Yatırımı Sanayi Bölgesine Yap, TeÅŸvikten Faydalan!

Güncelleme Tarihi:

Yatırımı Sanayi Bölgesine Yap, Teşvikten Faydalan
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 24, 2012 12:28

Adana'nın yaşadığı bu durum; Bir evladın babasına isteğini doğru düzgün bildirememesidir!"

Haberin Devamı

"GeçtiÄŸimiz ay Çukurova Giad 20. Yaşını kutladı…  20 yıldır bu dernek Adana'da faaliyet gösteriyor.Â

İlhami Gürsel, İbrahim İnan, Selçuk Tanrısever, Tarkan Kulak, Ayhan Şenbayrak, Barış Rişvanoglu, Hakan Çelik 20 yıl da emeği olan başkanlar…

Şimdi 11. Dönem Başkanı Ömer Faruk Sakarya ve yeni yönetimle yollarına devam ediyorlar.

Başkan Ömer Faruk Sakarya ile Adana'nın durumunu konuştuk… Sohbetimizin ana teması açıklanan teşvik paketi… Çok insan olumsuz değerlendirirken o bardağın dolu tarafından bakmaya çalışıyor… Ve ekliyor; "Adana'nın yaşadığı bu durum; Bir evladın babasına isteğini doğru düzgün bildirememesidir!"

Başkanlığınız hayırlı olsun!
Teşekkür ederim, sağolun…
Kimdi Ömer Faruk Sakarya, biraz tanıyalım?
1977 Adana doğumlu, liseye kadar eğitim hayatı Adana'da geçmiş üniversiteyi Niğde de İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde okumuş, hemen akabinde askerliğini yapmış ve aile şirketi olan Bor İnşaat A.Ş. de görevine başlamış Adana'da yaşayan Adana'da çalışan, Adana'da kazanan, Kazandığını Adana'da harcayan bir insan.
Evli, 3 tane de çocuk babası!
Allah söyletti (Gülüyor) 2 tane oğlum var ama inşallah 3. de olur ve kız olur.
35 yaşındasınız ama hayatınız çok hızlı ilerlemiş !

Her şeyi sırasıyla yapınca çok da zor değil aslında. Eğitim, askerlik, iş ve evlilik, çocuk… Gençlerimiz askerliklerini, vatana olan görevlerini en kısa zamanda yapıp bitirsinler ki daha sonraki zamanlarda zor oluyor.  Yaş ilerleyince zor oluyor, çoluk çocuk olunca zor oluyor onun haricinde işinizde kariyer yapamıyorsunuz yapsanız da bir yerde askerlik yeniden karşınıza çıkıyor ve onca işi nasıl bırakıp gidecek?

Çukurova GİAD ne zaman hayatınıza girdi?
İş hayatına girdiğimde, Adana için bir şeyler yapmak istediğimde hayatıma girdi. Doyduğumuz yaşadığımız bu kente borcumuz var. Adana'nın kültüründen, ahlakından, nimetlerinden kısacası bizi biz yapan özelliklerin büyük bir kısmını Adana'nın suyundan, narenciyesinden topraklarından almışız. Herkesin yapabileceği belirli şeyler vardır.  Adana'da güzel bir şe yapan, katkı koyan insanlarla olmak istedim. 2005 yılında da üye oldum.
Çukurova Giad erkek egemen bir dernek… İlk defa 11. Dönem yönetiminin içerisinde bir kadın görev alıyor, Zehra Efsun Erkemen…
Yedek Yönetimimizde bir kadın üyemiz daha var, Gonca Saygılı… Cumhuriyet'in başlangıcından bugüne kadar kadınların iş hayatındaki etkisi gün geçtikçe her alanda artıyor. Bugün çok başarılı holdinglerin, şirketlerin başına baktığınızda kadınlar var. Hani erkekler beyninin bir tarafını, kadınlar bir tarafını kullanır derler ya Yönetim Kurulu toplantılarında bizim yüzeysel ve hızlı geçtiğimiz konularda Efsun Hanım güzel bir şekilde o bölümü yavaşlatıp farklı bir düşünce tarzıyla bize yeni bir görüş açıyor.

Kimler var yönetimde?
Başkan Yardımcısı Mehmet Simge Baş, Genel Sekter Kazım Tosun, Sayman Hakan Burç ile Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Fuat Çerçer, Zehra Efsun Erkemen ve Rafet Milli.

