Zehir hafiye Ahmet ‘8 meçhul adam’ın peşinde

Güncelleme Tarihi:

Zehir hafiye Ahmet ‘8 meçhul adam’ın peşinde
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2010 01:40

ANKARA ’da tam bir zehir hafiye gibi çalışıyorum. Hedefim “8 meçhul adam”ın kimliğini deşifre etmek...

Tayyip Erdoğan gibi “evrenin en güçlü adamlarından biri”nin karizmasını çizen... AK Parti saflarını bunalıma sokan... Karadelik açan...
“Yandaş medya”nın kimyasını bozan... 3 Mayıs gününü AK Parti için “hüzün günü”ne çeviren... “8 meçhul adam”ın kimliğini ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Profil çalışması
“Criminal Minds” adlı dizide dedektiflerin uyguladığı bir taktik var. Oradaki dedektifler, işe önce “profil” çıkarmakla başlarlar. Ben de bu taktiği uygulayıp bir “profil çıkarma çalışması”na girişiyorum. Ve başlıyorum “8 meçhul adam”ın özelliklerini yazmaya:
- Hepsi beyaz, erkek ve modern...
- “Biat” kelimesinden habersiz, kelimenin mana ve önemini kavrayamamış tipler...
- Orta yaşın biraz üzerindeler.
- Dünyaya boşvermiş gibi bir halleri var.
- Lider baskısından bunalıp tüymek için yol arıyorlar.
- Kadir ve kıymetlerinin bilinmediğini düşünüyorlar.
- Umutsuzlar... Kendileri için bir istikbal görmüyorlar.
- Bazılarının ellerinden makamları alınmış olabilir.
- Ehli dünya olabilirler.
- Dava şuuru eksikliği yaşıyor olabilirler.
Evet... “8 meçhul adam”ın profili böylece ortaya çıkıyor. O zaman gelin hep birlikte AK Parti Grubu’nda yer alan siyahları, kadınları, Milli Görüş geleneğinden gelenleri, belediyecileri, 20 yıldır Erdoğan’ın yanında olanları, dava şuuru sahiplerini, makamından hoşnut olanları eleyelim.
Geriye kalanların isimlerini AK Partili Faruk Koca gibi bir kâğıda yazalım. Yanıtını aramamız gereken bir başka önemli soru ise şu:
“Bu bir örgütlü başkaldırı mı?”
Yani “8 meçhul adam” birbiriyle temas halinde mi? Bazı geceler Ankara’nın ücra bir köşesinde buluşup görüşüyor ama Meclis’te birbirlerini tanımazlıktan mı geliyorlar? Yoksa bir örgütlülük söz konusu değil de “tesadüfi bireysel başkaldırı” olayıyla mı karşı karşıyayız? Bunları anlamak gerekir. Bir başka anlamamız gereken konu ise şu:
Amaçları ne?
Başbakan’ın en çok istediği şeyi ondan esirgeyerek, “Gör bizi... gör bizi...” diye haykırmış olmak mı?
Yoksa...
Artık gemileri yakmış bir Spartaküs ayaklanması mı?
Olay yeri inceleme
Bu zihinsel araştırmaların ardından “olay yeri inceleme çalışması”na başladım. Meclis’te iktidar kulislerine daldım. Milletvekillerinin gözlerinin ta içine baktım: Çok abartılı bir şekilde üzgün görünenleri, gözlerini kaçıranları, hiçbir şey olmamış gibi yapanları not ettim. Tayyip Erdoğan’ın koridorlarda dolaştığı anlarda ortadan yok olmaya çalışanları da listeledim.
Sonuçta elimde “8 kişilik bir isim listesi” kaldı. “Yaz bakalım kimmiş bu 8 kişi?” dediğinizi duyar gibiyim.
K.T.’nin şiddet eğiliminden, M.B.’nin sitemlerinden, V.E.’nin uzun tekzip metninden, R.Ç.’nin gönül koymasından, K.U.’nun meydan okumasından, K.T.’nin küsmesinden, S.Y.’nin üzülmesinden, H.G.’nin yalanlamasından korkmasam yazardım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!