Zamane sabunları

Güncelleme Tarihi:

Zamane sabunları
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 1997 00:00

Antik çağdan günümüze temizliğin simgesiYILLAR ONU ESKİTEMEDİGelir seviyesi yükseldikçe sabun tüketimi azalıyor ve onun yerini şampuan, vücut jeli gibi kozmetik temizleyiciler alıyor. Tüm dünyada giderek yaygınlaşan bu eğilime direnmek için sabun sürekli kılık değiştiriyor. Günümüzde en çok rağbet gören sabun, şeffaf ve gliserinli olanı. Bu tür sabunlar dünyada pahalı ve lüks ürünler kategorisine giriyor ve cildi besleyip nemlendiriyor. Sabunu ışığa tuttuğunuzda hiçbir yabancı madde kendini gizleyemiyor. EFSANELERE KONU OLDUSabuna ilişkin pek çok efsane var. Bir Roma efsanesine göre sabun tesadüfen keşfedilmiş. Roma'daki Sapo dağında kurban edilen hayvanların küllerle karışan yağları Tiber Nehrine sürüklenirmiş. Burada çamaşır yıkayan Romalı kadınlar, kaygan maddenin karıştığı suyla yıkadıkları çamaşırların daha kolay temizlendiğini görmüşler. Böylece sabun ilk defa keçi yağının bir çeşit odun külüyle kaynatılması sonucu elde edilmiş.DİKKAT, GÖZ YAKAR!Dünyanın ilk ve en eski temizlik maddesi olan sabun, ‘‘Sapo'' sözcüğünden geliyor. Sapo, Latince'de saç boyası malzemesi ve tıbbi merhem demek. İlk kez Mezapotamya'da kullanılan sabunun tarihçesi İ.Ö. 4000 yıllarına dayanıyor. Tombak dergisi bu ayki sayısında sabunun tarihçesini araştırdı. Sabunla ilgili öğrenmek istediğiniz her ayrıntıya yer verdi. BÜYÜK REKABET VARTürkiye'de yılda yaklaşık 300 bin ton sabun üretiliyor. Gerek iç piyasada, gerekse ihracatta büyük rekabet var. Yapılan bir araştırma tüketicilerin sabun alırken kalitenin yanında ambalaja da önem verdiğini gösteriyor. Türkiye'de sabun tüketiminin en yoğun olduğu bölge Marmara. Türkiye'nin en eski sabun üreticilerinden Hacı Şakir ve Komili, 100 yılı aşkın bir süredir bu sektörün içinde.Sabunum ‘‘Gayet Halis''Sabunun tarihçesini araştıran Tombak dergisi, bununla kalmadı ve Osmanlı saraylarında sabunların nasıl yapıldığını öğrendiSabunu ilk kimin keşfettiği şaibeli. Kimi belgeler bugünkü sabunun ilkel şeklinin ilk çağda Araplar tarafından yapıldığını ortaya koysa da bir başka görüş sabunu ilk yapanların Mısırlılar olduğunu savunuyor. Mısırlılar alkaliyi sıvı yağla karıştırarak sabunu bulmuşlar. Bir diğer görüş ise sabun imali ve kullanımının ilk kez Akdeniz çevresindeki ülkelerde başladığını ve mevcut nebati yağlarda, soda ve kil gibi doğal hammaddelerden yapıldığını ortaya koyuyor. Sabun ilk zamanlar tıbbi amaçla kullanılırken sonraları şahsi temizlik için kullanılmaya başlandı. Romalılar, temel maddesi hayvani yağlar olan sabunu, bitki küllerinde bulunan potasyum hidroksitten yapıyorlardı. Bizans İmparatorluğu'nda ise sabunu üreten bir lonca vardı. Başkent Konstantinapolis'te üretilen ‘‘sarı sabunlar'' imparatorluk sarayına tahsis ediliyor ve hiç satışa çıkarılmıyordu. En makbule geçenlerSabunculuk Ortaçağ'da İslam ülkelerinde gelişmiş bir imalat kolu idi. Edremit'te 1300 yılında yapılan Kurşunlu Camii'nde sabunculuğa ait kayıtlar bulunuyor. Osmanlı Devleti'nde sabun kullanımı oldukça yaygındı. Devlet içinde farklı sabun üretim bölgeleri vardı. Batı Anadolu, Adalar ve Trablusşam bu bölgelerin başında geliyor. 19. Yüzyıl'ın ortalarına gelinceye kadar sabun, ‘‘sabunhane'' adı verilen küçük işletme birimlerinde imal edilirmiş. Bu işletme birimlerine sabunun ana hammaddesi olan zeytinin yetiştiği bölgelerde rastlıyoruz. Osmanlı'da sabun yapımı bölgelere ve zamana göre değişiklik gösterse de sabunun içindeki maddeler hiç değişmiyor. Zeytinyağı, soda, çorak, zeytin çekirdeği, kireç, sabun madeni, kül, fındıkyağı, Silisit Sud, Tuz, Floransa Toprağı, Klor-Kalusyon-Natrun, sabun üretiminde kullanılan başlıca maddelerdi.Osmanlı'da birtakım rahatsızlıklara iyi geldiği kabul edilen sabun-ı tıbbi adı verilen bir çeşit vardı. Sabun-ı tıbbi, merhem şeklinde kullanıldığı gibi hap olarak da alınırdı. Müsekkin olarak kabızlığı gidermek için kullanılırdı. Osmanlı'da sabunun kalitelisi, içine konulan zeytinyağının derecesi ile ölçülürdü. Eğer saf zeytinyağından imal edilirse sabunun kalitesi yükseliyordu. 