"Türkiye Geleceğini Konuşuyor" ve  "Bilgi güçtür" toplantılarıyla Çukurova Giad çok ciddi konuşmacıları getirdi ve çok güzel konferanslar yaptı. Sizin döneminizde de bu toplantılara devam edilecek mi?
Devam edecek tabii… Ülke ve dünya gündeminde bizleri etkileyen, önemli gelişmeler ışığında yapacağız. Nitelikli Türkiye Geleceğini konuşuyor yapacağız.  Kıbrıs Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve AK parti Genel Başkan Yardımcısı Doç Dr. Hüseyin Çelik, CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile bu toplantıları gerçekleştirdik ve gerçekleşmeye de devam edecek.

Çok önemli konuşmacılar ve çok güzel toplantılar fakat ilgi ve geri dönüşüm nasıl?
Zaten geri dönüşümü iyi olmasaydı bu toplantılara devam edilmezdi, geleneksel hale gelmezdi.

Başka ne gibi projeleriniz var? Geçmiş dönemden farklı neler var?
Klasik Bilgi Güçtür toplantılarımıza devam edeceğiz ve bu kapsamda 18 Mayıs'ta Prof. Dr. Şükrü Kızılot derneğimizin konuğu olacak.
Çukurova Üniversitesi Türkiye'nin en önemli üniversitelerinden birisi… Üniversiteye yönelik çalışmalar yapmayı planlıyor musunuz?
Adana'nın geleceğini şekillendirecek, projeksiyon koyacak bir proje yapmak istiyoruz. Bu ödüllü, gönüllü proje... Hem Adanalı hem Adana dışından gelmiş burada okuyan gençlerimizden geleceğimiz olan gençlerimizden Adana'nın 2050 yılını çizmesini isteyeceğiz.

Sonra?
Bu hayalleri alıp inceleyeceğiz. Mesela Bursalı öğrenci çıkıp Teleferiği söyleyecek, Eskişehir'li öğrenci gölde gondol diyecek diğeri çıkıp kendi şehrinde olan ya da hayalinde olan başka bir şeyi söyleyecek. Biz bu hayalleri alıp oturacağız bu uzmanlarla, Öğretim üyelerimizle bu hayallere ulaşmak için ne yapmamız lazım, Adana ne yapmalı? Oturup bunu konuşacağız, hedef nedir? Bunu belirleyeceğiz, hedefe giderken ilerlemesi gereken yolu belirleyeceğiz. Sonra bu çalışmayı şehrimizin bugünkü yöneticilerine ve gelecekte yönetici olacaklara vereceğiz diyeceğiz ki "Çukurova Giad olarak biz bunu tespit ettik. Eğer gençlerimizin gitmesini istemiyorsak, Adana'yı cazibe merkezi haline getirmek istiyorsak lütfen döneminiz boyunca bunları dikkate alın" diyeceğiz.

Kentsel dönüşüm gibi bir şey mi?
İnsanların rahat yaşayabilmesi için kentsel dönüşüm şart çünkü çok göç var! küçücük evlerde 6 aile yaşıyor!

Sizce bu bölgenin gençleri neden gidiyor? Gitmekte haklılar mı? Ki Adana'nın en büyük sorunlarından biri de işte bu "Beyin Göçü" durumu…
Şimdi gençlerimizin gitmesi ayrı bir konu. Adana'da iş yapan, proje üren büyük beyinlerin gitmesi ayrı bir konu. Gençler neden gidiyor? Gittiği yer daha cazip geliyor. Bir gencin yeniden gelmek istememesi Adana'nın iş çevresiyle alakalı olsa gerek. Birincisi gençlerimizin başka yerlerin cazibesine kapılmayacak bir kent inşa etmemiz lazım. Kentimizin çehresini değiştirmemiz lazım, kentimizin sosyal hayatını çeşitlendirmemiz, kendimize güzel olgular katmamız lazım. Hafta sonu bakıyorum bütün eş dost akraba Mersin Marina'da, Forum da… Antep'e gidiyorum Gezegen evi açılmış içini geziyorum 2 tanıdık çıkıyor, Kayseri'ye gidiyorum orda kayak yapan tanıdıklar var. Şimdi bizim kentimizdeki insanların gözü diğer tarafta yapılmış güzel şeylerde. İşte bu güzellikleri biz de Adana'da yapmalıyız ki hem insanlarımız başka şehre gitmesin hem gençlerimiz için cazibe merkezi haline gelsin.

Son yıllarda caddeler sanki biraz renklendi, canlandı gibi… Ziyapaşa özellikle…
Yetmez, yeterli değil! 2 milyon nüfuslu bu kadar büyük alana yayılmış bir kente bir tek Ziyapaşa yetmez. Kaldı ki Ziyapaşa'nın da sadece bir bölümü hareketli. Türkiye'de gerçekten böyle bir şehir yok başka. Herkes şunu söylüyor "Arabaya bin 40 dakika sonra Toroslar, arabaya bin 40 dakika sonra Yumurtalık,
Karataş…" Karataş'ta, Yumurtalık'ta ailemle gidip vakit geçirebileceğim bir şey var mı?

