YÖK Başkanı Saraç mütevelli heyet başkanlarıyla bir araya geldi

Güncelleme Tarihi:

YÖK Başkanı Saraç mütevelli heyet başkanlarıyla bir araya geldi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2014 16:45

YÖK Başkanı Yekta Saraç, "Temel bilimlerde asıl sorun, taban puan oluşmadığından barajı aşabilen herkesin bu programlara girilebilmesi. Bu duruma müdahale edilmezse en yakın dönemde mühendislik programları bundan olumsuz etkilenmeye başlayacak. Bu sorunun üzerine gitmeyi düşünüyoruz" dedi.

Haberin Devamı

YÖK Başkanı Saraç, vakıf üniversiteleri mütevelli heyeti başkanlarıyla bir araya geldiği toplantıda, yükseköğretimde evrensel nitelikte bir kaliteye ulaşmak için bilgi ve tecrübe kadar dirayet, cesaret ve kararlılığa da ihtiyaçları bulunduğunu söyledi. Farklı kesimlerin yükseköğretimden beklentilerini, çağın değişen ihtiyaç ve koşullarını en iyi şekilde algılayarak, var olan sistem içerisinde de yükseköğretimde önemli mesafeler kaydedilebileceğini belirten Saraç, "Var olan sorunların birçoğunun yasadan değil de yanlış uygulamalardan kaynaklandığını düşünüyorum. Yükseköğretimde bugün bulunduğumuz seviyeden daha öteye ulaşmamızda, yasal engeller olduğunu düşünüyorsak; bunu ortak akılla, bir uzlaşı kültürü içerisinde, akılcı bir yaklaşımla ele almalı ve süreç içinde sistematik olarak, çözüme kavuşturmalıyız" diye konuştu.

Saraç, üniversite yönetimlerinde de kişilere bağlı keyfi uygulamaların kalktığı, evet ve hayırların rasyonel, vicdani ve ahlaki normlara bağlandığı, şeffaflık ve hesap verebilirliğin ön plana çıktığı ve geleneklerin etkin olduğu yönetişim yapılarına ivedilikle geçilmesi gerektiğinin altını çizdi. Son yıllarda, yükseköğrenimde çok önemli değişimlerin yaşandığını ifade eden Saraç, artan talebi karşılayabilme ve fırsat eşitliği adına her ile bir üniversite kurulduğunu ve öğrenci kontenjanlarında da önemli artışlar olduğunu aktardı.

Böylelikle arz ve talep arasında geçmiş yıllara göre önemli bir denge sağlanabildiğini aktaran Saraç, 1982'de 27 olan üniversite sayısının 2013 sonunda 200'e yaklaştığını, bunun ülkenin yarınları adına ümit verici olduğunu söyledi.

İyi bir üniversitenin sadece kendi ülkesinde değil, tüm dünyada aranan mezunlar yetiştirebilme kabiliyetine göre belirlendiğini kaydeden Saraç, tıp, mühendislik, sağlık, havacılık, denizcilik gibi mesleklerde eğitimin uluslararası olmasının adeta bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Gerekli koşullar oluşturulmadan verilen bir eğitimin beklentileri karşılamayacağını aktaran Saraç, YÖK olarak bu konudaki sorumluluklarının üst seviyede olduğunun bilincinde olduklarını, önümüzdeki süreçte, yasaların kendilerine verdiği yetkiler çerçevesinde çok daha hassas bir şekilde denetim görevlerini yerine getirmeyi çalışacaklarını belirtti.

Bundan sonra YÖK'ün üniversiteler ile sıcak bir ilişki kuracağını ifade eden Saraç, alınan kararların anlaşılır, meşru ve adaletli olması gerektiğini söyledi. YÖK ile üniversiteler arasında koptuğunu gözlemledikleri iletişimin yeniden tesis edileceğini kaydeden Saraç, YÖK'ün siyaset yapan bir kurum olmadığını ve artık popülist söylemlere ve fiillere yönelmemesi gerektiğini belirtti. Daha etkin ve verimli çalışan bir YÖK oluşturması gerektiğini aktaran Saraç, "YÖK'ün küçülmesi de hantal yapısından kurtarılmasının bir gereğidir" dedi.

Saraç, yükseköğretimde köklü değişikliğin bir YÖK başkanının veya ekibinin önerisi ile olmaması, toplumda geniş bir mutabakat aranması gerektiğine inandığını anlattı. YÖK'ün artık sadece girdi değil, çıktı kalitesini de ölçmeye başlaması gerektiğini anlatan Saraç, vakit kaybetmeden YÖK'ün dışındaki paydaşlara da açık bir 'Kalite Kurulu'nun teşekkül ettirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Biz istiyoruz ki çıktı kontrolünü yapan, bizimle ilişkili ama paydaşların yer aldığı bir kurul oluşturalım. Daha önce düşünüldüğü gibi YÖK'ün içinde bir daire şeklinde olmasını uygun görmüyorum. Kendi aldığımız kararların sonuçlarının kendimiz tarafından değerlendirilmemesi lazım. Aldığımız kararların bağımsız bir kurul tarafından değerlendirilmesinin zeminini oluşturacağız. Kurul, akademisyenlerden, uzmanlardan, akreditasyon konusunda tecrübesi olanlardan,
ilgili kurum temsilcilerinden ve iş çevreleri de dahil geniş bir ölçekte diğer
paydaşlardan oluşacak. Öğrenci temsilcileri de bu kurulda kendilerine yer bulmalı."

Doktora programları için öngörülen kriterleri tekrar gözden geçirmeye başladıklarını ve konuyu askıya çıkararak, görüşleri aldıklarını hatırlatan Saraç, üniversitelerin yetkili kurumların dışında 300'e yakın görüş geldiğini, bu görüşlerin ufuk açıcı olduğunu belirtti.

Matematik, fizik, kimya, biyolojinin diğer bilimlerin de temelini teşkil ettiğine işaret eden Saraç, şunları kaydetti:

"Temel bilimlerde büyük bir sorun yaşanıyor, ama sadece son yıllarda patlayan kontenjan boşluğu dile getiriliyor. Bu meselenin kolayca halledilebilecek yönü. Asıl sorun benim kanaatime göre, bu temel bilimlerde taban puan oluşmadığından barajı aşabilen herkesin bu programlara girilebilmesi. Bu duruma müdahale edilmezse en yakın dönemde mühendislik programları bundan olumsuz etkilenmeye başlayacak. Bu sorunun üzerine gitmeyi düşünüyoruz."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!