Yılmaz’a bomba

Güncelleme Tarihi:

Yılmaz’a bomba
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 1997 00:00

Haberin Devamı

Başbakan Yılmaz'ın Trabzon Araklı İlçesi'nde konuşma yapacağı kürsünün yakınlarında bulunan bomba, polisçe imha edildi. Emniyet yetkilileri, olayla ilgili ‘‘bomba süsü verilmiş paket’’ açıklaması yaptı. Yılmaz, sabah saatlerinde de Ata uçağının arızalanması nedeniyle havada bir tehlike daha atlatarak İstanbul'a zorunlu iniş yaptı.

Bakanları ve parti yöneticilerine dört gün önce Susurluk olayının üzerine korkmadan gideceğini söyleyen Başbakan Mesut Yılmaz'ın Trabzon'un Araklı İlçesi'nde konuşacağı kürsünün yanına bomba konuldu. Bomba fünyeyle patlatılarak imha edildi. Emniyetten ilk gelen bilgilerde bombanın saatli olduğu belirtilirken, ilerleyen dakikalarda, tel kontrollü olduğu ortaya çıktı.

ÖNCE UÇAK ARIZALANDI

Yılmaz, dün sabah Başbakanlık ATA uçağıyla İstanbul'dan Trabzon'a hareket etti. Uçak, İzmit üzerine geldiği sırada meydana gelen ani basınç düşmesi nedeniyle İstanbul'a mecburi dönüş yaptı. Yılmaz, Atatürk Havalimanı'nda bir süre bekledi ve ardından THY'nin 100 kişilik RJ 100 tipi uçağı ile saat 12.00'de Trabzon'a geldi. Alana indikten sonra partililer tarafından uçağın yanında bir koç kurban edildi. Helikopterle Maçka'ya giden Yılmaz, burada bir okulun temelini attı. Bu arada tören için hazırlanan alanda kürsünün yanında duran bir çanta güvenlik güçlerini telaşlandırdı. Ancak kısa süre sonra çantanın TRT'ye ait olduğu ortaya çıktı.

BOMBA PATLATILDI HABERİ

Maçka programı bittikten sonra Yılmaz, helikoptere binerken, Başbakanlık Koruma Müdürü Yaşar Günaydın, kendisine, Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderilen bir not verdi. Notta, ‘‘Araklı'da kürsünün altında bir bomba bulduk, imha ettik’’ yazısı vardı. Yılmaz, hiç yorum yapmadan yazıyı Eyüp Aşık'a uzatarak, helikoptere bindi. Yılmaz, daha sonra Sikorsky polis helikopteri ile memleketi Çayeli'nde, Çayeli-Hopa Karayolu'nun temel atma tören alanına gitti.

VATANDAŞLAR BULDU

Karadeniz sahil yolunun Araklı-İyidere bölümü inşaatının temel atma töreninin yapılacağı Yolgören Mahallesi'nde, saat 07.00 sıralarında Şöhret Hamzaçebi adlı kadının bazı kişilerden şüphelenmesiyle, bombanın ortaya çıktığı öğrenildi. Şöhret Hamzaçebi'nin bazı kişilerin tören alanına birşeyler yerleştirdiğini muhtar Sadettin Bazı'ya bildirmesi üzerine olay yerine bomba imha ekipleri geldi. Yılmaz'ın konuşacağı kürsünün yaklaşık 2-3 metre uzağında, yol seviyesinden 2 metre aşağıdaki boş arsanın köşesine bırakılan bombayı polisler, saat 10.30 sıralarında fünye ile patlatarak tesirsiz hale getirdiler.

TELLE BAĞLI

İncelemede, bombadan, yaklaşık 30 metre uzağındaki yola kadar kablo çekildiği belirlendi. Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, bomba, kot pantolonlu, kahverengi montlu, esmer tenli bir kişi tarafından yerleştirildi. Ayrıca bombanın konduğu tören alanı yakınında, kot pantolonlu kişinin dışında, iki şüpheli daha görüldüğü belirtildi. Ancak bu kişilerlerin eşkalleri hakkında bilgi alınamadı.

AYNI YERDE KONUŞTU

Bomba tehdidine rağmen Araklı programını ertelemeyen Yılmaz, 1.5 saat gecikme ile karanlıkta konuştu. Yılmaz'ın konuşma yaptığı kürsü bombanın patlatıldığı kolonun hemen yanına kondu. Tavrında herhangi bir değişiklik gözlenmeyen Yılmaz'ın, birara konuşmacıları dinlerken ayakkabısı ile tempo tutar biçimde yere vurduğu görüldü. Bomba olayına hiç değinmeyen Yılmaz'ın konuşmasını tamamlamasından sonra Araklı-İyidere yolunun temeli atıldı ve havai fişek gösterisi yapıldı. Bu törenin ardından Yılmaz, Trabzonspor-Kayseri maçını izledi.

ERENLERİN HAKKI ÜÇTÜR

Yılmaz, Rize'de yol temeli atma töreninde kendisine telefon eden ve uçak arızası ile ilgili geçmiş olsun dileğinde bulunan bir bakana, ‘‘Uçağın basıncı düşmüş, önemli bir olay değil. Erenlerin hakkı üçtür, artık bundan sonra bir şey olmaz’’ dedi. Uçaktaki olayın büyütülecek birşey olmadığını söyleyen Yılmaz'ın, telefondaki bakan arkadaşına, ‘‘Evet televizyonlar veriyormuş, bomba bulunmuş’’ dediği duyuldu.