Adnan Menderes Bulvarı, Mersin sahilinden ya da İstanbul sahillerinden çok daha güzel olup, çok daha fazla değerlendirilebilir… Siz bu alan için ne düşüncedesiniz?
Çook daha güzel olur! Durgun bir su ve orada bir dolu aktiviteler yapılır, ne güzel işler çıkartılır. Gölün diğer tarafında tepeler var ve orada neden bir teleferik olmasın? Sevgi Adanası var mesela, nasıl gidileceğini ben bilmiyorum! Böyle sadece uzaktan bakıyorsunuz sadece…  Bu hemen olabilecek şeyler değil belki ama uzun vadeli projelerle olabilecek şeyler.

Şuanda Adana'da var olan birlik beraberlik hakkında ne düşünüyorsunuz?
Havaalanı problemiyle alakalı çok güzel bir birlik oluştu. Adana'da ilk defa belediyelerin, STK'ların, odaların bir araya geldiğini gördüm.  Bu sinerjiyle kalkıp Ankara ile temaslarda bulunuldu. Son bir yıldır Adana'da çok güzel toparlanmalar görüldü. Bu Adanalının birbirini tutması devam ettiği taktir de yapılacak, düzelecek, gelişecek çok şey var.

Bugüne kadar yapılan yurtdışı gezileri sizce Adana'ya ne kadar faydalı oldu? Mesela Roterdam gezisinden bahsedecek olursak…
Roterdam çok önemli bir programdı ve Adanalı işadamları olarak bize çok güzel bir örnekti fakat ne yazık ki Adana'daki ve Yumurtalık Bölgesindeki yatırımlar o programın güzelliğini, önemini ortaya çıkaracak kadar hızlı gelişmedi. Yumurtalık'ın ileride hangi noktaya geleceğini bize gösterdi. Hatta Hollandalı bir kuruluş Yumurtalığa yatırım yapma kararı aldı ama bu 2008'de çıkan krizden dolayı yatırımdan vazgeçtiler.

Adana Teşvik paketinde 2. Bölge çıktı. Ki Adanalının da beklentisi 3. bölgeydi. Bunun açıklamaları da yapıldı. Adana eğer istenilen bölge değilse bile Adana kendi teşviğini kendisi yaratacak, kalkındıracak üretecek kapasitede bir şehir değil mi sizce? İllaki bir şeyler yapılması için teşvik şart mı?
Kalkındırır! 

Peki sorun nerde?
Bir önceki teşvik paketinde aynı bölgede aynı teşvik paketine sahipti. Fakat bu dönemde bakıyoruz Mersin, Adana'dan bir bölge daha düşük hale gelmiş. Adana hiçbir sorunu olmayan, kalkınmış iller gibi 2. bölgede kalmış. Az önce konuştuk Mersin'in gelişmişliğinden… Ekonomi olarak bahsedersek Mersin Limanında çok ciddi işler yapılıyor. Geçmiş dönem teşviğinden sonra Mersin çok daha iyi yerde… Gaziantep neden 3. Bölgede? Sanayisine, ticaretine baktığınızda yine çok iyi bir yerde. Adana'yı demek ki daha kalkınmış görmüşler…

Durum sizce bu kadar kötü mü?
Başbakan "TUGİK verilerine göre yaptık" dedi. TUGİK yeniden değerlendirme yaptığında 2. Bölge 3. Bölgeye, 3. Bölge 2. Bölgeye geçebilecek. Biz o zaman Adanalı olarak önümüzdeki zaman diliminde Adana'nın 2. Bölgede olmaması gerektiğini iyi anlatmamız lazım. İşsizlik, göçü, kentin gelişiminin iyi olmadığından ve daha iyi olması gerektiğinden bahsetmemiz lazım. Artı teşvik sisteminde diyor ki "Organize Sanayi Bölgesi'nde yapılan yatırım ne olursa olsun bir üst yatırım bölgesi teşviğini alabilirsin" diyor. İşadamlarımız Mersin yolu, Karataş yolu, Ceyhan Yolu'nda yatırım yapmasın. Teşvikten faydalanmak istiyorlarsa eğer gelip sanayi bölgesinde yeni yatırımını yapacak.

