Yetenekli, nazik, güzel

Güncelleme Tarihi:

Yetenekli, nazik, güzel
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 1998 00:00

Haberin Devamı

İçinde bulunduğumuz kış döneminde ren geyiklerinin yaşadığı yerler uzun günler boyunca karanlıkta kalıyor. Kısa süren yaz günlerinde de güneş ufuk çizgisinin altına düşmüyor. Orası aylarca gece, aylarca gündüzün yaşandığı Kuzey Kutup Çemberi. Orada yazın gelmesi ve karların erimesiyle, toprağın üzeri uzun süre çamurla kaplı oluyor. Bu çamur mevcut besinleri de kapatıyor. Diğer yandan da yeni bir hayatın tohumları atılıyor. Hayat en küçük birimden başlıyor, böcekler ve sinekler ren geyiklerinin tüylerinin arasına yumurtalarını bırakıyorlar. Ama bu yeni hayatlar ren geyikleri tarafından memnuniyetle karşılanmıyor. Acıdan kıvranan geyiklerden yüzlercesi biraraya geliyor, daha yüksek yerlere doğru göç etmeye başlıyorlar, sineklerden ne kadar uzaklaşırlarsa o kadar rahat edeceklerini biliyorlar. Yaz sonunda kışı karşılamak için tekrar tundraya dönüyorlar.

ÖZEL BİR TÜR

Buzlarla kaplı kuzey bölgesinde yaşayan Ren geyiklerinin ayakları, dağlarda kullanabilmek için yaratılmış bir teknoloji harikası adeta: Ön toynakları tırmanırken sağlam birer dayanak olması için oldukça büyük ve açılabiliyor. Arka toynakları toprağı eşeleyebilmek için küçük. Bu donanım sayesinde ren geyikleri kar üzerinde veya çamurda rahatlıkla hareket edebiliyorlar. Derilerine gelince, doğa ren geyiğini soğuğa karşı daha iyi bir yöntemle koruyamazdı. Uzun tüylerin arasında rüzgarı kesinlikle geçirmemesi için kısa tüyler bulunuyor. Ayrıca derilerinin altında bulundurdukları yağ tabakası ile soğuğa karşı başka bir önlem alınmış. Nefes alıp verirken de dış ısıyı emebilme yetenekleri bulunuyor. Bu termik ayarlar sayesinde geyikler donmaktan kurtuluyorlar. Hatta fazla ısılarını da dışarı yansıtamadıkları için bazı zamanlar problem bile yaşıyorlar.

Tundra'da kış, otoburlar için kritik bir dönem. Çünkü besin kaynaklarının hemen hemen hepsi kalın kar tabakasının altında. Hayvanlar yazın depoladıkları yağlarla vücutlarını ayakta tutmaya çalışıyorlar. Ren geyikleri de yeme alışkanlıklarını besin çokluğuna göre ayarlıyorlar. Yazın fazla yiyor, kışın mümkün olduğu kadar az besin tüketmeye çalışıyorlar. Bunun yanında karın altında kalan yiyeceklere de ulaşmayı becerebiliyorlar. Karı toynaklarıyla alttaki likenler ortaya çıkıncaya kadar kazıyorlar.

Ren geyiğinin özel bir tür olması boynuzlarından da belli. Çünkü bu türün dişilerinin de boynuzları var. Boynuzların büyümesi çiftleşme mevsiminde artıyor. 12-16 hafta içinde yetişkin bir geyik 30 kilo ağırlığında boynuz üretebiliyor. Boynuzların yapısı geyiğin gücünü belirliyor. Her çiftleşme mevsiminden sonra erkek geyikler boynuzlarını kaybediyor. Ama gelecek mevsime kadar yenisi geliyor. Dişi geyiklerin boynuzları ise yavrularını büyütmelerinde yardımcı. Sol tarafta bulunan boynuz daha eğik, sağ taraftaki ise daha dik bir yapıya sahip. İri ve büyük boynuzlara sahip bir anne geyiğin yavrusu olmak şans. Çünkü bu yavruların besin kaynakları diğer geyikler tarafından elde edilemiyor. O da her zaman aç olan karnını rahatça doyurabiliyor. Daha doğar doğmaz annelerinin arkasından koşabilecek düzeye erişmiş yavrular büyürken kurt, vaşak gibi yırtıcı hayvanlardan nasıl korunacaklarını da öğrenmek zorundalar.

