Yeter'in öldüğü işkence davasına zaman aşımı

Güncelleme Tarihi:

Yeterin öldüğü işkence davasına zaman aşımı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2004 00:00

Sendikacı Süleyman Yeter'in de aralarında bulunduğu gözaltındaki 15 kişiye işkenceden aldıkları hapis cezaları Yargıtay'ca bozulan 4 polisin davası, ”zaman aşımı” nedeniyle düştü.“Sendikacı Süleyman Yeter'in de aralarında bulunduğu gözaltındaki 15 kişiye işkence yaptıkları” iddiasıyla çarptırıldıkları 11 ay 20'şer günlük hapis cezaları Yargıtay tarafından bozulan 4 emniyet görevlisi hakkındaki dava, ”zaman aşımı” nedeniyle ortadan kaldırıldı. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Bayram Kartal, Sedat Selim Ay, Yusuf Öz ve Erdoğan Oğuz katılmadı. Duruşmada müdahiller Mukaddes Çelik ile Ayşe Yumni Yeter ve avukatları Ercan Kanar ile Gülizar Tuncer hazır bulundu. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Fethi Türkmen, suç tarihi olan 6 Mart 1997 dikkate alındığında 7 yıl 6 aylık zaman aşımı süresinin dolduğunu, ancak sanıkların savunmalarını yaptığı 8 Mayıs 1997 tarihi düşünüldüğünde ise zaman aşımı süresinin dolmamış olduğunu belirterek, takdirin mahkemeye ait olduğunu söyledi. “Diyecekleri” sorulan müdahil avukatlarından Ercan Kartal ise ”Artık işkence suçu, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak görülüyor. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaması görüşü yaygınlaşmaktadır” diye konuştu. Kartal, “söz konusu olayda sanıkların amirlerinin de cezalandırılması gerektiğini savunduklarını ve bu konuda uluslararası bir sözleşmeye dayandıklarını” hatırlatarak, “bu taleplerinin reddedildiğini, AİHM aşamasında bunun önemli sonuçlar doğurabileceğini” söyledi. Dava konusu olayda son suç tarihinin 6 Mart 1997 olduğunu belirten mahkeme heyeti, asli zaman aşımı süresinin 5 yıl olduğunu ve suç tarihinden itibaren 7.5 yıldan daha uzun bir süre geçtiğini bildirdi. Mahkeme heyeti, davanın “zaman aşımı süresi dolduğu” için ortadan kaldırılmasına karar verdi. Bu arada, duruşma çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ayşe Yumni Yeter, “Yargının, işkence politikasına alet olduğunu gördük. AİHM'e gideceğim” dedi. -DAVANIN GEÇMİŞİ- İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Aralık 2002 tarihindeki duruşmada, sanıklar Bayram Kartal, Sedat Selim Ay, Yusuf Öz ve Erdoğan Oğuz'un, gözaltına aldıkları kişileri soruşturma konusunda ikrarda bulunmaları için darp ettikleri ve baskı yaptıklarının anlaşıldığını bildirmişti. Bunun üzerine oyçokluğu ile 4 sanık, TCK'nın 243. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 11 ay 20'şer gün ağır hapis ve 2 ay 27'şer gün memuriyetten men cezasına çarptırılmış, bu cezaları da “cezalarının ertelenmesi halinde suçu bir daha işlemeyecekleri kanaati oluştuğu” için ertelenmişti. Sanıklar Zülfikar Özdemir, Necip Tükenmez, Şaban Toz, Bülent Duramanoğlu ve Şahin Kaplan'ın ise “cezalandırılmaları için yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediği” gerekçesiyle beraatları kararlaştırılmıştı. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin ilamında, sanıklar Bayram Kartal, Sedat Selim Ay, Yusuf Öz ve Erdoğan Oğuz hakkındaki cezanın ertelenmesi sırasında uygulanan yasa ve maddesinin kararda gösterilmemesinin CMUK'un 268. maddesinin 4. fıkrasına aykırılık oluşturduğu belirtilmişti. “Birden fazla kişiye karşı işkence eylemlerinin ayrı ayrı suç oluşturacağı düşünülerek, her sanığın işkence ettiği sabit olan mağdur sayısınca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmediği, TCK'nın 80. maddesinin uygulanılmasıyla yetinildiği” ifade edilen bozma kararında, “sanıklara eksik ceza verildiği” bildirilmişti. Kararda, bu nedenle Kartal, Ay, Öz ve Oğuz hakkındaki hükmün bozulduğu kaydedilmişti. Aynı davada yargılanan sanıklardan Şahin Kaplan hakkındaki beraat kararını onayan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Zülfikar Özdemir, Necip Tükenmez, Şaban Toz ve Bülent Duramanoğlu hakkındaki beraat kararını da “sanıklar açısından zaman aşımı süresi dolduğu” gerekçesiyle bozarak, yeniden yargılama yapılmadan haklarındaki davayı ortadan kaldırmıştı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!