Sanayi Odası Başkanı açıklanan teşvik paketinden sonra "Üvey evlat muamelesi görüyoruz!" dedi… Siz ne düşünüyorsunuz?
Üvey Evlat olarak düşünmemek lazım. Bu sizin karşı taraftan ne istediğiniz ve ne alabildiğinizle alakalıdır. Siz karşıya ihtiyacınızı doğru ve net bir şekilde belirtemezseniz karşı taraf sizi doğru anlayıp istediğinizi veremeyebilir. Biz Adana olarak bir kere ihtiyacımızı net olarak ilgililere hiçbir zaman götürememişiz, biz kendimiz "Bunu istiyoruz!" diye ortaya düşmemişiz. Havaalanı sorunu olana kadar bunu dile getirmemişiz. Eee şimdi bu işi de belirleyecek olan insan da elindeki veriye göre karar verecek ama gerçeği, yaşananı, var olanı göstermek bizim görevimiz bunu bizim talep etmemiz lazım. Antepli bugün en ufak sorunları için toplanıp sadece Bakana gitmekle kalmayıp, Müsteşara, oradan genel müdürüne, oradan daire başkanına, oradan şube müdürüne gidiyor adam istediğini alabilmek için gerekirse çaycıya bile gidiyor! Biz bunu hiç yapmamışız. Bu üvey evlat muamelesi değil, bu evladın babasına isteğini doğru düzgün bildirememesidir!

Bu ilk teşvik paketi açıklandığında da herkes ayaklandı… Hemen akabinde işsizlik oranları açıklandı, Adana işsizlikte birinci sırada çıktı bu kez de "Biz çok iyi yerdeyiz" denildi. Şimdi 2. bölge çıktı bu da kabullenilmiyoruz… Bu tutarsızlık değil mi? İyi miyiz kötü mü?
Adana'da ne yazık ki en baştan beri aynı şeyi söylüyoruz kurumlar arasında iletişimsiz var hem de şu geçtiğimiz kısa zaman öncesine kadar birliktelik yoktu. Bunun yüzünden zaten Adana kısır çekişmeler yüzünden kaybetti. Yeri geldi odalarımız başka odalara, yeri geldi STK'larımız odalara, belediyelerimiz Belediyelere küstü. Ortak paydamız Adana ve Adanalıysa bunu dikkate almak lazım. Yapılan işin altında kimin imzasının olduğu önemli değil! Önemli olan o işin yapılması. O yüzden sağduyulu insanların geldikleri görevlerinde sağduyularını korumaları lazım.

2. bölge çıktı diye küsmek mi lazım yoksa bunu da değerlendirmeye almak mı?
Teşvikin içerisinde çok güzel şeyler var; Yatırımını organizede yap bir üst bölge teşvikinden faydalan.  Tek başına yatırım yapma aynı yatırımı yapacak insanla birleşip büyük yatırım yapalım büyük ölçekli yatırımlara sağlanan teşviklerden faydalanalım. Yeniden teşvik paketi açıklama zamanına kadar şuanda Adana'nın yapacağı budur. Bir Antepli işadamı dedi ki, "Biz 3. Bölgeyiz ama bizi 1. Bölge de yapsalar biz 5. Bölge teşvikinden yararlanırız" dedi "Hayırdır nasıl olacak o ?" dedim. "Biz Antepliyiz arkadaş, biz durmayız, düşünürüz ne yaparız, ne ederiz 5. Bölge yatırımlarından teşviklerinden faydalanırız" dedi.

Sizce Adana kaderci mi?
Bizim çalışıp çabalayıp, Adana'nın üzerinde bir atalet var. adana sorununu, sıkıntısını biliyor, nasıl çözeceğinizi de biliyor ama harekete geçemiyor. Her şeyin farkında ama action yok. Bunu aştığımız taktirde serzenişler sona erecektir diye düşünüyorum.

Teşvik paketi açıklandığında çevre iller de size destek oldu…
Bakın bu teşvikte 6. Sırada olan Diyarbakır-Mardin, 4. Bölgede olan Hatay İskenderun, 3. Bölgede olan Gaziantep Mersin bile Adana'ya destek açıklaması yapıyor bu açıklanan teşvik paketi sonrasında. "Adana 2. Bölgede olmamalıydı Adana en azından 3. Bölgede olmalıydı" diye… Herkes "Benim yerim iyi benim yerim kötü kavgasındayken bölge "Adana'nın yeri yanlış!" kavgasında. Genç İşadamları Federasyonu'nun da basın açıklaması bu şekilde. Adana'nın içinde olmayan birlikteliği Çukurova Giad bölgedeki dernekleriyle gerçekleştirmiş, bu onun göstergesi ne kadar güzel bir şey!