Vazifemi yaptım

Bombayı bularak büyük bir facia ve paniğin önüne geçen Şöhret Hamzaçebi adlı kadın, Hürriyet'e olayı şöyle anlattı: ‘‘35-40 yaşlarında bir adam sürünerek geldi. Buralı değil, esmer birisiydi. Doğulu'ya benziyordu. Süründü, şimdi kürsünün kurulduğu yerin arkasına birşeyler bıraktı gitti. Ben kuşkulandım, komşularım ve muhtar Sadettin Bazı'ya haber verdim. Onlar da geldiler baktılar. Zaten binanın kenarından da arkaya doğru kablo döşenmiş. Muhtar Bazı da sonra polise haber verdi. Geldiler, ben ifade vermeye gittim. O sırada bu şeyleri patlatmışlar. Gördüklerimden sonra vazifemi yaptım, haber verdim. ’’Hamzaçebi'nin gelini de polislerin geldiğini, önce bir kutuyu patlattıklarını, ondaki sesin az çıktığını ama sonra bir başka patlama olduğunu, bunu takip eden üç patlamanın kablo boyunca peşpeşe gerçekleştiğini söyledi ve bu kablonun geceleyin döşenmiş olması ihtimali üzerinde durdu.

‘Başıma iş gelir ama korkmam’ demişti

Başbakan Mesut Yılmaz, hafta içinde bakanları ve parti yönetimine verdiği yemekte, Susurluk olayının üzerine sonuna kadar gideceğini belirterek, ‘‘Başıma şu gelir, bu gelir diye korkacak değilim’’ demişti. Yılmaz, şöyle konuştu:

SUSURLUK ZOR İŞ

Halk bizim bu sorunu çözmemizi istiyor. Kurumlar da bir dönem işin içine çekilmiş, zaman zaman bu işler vatan için yapılmış. Ama öyle bir dönem gelmiş ki menfaat, para ve çete için yapılmış. Zorluk da burda. Dokundun mu, ‘vatan için’ diyor. Oysa aynı adam bazen para için, bazen vatan için yapmış. Yani zor iş.

KORKUM YOK

Bu iş tehlikeli, biliyorum, ama benim korkum yok. Mücadele edenlerin başına bazı işler de gelir. Şimdiye kadar en çok ben ve Eyüp uğraştık. Başıma ne gelir diye düşünmeden konuştum, tavrımı gösterdim, bundan sonra da göstereceğim. Başıma şu gelir, bu gelir diye korkacak değilim. Üstüne gideceğim, ama kolay iş olmadığını bilin. Korkudan ötürü değil, önündeki engellerden dolayı.

İYİ GİDİYOR

Soruşturmalar iyi gidiyor, iyi noktadayız ve tam değilse bile sonuç alacağız. Kurumlar ve devlet yıpranır, diye önümüz kesilmeye çalışılıyor. Bu işin devlet işi değil, kirli iş olduğunu gösterip, mahkeme önüne çıkaracağız. Biz tabii burada muhalefetteki gibi davranamayız. O zaman çok şeyi biz açıkladık. Şimdi iktidardayız, o zamanki gibi davranamayız, iktidar gücüyle üstüne gideceğiz.

YÜZDE 20'SİNİ BİLİYORUM

Bu konuda son olarak şunu söylemek istiyorum. Ben bu kadar üstüne gittim, işi biliyorum ama ancak yüzde 20'sine vakıfım. Halk yüzde beşine, siz belki yüzde 10'una. Benim bildiğim yüzde 20 bile ürkütücü bir organizasyonu gösteriyor.

Havada 3'üncü tehlike

Başbakan Yılmaz, Trabzon'a gitmek için dün Zorlu Air'a ait helikopterle geldiği Atatürk Havalimanı'ndan, özel ‘Ata’ uçağıyla, saat 08.40'da havalandı. Uçak, kabin basıncının aniden düşmesi üzerine, saat 09.10'da Atatürk Havalimanı'na dönmek zorunda kaldı. Yılmaz ile Eyüp Aşık, Halil İbrahim Özsoy ve Şadan Tuzcu, saat 10.20'de THY tarafından kendilerine tahsis edilen RJ-100 tipi uçakla Trabzon'a gittiler. Yılmaz, 20 gün içinde yaptığı hava yolculuklarında 3 kez tehlike atlatmış oldu. Yılmaz'ın 26 Kasım'da bindiği Puma tipi polis helikopterinin motorlarından biri arıza yapmış, 12 Kasım'da da Bakü'ye giderken uçağının camı çatlamıştı.

Yılmaz: Onu da becerememişler

Başbakan Mesut Yılmaz, dün akşam izlediği Trabzonspor-Kayserispor maçından sonra gazetecilerin ‘bomba’ ile ilgili soruları ile karşılaştı. Yılmaz, gazetecilerin bu yöndeki sorularına önce gülerek, ‘‘Onlar havai fişekti’’ karşılığını verdi. Ancak gazetecilerin, ‘‘Havai fişekle, bombayı ayırt edebilecek durumdayız. Bombanın şiddeti konusunda birşey diyemeyiz ama siz gelmenizden önce bombalar patlamış’’ açıklamaları üzerine Yılmaz, yine gülerek şu dikkat çeken cümleyi söyledi:

‘‘Onu da becerememişler...’’

Yılmaz, aynı konuda başka bir sorunun sorulmasına ise izin vermedi. Bu arada Yılmaz'ın yanında bulunan Bayındırlık Bakanı Yaşar Topcu ise ‘‘Basın yine herzamanki gibi abarttı’’ diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!