Yargıtay telefon görüşmelerini delil saymadı

Güncelleme Tarihi:

Yargıtay telefon görüşmelerini delil saymadı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2012 12:46

YARGITAY 8’inci Ceza Dairesi, Gaziantep’te silah ticareti yapmak suçundan yargılanan 6 sanığa verilen 8’er yıl hapis cezası kararını ’İçeriği maddi bulgularla desteklenmeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında cezalandırılmalarına yeter, kesin ve inandırıcı delil kabul edilemediği’ gerekçesiyle bozdu.

Yerel mahkeme daha önceki bozma kararına direnmesine rağmen, yeniden görülen davada hepsi de 2 yıl tutuklu kalan 3 sanık beraat etti, 3 sanıkla ilgili de 2 yıl ile 10 ay arasında hapis cezası verilip, bu cezalar da ertelendi.

Gaziantep polisi, 2007’de silah kaçakçılığı iddiasıyla Mehmet Eroğlu, Yaşar Ağaç, Cuma Ağaç, Mehmet Bozkurt, Faruk Bozfırat ve Hüseyin Kara hakkında mahkemeden teknik takip izni aldı. Bu kişilerin telefonunu bir süre dinleyen polisin düzenlediği operasyonda zanlılardan Hüseyin Kara’nın evinde 2 tabanca, Mehmet Eroğlu’nun işyerinde 340, Mehmet Bozkurt’un işyerinde ise 75 mermi ele geçirildi. Tutuklanan zanlılar hakkında Cumhuriyet Savcılığı, ’Teşekkül halinde silah kaçakçılığı’ iddiasıyla dava açtı.

Gaziantep 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada zanlılar birbirlerini tanıyıp telefon görüşmesi yaptıklarını, ancak toplu silah kaçakçılığıyla ilgileri olmadığını söyledi. Mahkeme heyeti, 2 yıl süren yargılama sonunda sanıklar hakkında 8’şer yıl hapis cezası verip tahliyelerine karar verdi. Bunun üzerine sanık avukatı Sermet Atay, kararı temyiz etti.

TELEFON KAYDI YETMEZ

Daha önce de benzer kararlar alınan Yargıtay’da, bu kez 8’inci Ceza Dairesi 22.1.2009’da kararı bozarak yerel mahkemeye iade etti. Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi’nin kararında, ev ve işyerlerinde tabanca ile mermi ele geçirilen Hüseyin Kara, Mehmet Bozkurt ve Mehmet Eroğlu’nun topluluk oluşturacak boyutta ortaklık ve birlikteliğin bulunduğuna dair iletişim tutanakları dışında delil bulunmadığı gibi, sanıklarda ele geçirilen suça konu silah ve mermilerin kişisel ihtiyaçları için bulundurduklarına ilişkin savunmalarının aksine, satmak amacıyla edindikleri veya bu amaçla bulundurduklarına ilişkin mahkumiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı kanıt bulunamadığı vurgulandı. Kararın devamında, Hüseyin Kara’nın evinde yakalanan silah sayısına göre alt sınırdan uzaklaştırılarak 6136 sayılı yasayla cezalandırılmaları gerektiği belirtildi.

Ayrıca, aynı davadan yargılanan sanıklardan Cuma Ağaç, Yaşar Ağaç ve Faruk Bozfırat’ın ise ’Üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair savunmalarının aksine, içeriği maddi bulgularla desteklenmeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında cezalandırılmalarına yeter, kesin ve inandırıcı delil edilemediği, sanıkların üzerlerinde ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı belirtilerek beraat kararı verilmesi gerekir’ hükmüne yer verildi.

CEZA GENEL KURULU KARAR VERDİ

Ancak, yerel mahkeme ilk kararında direndi. Bunun üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu direnme kararını bozup, dosyayı tekrar Gaziantep 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Bu karara uyan yerel mahkeme, 2 yıl tutuklu kalan Cuma Ağaç, Yaşar Ağaç ve Faruk Bozfırat hakkında beraat kararı verirken; diğer 3 sanık hakkında ise silah bulundurmak suçundan 2 yıl ile 10 ay arasında hapis cezası verilip, bu cezalar da ertelendi. Mahkeme beraat eden 3 kişinin devletten maddi ve manevi tazminat hakkı talebi yolunun açık olduğunu da vurguladı.

EMSAL KARAR OLABİLİR

Zanlılardan Faruk Bozfırat’ın savunmasını yaparak kararları temyiz eden Avukat Sermet Atay, Yargıtay’ın bu kararının yalnız telefon görüşmeleri nedeniyle yargılanan, hüküm giyen binlerce insan için yeni bir emsal karar olabileceğini belirtti. Atay, "Yargıtay bu kararıyla insanların telefonlarının dinlenerek konuştuklarını delil kabul edip cezalandırmanın yanlış olduğu yolunda son noktayı koydu. Müvekkilim telefon görüşme kaydı nedeniyle 2 yıl cezaevinde haksız yere kaldı. Bu haksız ceza nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açacağız" dedi.

Yargıtay’ın farklı dairelerinde de 2009’dan sonra benzer kararlar çıkmıştı.

Sanıkların savunmaları

SANIKLARDAN Faruk Bozfırat savunmasında, "Boş zamanlarımda işyerimde İnternet girerim. Teyzemin oğulları Ahmet ve Mustafa’nın ruhsatlı silah alacaklarını söylemişlerdi. İnternette yasal siteler vardır. 2. el ruhsatlı silah sattığı bilinen bu kişilerle telefon görüşmeleri yaptım. Teyzemin oğlu Ahmet’e internette gördüğüm silahların markasını ve fiyatını söyledim" dedi. Sanıklardan evinde silah ele geçen Hüseyin Kara, "Evimdeki iki tabancadan biri babamdan kaldı. Diğerini de 4-5 ay önce aldım. Bunlar benim ihtiyaç için bulundurduğum silahlar. Satmak amacıyla bulundurmadım" diye ifade verdi. İşyerlerinde mermi bulunanlar ise mermilerin kendilerine ait olmadığını, geçici bir süre tanıdıkları tarafından saklanması için kendilerine verildiğini söyledi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!