Ekonomi de moraller nasıl?
BDDK verilerine göre Adana'da 10.6 milyar lira mevduat var, bu çok ciddi bir para! Bu para tüm Adana'da yaşayanların parası... Kiminin 300-500 milyon kiminin milyonlar kiminin birkaç bin TL'si var. Hiç öyle ağlayacak durumda değiliz, gerçekten çok ciddi yatırım yapılabilecek gruplar da var. Adana'da kendisini Türkiye Standartlarının üzerinde normal bir aile şeklinde yaşayacak insanlar da var. İstanbul'da siz biliyorsunuz İstanbul'da 4 kişilik bir ailenin iyi bir şekilde yaşaması için iyi bir para gerekli. O ailenin orada verdiği kira parasıyla burada insanlar bir ayı geçiriyor. Adanamız diğer illere göre ekonomik yaşanılabilir bir şehir! Adana ağlayacak kadar kötü bir halde değil ama çok da iyi değiliz.

Biraz da Adana'nın tanıtımına değinelim… Adana'nın sorunlarından biri de tanıtımda başarılı olamaması... Bu konu da neler söylersiniz?
Sorunuza soru olarak cevap vermek istiyorum. Vazgeçtik Adana'yı başkasına tanıtmaktan, biz Adana'yı ne kadar tanıyoruz, siz ne kadar tanıyorsunuz? Ben ne kadardır tanıyorum? Adana çevresinde ne var, tarihinde ne var, ne gibi özellikleri var biliyor muyuz?
Sanırım haklısınız!
Onlarca otel yapılıyor, Yumurtalık'a bir dolu yatırım yapılacak, binlerce kişi istihdam edecek, yurtdışından bir sürü insan gelecek ki hali hazırda bazı çalışmalar için, fizibilite için gelip gidiyorlar. "Tepebağ" diyoruz, Allah aşkına kaç kişi biliyor Tepebağ tarihini. Bundan 50 sene sonra Adana diyelim ki muhteşem bir şehir oldu. Turizm şehri olmuş, Yumurtalık almış başını gitmiş, yabancılar geliyor gidiyor ve benim çocuğum Adana'dan bihaber Adana'yı tanıtmaya çalışacak. Biz evvela Adana'yı kendimize tanıtalım. Geriye kalan şey para ile alakalı. Reklam da yaparız, Televizyona da çıkarız. Bakın Çukurova Giad geçmiş dönem başkanı Barış Rişvanoğlu Cam Kuleler diye proje inşa ediyor ve tüm ulusal kanallarda öyle bir reklam yaptı ki, helal olsun ! İstanbul'a gittiğim de bir toplantı da "Ya Adana'da Cam Kuleler diye proje varmış!" diye bana soruyor. Parayı verdikten sonra her yerde Adana'yı tanıtırsın. Bugün çok iyi bir reklam kampanyası ile olmayan bir şeyi bile uydurup çıkarsanız herkes onu var zanneder. Adana bunu yapar ama dediğim gibi neyin olduğunu envanteri bir çıkaralım ortaya.

Bilmediğimiz yeri tanıtma çabasındayız o zaman?
Aynen öyle! Biz kendimiz neye sahip olduğumuzu bilmiyoruz ki gidip başkasına onu anlatalım. Bakın bir arkadaşım geldi ve "Sis Kalesi'ne gitmek istiyorum!" dedi. Orası neresi? Oldum sordum soruşturdum meğer Kozan Kalesi'ne Sis Kalesi de denilirmiş. Biz bilmediğimiz gibi çocuklarımız da bilmeden yetişiyor.

Çukurova Giad'ı 3 cümle ile tanıtsanız?
Adana'nın en önemli en saygın işadamlarının birleştikleri bir dernek. Adana'nın en aktif Sivil Toplum Örgütlerinden olan Adana'nın bir geleneğe sahip sağlam bir geleceğe ilerleyen tek Genç İşadamları Derneği…

Son olarak eklemek istedikleriniz?
Biz geleceğe umutla bakıyoruz. Olumsuz söylemleri zaten yeteri kadar dillendirildi. Adanalı olumlu olacak bir gelişmeye bile şüpheyle bakar hale geldi. Olumsuz söylemlerle insanların kafalarını yıkamanın alemi yok.  Güzellikleri göstermek, olumluları göstermek STK'ların ve kamu kurumlarının görevidir ama bu görevin altında yatan asıl görev de olumsuz giden, insanların canını sıkacak gelişmeleri de olumluya çevirmektir. Olumsuz söylemlerde bulunmaktansa olumsuz olanı olumlu yapmak için çaba sarf etmeliyiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!