GÖÇ MEVSİMİ

Kışın sonunda karın kalın tabakası yavaş yavaş erimeye başladığında sürünün dişileri güneye doğru göç ediyor ve bir süre tayga ormanlarında ağaçların üzerinde yetişen likenlerle besleniyorlar. Baharda da erkek ve dişiler tundrada tekrar birleşiyorlar.

Haziran doğumların görüldüğü mevsim. Yeni doğanlar yetişkinlerin koruması altında hayatlarını sürdürmeyi öğreniyorlar.

Bugün sadece Finlandiya da 200 binden fazla evcil ren geyiği yaşıyor. Bu geyikler sadece Laponyalılar tarafından değil, Finlandiyalı çiftçiler tarafından da evcilleştiriliyorlar. Kışın yaptıkları göçlerin ortadan kalkması, ayrıca kuru samanla beslenmeleri geyiklerin boyutlarının daha da büyümesini sağlıyor. Böylece onlardan elde edilen et miktarında da artma görülüyor. Bu değişimin tek dezavantajı likenlerin tüketilmemesi, dolayısıyla yeniden oluşmaması ve yerlerini boş alanlara terk etmesi.

ONUN ADI RANGİFER TARDUS

Bilimsel açıdan bakılınca, geyikler tek bir tür adı altında anılıyorlar: Rangifer Tardus. Ama yaşadıkları coğrafi alana ve insanlarla olan ilişkilerine göre, farklı adlar alıyorlar. Ren geyikleri de yarı evcil oldukları ve daha çok Avrupa ve Asya'da yaşadıkları için bu adı almışlar. Onlar, Kuzey Kutup Çemberi'nin içinde de yaşayabilen nadir hayvanlardan. İskandinavya'dan Sibirya'ya, Alaska'dan Grönland'a kadar ren geyiklerine rastlanabiliyor. Tundra bitki örtüsünün hakim olduğu bölgelerde yaşıyorlar; buralarda toprak 20 cm. kalınlığında buz ile kaplı. Sadece likenler ve yosunlarla besleniyorlar.

KIZAĞI ÇEKEBİLİRLER Mİ?

Karlarla kaplı alanlarda toynakları ile toprağı kazmayı başarıp besin bulmakta üstlerine yok ren geyiklerinin. Sık tüyleri soğuktan korunmalarını sağlıyor, boynuzları ise aşk mevsimlerinde ve düşmanlarla karşılaştıklarında kendilerini savunmalarında büyük rol oynuyor. Ren geyiksiz bir Noel Baba kızağı düşünülebilir mi? Ama Kuzey'in soğuğuna dayanacak bir vücut yapıları olması, ren geyiklerinin ille de bir kızağı çekebileceklerini göstermiyor. Onlar oldukça nazik hayvanlar.

YARIŞAN GEYİKLER

Ren geyikleri sadece Laponyalılar tarafından değil, Finlandiyalı çiftçiler tarafından da evcilleştiriliyor. Finlandya'da bugün 200 binden fazla ren geyiği yaşıyor. Ülkenin kuzeyinde bulunan İnari'de her yıl ren geyiği yarışları düzenleniyor. 60 kilonun altındaki erkek geyiklerin katıldığı klasik bir yarış bu.

HAYAT ONLARA BAĞLI

İskandinavya'nın kuzeyinde bulunan Laponya bölgesinde yaşam, ekonomi, hemen hemen herşey ren geyiklerine bağlı. Geyiklerin göç zamanlarında sürüleri izliyor, etleri ile besleniyor, derilerinden giysi ve boynuzlarından alet yapıyorlar. Hayvanları çok yormadan kızaklarını çektirmek için de kullanıyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!