Yılmaz: AB ayrımcılık yapıyor

BaÅŸbakan Yardımcısı Yılmaz, Türkiye`nin, AB üyelerinin bile tam uygulayamadığı bazı kriterlerin kendisinden talep edilmesini ayrımcılık olarak göreceÄŸini belirterek, Türkiye`nin üyeliÄŸinin duygusal yaklaşımlarla deÄŸil, rasyonel ölçütlerle deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini söyledi.Yılmaz, Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu ve Bilkent Ãœniversitesi tarafından düzenlenen ``Avrupa BirliÄŸi`ne Katılma Sürecinin Anayasal Yansımaları`` konulu seminerin açılışında konuÅŸtu.``AB üyeliÄŸi hiçbir ülkede mutlak bir kabulle karşılanmamıştır`` diyen Yılmaz, her ülkede üyeliÄŸe yönelik bazı tartışmaların ve görüş farklılıklarının bulunduÄŸunu hatırlattı. Yılmaz, her dönemde sonradan üye olan ülkelere karşı Birlik üyelerinin ve toplumlarının çeÅŸitli çekince ve itirazlarının bulunduÄŸunun bir gerçek olduÄŸuna dikkati çekerek, Türkiye`nin de aynı süreçten geçmekte olduÄŸunu kaydetti. Yılmaz, şöyle devam etti:TÃœRKÄ°YE SAMÄ°MÄ°``Türkiye içinde de AB üyeliÄŸine ihtiyatlı yaklaÅŸanlar olduÄŸu gibi sesleri çok fazla çıkmasa da karşı çıkanlar da vardır, ancak tüm araÅŸtırmalar Türk halkının üçte ikisinin AB üyeliÄŸini desteklediÄŸini gösteriyor.``AB ülkeleri toplumları içinde de Türkiye`ye karşı haksız ve yanlış tavır koyanlar bulunduÄŸuna iÅŸaret eden Yılmaz, ekonomik, siyasi ve toplumsal boyutu olan aday üyelik döneminin, Türkiye`nin birçok yapısal sorununu çözmesine vesile olduÄŸunu bildirdi. Yılmaz, ``Türkiye AB`nin parçası olmak konusunda samimi, gayretli ve kararlıdır`` diye konuÅŸtu.Yılmaz, Türkiye`nin Helsinki zirvesinden beri üyelik doÄŸrultusunda birçok önemli adım attığını söyleyerek, asırlardır fiziki, kültürel ve ekonomik olarak Avrupalı olan Türkiye`nin isteÄŸinin, bu fiili durumun resmen tescil edilmesinden ibaret olduÄŸunu bildirdi. Yılmaz, ÅŸunları söyledi:DUYGUSALLIK DEĞİL RASYONELLÄ°K``Biz AB üyesi ve aday ülkelerin yerine getirdiÄŸi tüm ekonomik ve siyasi kriterleri üstlenmeye hazırız. Ancak, bizden deÄŸil aday ülkelerin, üyelerin bile tam uygulayamadığı geleceÄŸe iliÅŸkin temenniler mahiyetinde bazı kriterleri ÅŸimdiden yerine getirmemiz istenirse, bunu bir ayrımcılık olarak görürüz. Unutulmamalı ki, AB üyesi olmakla Türkiye`nin BirliÄŸe saÄŸlayacağı katkı, getireceÄŸi sıkıntıların kat kat üzerindedir. Temennimiz, Türkiye`nin üyeliÄŸinin duygusal yaklaşımlarla deÄŸil, rasyonel yaklaşımlarla deÄŸerlendirilmesidir.``Yılmaz, AB organları ve üyelerinin geniÅŸleme politikasını bu çerçevede gözden geçirmelerini dileyerek, ``Türkiye aleyhine var olduÄŸu gözlenen ayrımcı tutumdan vazgeçileceÄŸine inanıyoruz`` diye konuÅŸtu.UYUM ÇALIÅžMALARI SÃœRÃœYORYılmaz, Türkiye`nin AB`ye aday bir ülke olarak, BirliÄŸe katılım süreci içinde, anayasa dahil, ulusal mevzuat ve uygulamaları AB müktesebatı ile uyumlu hale getirmeye kararlı olduÄŸunu söyledi.Yılmaz, ``Bu kararlılık Türk devletinin, hükümetinin, siyasetinin ve toplumunun kolektif iradesinin ifadesidir`` dedi.Yılmaz, bu iradenin Ulusal Program`da ortaya konduÄŸunu hatırlatarak, Türkiye`nin AB Temel Haklar Åžartı`nda yer alan ilkeleri uygulamakta bir zorluÄŸu bulunmadığını kaydetti.Yılmaz, Anayasadaki son deÄŸiÅŸikliklerin Türkiye`nin tam üyelik müzakerelerine baÅŸlayabilmesi için gerekli olan Kopenhag kriterlerininkarşılanmasında önemli bir adım olduÄŸunu söyledi ve TBMM`nin bu deÄŸiÅŸiklikleri yaparak, AB üyeliÄŸine iliÅŸkin kararlılığını ortaya koyduÄŸunu bildirdi.``Tüm bu deÄŸiÅŸikliklere raÄŸmen Türkiye`de Anayasa reformu süreci tamamlanmış olmayacaktır`` diyen Yılmaz, halen yeni bir deÄŸiÅŸiklik paketine iliÅŸkin görüşmelerin devam ettiÄŸini belirtti.Yılmaz, bu çerçevede 1982 Anayasası`nın 6. maddesi ile uluslararası anlaÅŸmaları düzenleyen 87. ve 90. maddelerin de gözden geçirilmesi gerektiÄŸini kaydetti.AB içinde de anayasal düzenlemeler, hukuk dili ve terminolojisi konusunda bir birlik bulunmadığına dikkat çeken Yılmaz, bu nedenle Türkiye`nin karşılaÅŸtırmalı hukuk yöntemiyle bu yasaları incelemesi gerektiÄŸini söyledi.AB`ye aday bir ülke olarak Birlik içindeki geliÅŸmeleri yakından izlediklerini ifade eden Yılmaz, 2004`te yapılması planlanan hükümetlerarası konferansın önemini vurguladı.     Â