Yeminin gereğini yapmayan namussuz ve şerefsizdir

Güncelleme Tarihi:

Yeminin gereğini yapmayan  namussuz ve şerefsizdir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2003 01:46

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, ad vermeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile hükümete ağır eleştirilerde bulunurken, ‘‘Kubilay olma sözlerini edep dışı bulmak çok düşündürücüdür’’ dedi.

Hilmioğlu, birilerinin Müslümanlık öğretmeye çalıştığını ifade ederek, şunları söyledi:

Bin yılldır Müslüman olan Türk halkı sanki 25-30 yılda Müslümanlığı yeni kabul ediyormuş gibi bir hava yaratılmıştır. Bu kişiler ve kurumlar Arap gelenek ve görenekleriyle molla rejimlerinin giyim ve kuşam tarzlarını ve Arap milliyetçiliği ile İran ümmetciliğini Müslümanlık adı altında fakat sadece siyasi ve ekonomik çıkarları için Türk halkına dayatmaya çalışmalardır. Ne yazık ki, bazı çevrelerce bu konudaki çabalar, devam etmektedir.

Devletimizin temel ilkelerine bağlılık yemini etmiş yöneticilerimizin, bu ilkelerin korunup kollanması ve uygulanmasına herkesten daha çok duyarlı olmaları gerekirken, Türkiye Cumhuriyeti'nin vazgeçilemez temel değerlerine sahip çıkan üniversite rektörlerinin, cumhuriyetimizi koruma ve kollama yolunda birer ‘Kubilay’ olma sözlerini edep dışı bulmaları çok düşündürücüdür.

BUNA TAKIYYE DENİR

Ya cumhuriyetin temel niteliklerini korumak üzerine yemin edip, gereğini yerine getireceksiniz ya da bunlara inanmıyorsanız, yemin etmeyeceksiniz. Bunların dışındaki söylem ve uygulamalara takıyye denir. Namusu ve şerefi üzerine yemin edenler, bunun gereğini yapmazlarsa, bu sıfatlardan da yoksun kalırlar.

Siyasal iktidarlar tarafından oluşturulan fikir ve söylemlere, milli idare adına kutsallık zırhı giydirerek, cumhurbaşkanlığı makamı ile zıtlaşmak, yargı oraganlarının eleştiri ve isteklerini ‘çirkin’, üniversite rektörlerinin cumhuriyeti ve laikliği koruma duyarlılıklarını ‘Edepsizlik’ olarak değerlendirmek, devlet yönetimi, devlet terbiyesi, fikir özgürlüğü ve ne de demokrasi genelekleri ile bağdaşır.

Sayıları 600'ü bulan ve bir zamanlar 600 bin öğrencinin öğrenim gördüğü bu okullar öğretim birliği yasasına aykırı bir uygulama olup, çocuklarımız ve gençlerimiz arasında imam hatipli olanlar, olmayanlar ayrımı yanatmıştır. Bu uygulama ile birbirleriyle çatışmaları kaçınılmaz olan farklı dünya görüşlerine sahip kuşaklar yetiştirilmiştir.


Rektörler zehir zemberek konuştu


Huzursuzluk yayılır

Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu:
YÖK yasa tasarısı 10 aydır ülke gündemini işgal etti. Üniversitelerde huzur bozulmamalı. Huzursuzluk üniversitelerin bulunduğu kentlere, hatta ülke geneline taşınır.

Siyaset üstüyüz

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörü Prof. Dr. A. Nafi Baytorun:
Üniversiteler siyaset üstü Anayasal kurumlardır. Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, çağdaş, güvenli, AB ile uyumlu, siyasallaşmadan uzak bir Yükseköğretim yasası çıkarılmalıdır.

Kuvayı Milliye ruhu

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yaşar Uçar:
Yıllarca meslek öğretilen bir öğrencinin başka bir yüksekokula gitmesi akılcı değildir. Bu nedenle bu konudaki ısrar kuşku verici. Bu kuşku bir meslek lisesinde bir düşünce ya da yaklaşım doğrultusunda yetiştirilen bireylerin ülkenin her alanında söz sahibi yapılmasına çalışıldığı kuşkusudur. Bu şartlar altında Kuvayı Milliye ruhuna her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.

Tartışma rahatsız etti

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen:
Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağı tartışmaları herkesi huzursuz etti. Tabii ki her kanun değişecek. Taslağı siyasi arenada değil, bilim arenasında tartışmak üniversitelerin görevidir.

Hükümetin artan etkisi

Fırat Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Feyzi Bingöl:
Bugün tartışılan yasa taslağında akademik özerklikle ilgili bir madde yok. YÖK yasasında değişiklik yapılırken, maalesef ülkemizin bu durumları göz önüne alınmamakta, sadece hükümetlerin YÖK üzerindeki etkisi artırılmaya çalışılmaktadır.


Üniversiteler özerk olmalı


Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasında öncelikli amacın yükseköğretim kurumlarının demokratik ve özerk kurumlar halinde gelişmelerinin önündeki engellerin kaldırılması olması gerektiğini belirtti. Sezer, ‘‘Özgürlük sınırları geniş tutulmayan yapıdaki üniversitelerimizin toplumumuza ufuk açacak, geleceğimize ışık tutacak katkılarda bulunması beklenemez’’ dedi. Sezer, Anadolu Üniversitesi'nin akademik yıl açılış töreninde, ‘‘Özgür düşünce ortamının merkezi bir yönetsel yapıyla tam olarak sağlanamayacağı bir gerçektir. Bu nedenle üniversitelerimiz yerinden yönetime dayalı bir örgütlenme yapısına kavuşturulmalıdır’’ diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!