim ki dil ağırlıklı okula gitsin, ama biraz da genel kültür alsın, sosyal bilim öğrensin istiyor. Sana ne? Sen ne karışıyorsun, onun çocuğuna nasıl bir formasyon vermek istediğine?’’Kalemiyle keramete kıç attıran yazarın ‘‘Sana ne? Sen ne karışıyorsun?’’ diye çıkışıp payladığı kimse ben değilim, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun anayasası! Devlet, vatandaşlarının istediği kadar özel amaçlı lise açacak ya da işin içinden çıkamayıp ‘‘Ne haliniz varsa görün!’’ diyerek işi cemaatlere mi bırakacak? Dünya üzerinde böyle bir ‘‘Dingo'nun ahırı’’ ülke yoktur. Aynı mantıkla aileye de sorulabilir: Sana ne, ne karışıyorsun çocuğun işine? Bırak, her çocuğun gördüğü eğitimi görsün ve ne olacağına 18 yaşında ergin (reşit) olunca kendisi karar versin! Ulus bilincine sahip hangi toplum çocuklarının eğitimini ‘‘Saldım çayıra Mevlam kayıra!’’ anlayışıyla yaptırır?* * *Zırvalama hakkını kullanan bir yazar, imam-hatip liselerinin ülkeye egemen olmasını engelleyen olgunun Tevhid-i Tedrisat Kanunu olduğunu açıklıyor:‘‘Evet, problemin başı buradadır. Bu kanun tek tip eğitimi yasal zorunluluk haline getirerek, Türkiye'de eğitim kurumlarının hepsini devletin cenderesi altına almıştır. Bu kanun varoldukça, eğitimde rekabet, çeşitlilik, farklılık, bireylerin kendi ihtiyaç duydukları türden okullar oluşması imkánsızdır. Sorunun özünün bu olduğunu, bu ülkenin en radikal siyasetçisi yıllar önce söylemişti. Cumhurbaşkanı Özal, 1992'de kendisiyle yaptığım bir söyleşide büyük bir cesaretle ‘Tevhid-i Tedrisat Kanunu kalkmalıdır' demişti.’’ * * *Yazar zırvalama hakkını kullanabilir, ama hiçbir ülkede onun tanımladığı okul yok! Sabuklama hakkını kullanan yazarın tanığı sadece Turgut Özal değil. Onun ‘‘herkesten daha yakın’’ı olan Süleyman Demirel’in de İHL konusunda ‘‘fevkalade enteresan’’ düşünceleri var:‘‘İmam-hatip okullarının gayesi, sadece din adamı yetiştirmek değildir. Dinini bilen Türk vatandaşı doktor, mühendis, hákim olsa daha iyi değil mi? Bugün orta eğitime giden 3 milyona yakın öğrencimizin 240-250 bini klasik lise eğitimine ilaveten din eğitimi veren okullara da gidebiliyor. Bu okulların tümü üniversiteye açıktır. Biz onu yaptık. Şayet Kuran kursları veya din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa yanlış olan din eğitimi değildir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu'dur.’’Her gerçek devletin kendi Tevhid-i Tedrisat Kanunu vardır. Cumhuriyet de kendi yasasını yaptı. Ama Türkiye, devletin en temel varoluş yasasına karşı olan iki başbakan ve cumhurbaşkanı gördü! İşte buna anarşi denir. Ve yeryüzünde bunun bir başka örneği yoktur. Demek ki devleti cumhurbaşkanlarına, başbakanlara, bakanlara ve hükümetlere karşı da korumak gerekiyor! Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Anayasa'nın 174. maddesi tarafından korunan bir devrim yasasıdır. Eğitimde, birbirine yabancı, birbirine düşman iki ve daha fazla insan tipi yetişmesini engellemek için çıkartılmıştır. Bu yasa yoksa laiklik yoktur, laiklik yoksa ne cumhuriyet vardır ne de demokrasi!..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!