Yargıda kapanan dönem?

Güncelleme Tarihi:

Yargıda kapanan dönem
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2005 00:00

NİHAYET Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Osman Şirin’in önceki gün bir paneli yönetirken söylediklerinden anladık ki, bizim ‘önce özgürlükleri mi yoksa laik sistemi mi korumak doğrudur?’ diye tartışmaya itilmemizin gerisinde, ‘Mahmut Esat Bozkurt dönemi hukuk anlayışını kapatıp yeni bir dönemi başlatmak’ varmış.Bunu son Yargıtay Ceza Kurulu kararının gerekçesini yazan Yargıtay Üyesi Sn. Osman Şirin önceki gün yönettiği bir panelde söylemiş.Sn. Şirin’e göre önümüzdeki 1 Nisan gününde yürürlüğe girecek olan Yeni Ceza Yasası bu yeni döneme öncülük edecekmiş.Aslında Sn. Şirin’in sadece yeni Ceza Yasası’yla değil kendisinin kaleme aldığı bilinen ‘karar gerekçesi’yle de yeni dönemi başlattığını söylemek yanlış olmaz.Ancak o noktaya gelmeden şu ‘kapatılan’ dönemden söz edelim:Sn. Şirin’ın atıfta bulunduğu Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Türk Hukuk devriminin en önemli ismidir. Daha devrimin ilk yıllarında yani 1926’da Medeni Kanunu, Ceza Kanunu’nu ve Ticaret Kanunu’nu Meclis’ten geçirten o’dur. Dönemine göre devrim sayılan Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, İcra İflas Kanunu ve Deniz Ticaret Kanunu onun eseridir.Onun eserlerini ilanihaye öyle korumak elbet gerekli değildi. Ama yapılması gereken o eserleri geliştirmek, yani Bozkurt dönemini kapatmak değil daha ileri aşamalara taşımaktı.Bir dönemi kapattığınız zaman onun değer sistemlerine de sırtınızı dönebilirsiniz. Ama onu geliştirdiğiniz zaman söz konusu değer sistemlerini çağın gerekleri ışığında daha ileri noktaya götürürsünüz.‘Laikliği yasayla korumaya artık gerek yok’ diyen Şirin’in ‘geliştirmek’ yerine ‘kapatmak’ deyimini kullanması o nedenle anlamlıdır. Ne var ki mesele sadece o kelime yerine bu kelimenin kullanılması değil, bu yaklaşım gerisindeki tavır ve zihniyettir.En kolay şey şimdi ‘özgürlükçü’ görünmek ya... Özgürlükçülük adına ‘laik sistemi çökertecek her şey özgürce söylensin ama sistem kendisini koruyamasın’ deniyor.Gerekçe de ilginç:‘Kürt yok denmiş de Kürtler yok mu olmuş? Said Nursi ve izleyicileri cezalandırılmış da Nurculuk ortadan mı kalkmış?’Hayır... Hiçbiri, ortadan kalkmaz. Fikir ve inanç akımları da yasağa rağmen yaşar.Ama sistemin de yaşama ve kendisini yıkmaya çalışanlara karşı önlem alma hakkı vardır. Onun ölçüsü de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirlenmiştir. Nitekim ‘demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin (...) ve kamu güvenliğinin korunması’ amacıyla ve kanunla alınan tedbirlerle laik sistem yaşatılırsa kime ne zararı var?Biz ‘özgürlük, gafleti affettirmez’ diyoruz. Mesele bu kadar basit.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!