Zekeriya Beyaz: O konuyu kurcalama!

Güncelleme Tarihi:

Zekeriya Beyaz: O konuyu kurcalama
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2005 17:54

İlahiyatçıların, din uzmanlarının cevaplamakta zorlandığı ‘datsız’ sualler vardır. ‘Agnostikler’ (bilinmezciler) genelde ‘inananları’ bu konularda köşeye sıkıştırmaya bayılırlar...

Mesela, sık sık sözünü ettiğimiz ‘ŞER’ meselesi : sadece İslam’ı değil, Hıristiyan dinini de fena halde zorlar. Yazar Amin Maalouf’un Işık Bahçeleri adlı romanında, 3.yüzyılda İran’da ‘sapkın’ diye parçalanan ‘peygamber’ Mani, Tanrı’dan bahisle şöyle der:

“Nasıl hem iyi hem muktedir olabilir? Savaşları ve cüzzamı da O mu yarattı? Çocukların açlıktan ölmesine, masumların fena muamele görmesine göz yuman O mudur? Cehennem’i de, Efendisi’ni de yaratan O mu? Şeytan’ın var olmasına izin mi verdi? Onu bir emriyle yok edebilecekse, neden yapmıyor? Karanlıklar’ı ortadan kaldırmak istemiyorsa eğer, demek ki ‘İYİ’ değil. İstiyor da gücü yetmiyorsa, demek ki MUKTEDİR değil. Yaratılış insanoğluna emanet edildi. Karanlıkları geriletmek insanın görevi...”

Buna, ortodoksi yani ‘Kilise’nin ana dogmasını’ savunanların en yaygın cevabı ‘iradei cüziyye’dir. Özetin özetiyle, Tanrı insana iyilikle kötüyü tefrik (ayırt) etme yetisi vermiştir, kötülüklerden Tanrı değil, insan sorumludur. Hastalıklar, tabii afetler filan için de bahane muhteliftir.

Dualistler (ikiciler) ise - ki Mani bunların teorisyenlerindendir - bir iyi, bir de kötü, başlangıçta İKİ EŞZAMANLI YARADILIŞ vardır, derler. Yani görünür dünya ve üzerindeki bütün fenalıklar, KÖTÜ TANRI’nın (Şeytan) marifetidir...

*

Bir diğer ve daha hafif meşrep ‘sıkıştırma mevzuu’ ise ‘İnsanoğlunun aynı ana ve babadan, yani Adem ile Havva’dan geldiği’ inancından ortaya çıkan ‘ensest’ ihtimalidir.

Takvim’deki köşesine yazan bir okur, İlahiyat Profesörü Zekeriya Beyaz’ı bu konuda terletmiş.

Soru: Adem ile Havva'dan türediğimize göre, kardeşler birbirleriyle mi evlenmiştir?

Al bakalım, gel de cevap ver!

Beyaz Hoca iyi kötü bir şeyler söylüyor:

CEVAP: İlk insanlık Adem ile Havva'dan yaratılmıştır. Sonraki nesiller ise onların evlatlarının çoğalması ile meydana gelmiştir. İslam bilginlerinin yorumlarına göre şöyle oluyordu: Her doğumda ikiz oluyordu. Biri oğlan biri kız doğuyordu. İkiz kardeşler gerçek kardeş oluyor, birbiri ile evlenmiyorlardı. Her ikiz diğer ikizler ile evleniyorlardı. Böylece kardeş kardeşle evlenmemiş oluyordu. (Takvim, 6 eylül)

Zekeriya Hoca’nın sözleri pek ‘ikna edici’ değil.

Bir defa, bu ‘ikiz teorisi’ doğru olsa bile, kardeş çocukları birbiriyle cinsel ilişkiye girdiğine göre, bunun adı resmen ensesttir, bu bir; bu doğumlardan ortaya çıkan insan soyunun bol bol ‘genetik bozukluk’ (başta zeka geriliği) taşımasına da şaşmamak gerekir, bu iki...

Ayrıca, Zekeriye Hoca okuruna gerçek ‘İLK GÜNAH’tan hiç bahsetmiyor nedense.

Havva’nın Adem’den olma üç oğlunun adı bilinirse de (Habil, Kabil, Şit). ‘başka birçok çocukları olduğu’ söylenir. Kızlar da var mıdır bilmem.

Ama, eğer Adem’le Havva’nın kızı olmadıysa, torunlarını kim doğurdu? (Havva anamız, oğullarından hamile kalmayacağına göre...)

Varsa, kızları erkek kardeşlerinden mi gebe kaldılar? (Babalarından kalmadıklarına göre...)

Yani... ikizleri kim, kimden doğurdu?

Bu iş biraz karışık. Tevrat onun için fazla kurcalamaz, söyleyip geçer.

Zaten, Zekeriya Hoca da, bir ilahiyatçı olarak çaresizliğini şu asabi sözlerle belli ediyor:

“Tabii bu da bir yorumdur. Esasen o olayları bir istisna ve mucize olarak kabul etmek gerekir. Her konu bizim sandığımız gibi her zaman aynı olmayabilir. Olağanüstü olaylar da söz konusudur.
Bir de bu türlü konular bizim temel meselemiz değildir bize hiç bir şey kazandırmaz, bunları bilmememiz halinde de bir eksiğimiz olmuş olmaz. Çok önemli şeyler değildir, sorumluluğumuz dahilinde olan konulardan değildir...”

Hasılı ‘O KONUYU KURCALAMA!’ diyor hocamız...

 

(Not: Yazı karakterleri bir tuhaf, biliyorum. Ama benim elimde değil. Program hatası...)

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!