30 Nisan 1308 tarihli belgeye göre Midilli bölgesinde imal edilen sabunlar kalite bakımından ‘‘Gayet Halis'', ‘‘Halis'', ‘‘Mahlut'' ve ‘‘Topraklı'' olmak üzere sınıflandırılıyor. En makbule geçenler, ‘‘Gayet Halis'' sabunlar. Bunlar hiçbir yabancı madde karıştırılmadan sırf yağdan imal edilirlermiş. Mahlut sabunlar diğerlerine göre daha ucuz. Yıkanan eşyayı diğerleriyle aynı oranda temizleme özelliğine sahip olması nedeniyle herkes tarafından kullanılıyor... Sabun kalitesindeki sırSabunun kalitesine etki eden diğer unsurlardan biri de iyi pişmiş olması. Yine tarihi bir belgede Kandiye'de imal edilen sabunun ‘‘puhte ve temizlik ile şöhretşiar'' olduğu belirtiliyor. Trablus'ta imal edilen Trabluskari ya da diğer adıyla Nablus sabununun kalitesindeki sır, hilesiz yapılmış olması ve içinde çabuk erimesine mani olan yüksek miktarda demir bulunmasıymış. Sabun ustasının yeteneği ise hiçbir zaman göz ardı edilemezmiş. Sabun ustası ‘‘şef'' olarak anılır ve hüneri, el becerisi, sabunun üretim aşamasında verdiği kararlar, sabunun kalitesine direkt yansırmış. Osmanlı'da çok çeşitli adlar altında sabun üretilmiş: Trablus Sabunu, Çiçek Sabunu, Misk Sabunu, Hünkari, Paşa Sabunu (beyaz ve siyah), Alaca Sabunu, Araki Sabun, Kara Sabun, Mine Sabunu, Kokulu Sabun, Kandiye Sabunu, Fes Sabunu, Arap Sabunu, Iraki Sabunu, Trablusgari Sabunu, Girid ve Leke sabunu en çok tercih edilen sabunlardanmış.19. Yüzyıl'da Cebel-i Nablus adlı eserde Nablus sabunları için o dönemin en iyi sabunu diye bahsediliyor. ‘‘Bugün en iyi ve meşhur sabun Nablus sabunudur. Bu sabunda diğer sabunlarda olmayan özellikler vardır. Bu sabunun kaliteli olmasının diğer bir nedeni çabuk erimesine mani olan yüksek demir oranına sahip olmasıdır'' deniliyor. Şam ahalisi Nablus sabunu kullanıyor ve onu tercih ediyormuş. Arap sabununun imal edildiği bölge ise Tunus. Ancak o dönemde büyük nakil problemleri yaşandığı için Arap sabununun Ayvacık'ta imal edilmesi konusu araştırılmış. Arap sabununun yapımı diğerlerinden daha zor olduğu için bölge halkı bu işe yanaşmamış. Bu durum karşısında teklifi yapan Bender adlı kişiye sabunun yapımı konusunda özendirici teşvikler verilmiş. Girid sabunu da oldukça meşhurmuş. Girid sabunundan ma'ruf beyaz sabun olarak bahsedilirmiş. Hatta Midilli ve Ayvalık gibi yerlerde üretilen sabunlara Kandiye damgası (Girid Sabunu) vurulup taklid edilerek satılırmış. Fes sabunu denen sabun ise Asakir-i Mansure için imal ediliyordu. Ayvacık kazası sabuncuları fes sabunu için zeytinyağı üretiyorlardı. Günümüzde ise yapısındaki maddelerin ve fonksiyonlarının farklılığına bağlı olarak bu sabunun Arap sabunu, Camcı sabunu, Antiseptik sabun, Bit Sabunu, Çözücü sabun, Kozmetik Sabun, Marsilya Sabunu, Metal Sabunu, Ponza, Pul, Saydam Sabun, Sıvı Sabun, Soğuk Üretim Sabunu, Talaş Sabunu, Tıbbi Sabun, Toz, tuvalet sabunu, yarı pişmiş sabun ve yüzer sabun denilen cinsleri bulunuyor. TÜKETİM DÜŞÜYOR Batıda sabun kimyasının gelişmesine paralel olarak 19. Yüzyıl'ın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti'nde sabunhanelerin yanında fabrika üretimine de geçildi. Sabun imalatı bir sanayi kolu haline geldi. Üretim yeni tekniklerle yapılmaya başlandı ve bugünkü modern dev sabun tesislerinin ilk habercisi oldu. Ancak ülkemizde 20. Yüzyıl'ın ortalarına gelinceye kadar sabun üretimi genel-geçer olarak basit sergi sabunculuğu olarak devam etti. Günümüzde hala özellikle küçük yerleşim birimlerinde bu tür üretim yaygın. Hala sektörün yüzde 30'unu kalitesi düşük sergi sabunları kapsıyor. 20. Yüzyıl'ın ortalarından itibaren makine sabunculuğu hız kazandı ve teknolojik yatırımlarla makina sabunculuğu bugünkü sabun üretiminin büyük bir kısmı makina sabunculuğuna dönüştü. Son yıllarda ise batı ülkelerinde sentetik temizleyici maddelerin geniş ölçüde kullanılması kişi başına tüketilen sabun miktarını azalttı. 1975 yılında Türkiye'de kişi başına tüketilen sabun miktarı 2.5 kg. iken, 1983'de bu rakam 2.26'ya düştü. Bu düşüş günümüzde
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!