Yanlış nerede?

Güncelleme Tarihi:

Yanlış nerede
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2005 00:00

YARGITAY Birinci Başkan Vekili Osman Şirin, tartışmalara yol açan bir sözünü önceki gün yaptığı basın toplantısıyla açıklığa kavuşturdu. Basına bayağı yüklendi. Sözlerimi çarpıttılar, dedi. Beni yanlış anladılar, dedi. Onlara gelmeden değinelim:Sayın Şirin’in bu fırsattan yararlanarak kendisini de tanımlayan sözleri var. Örneğin:‘Laikliği ve Atatürk ilke ve devrimlerini yaşamının varlığı ve vazgeçilmezi yapan biri’ olduğunu vurguluyor.Kuşkusuz iç serinletici bir beyan... Özellikle Ceza Genel Kurulu’nun ‘Laikliği artık yasal yaptırımlarla korumaya gerek kalmadı’ anlamındaki kararından sonra, söz konusu kararın gerekçesini yazdığı bilinen Şirin’in bu sözleri önem kazanıyor. Önem kazanıyor, çünkü aynı Osman Şirin’in 10-11 Şubat tarihlerinde Ankara’da yapılan bir sempozyumu açarken:‘Bir geçmiş dönemi sonlandırıyoruz ve yeni bir sayfa açıyoruz. 1926 yılında başlayan ve dönemine büyük hukukçu olarak adını vermiş bulunan Mahmut Esat Bozkurt dönemi, bütün saygınlığıyla hükümranlığını 79 yıl sürdürdü. Bu ülkede büyük bir disiplin yarattı. Şimdi yeni bir dönem, uygar dünyaya açılım adı altında başlıyor. Tam 50 gün sonra 1 Nisan 2005 tarihinde yeni bir ışık yakılacak’ dediğini de biliyoruz.Bu sözlerin kafalarda -bizce çok haklı- sorular yarattığını da...Gerçi Sayın Şirin bu sözlerle Bozkurt’u yücelttiğini söylüyor.Ama yanlış anlamalara neden olan sözler kendisine ait olduğuna göre, ortaya bir ‘ifade zaafı’ çıkıyor.Nitekim, -daha önce de değindiğimiz gibi- Sayın Şirin, bir dönemin kapandığını değil de ‘daha ileriye taşındığını’ söylese, mesele kalmazdı.Ancak önceki günkü basın toplantısından anlaşıldığına göre bizim yargımız ‘kararları ile konuşmaktan’ vazgeçip kamuoyunun karşısına herhangi bir birey gibi çıktığı zaman belli ki bazı kalıplardan kendini kurtaramıyor.Örneğin hemen ‘yargıyı hedef alan haksız saldırılar’ edebiyatı başlıyor. Sayın Şirin’in basın mensuplarına yaptığı açıklamada da bol bol yer alan bu ifadeyi, bir önceki Yargıtay Birinci Başkanı Eraslan Özkaya’nın adının geçtiği haberler nedeniyle Özkaya’dan da çok işitmiştik. Anlaşılıyor ki Yargıtayımız veya yargıçlarımız kendilerinin bir ‘eleştirilmezlik’ ayrıcalığına sahip oldukları varsayımıyla yaşıyorlar.Oysa öyle bir şey yok. Dahası... Özkaya tartışmalarını izleyen günlerde bizzat Yargıtay’ın -kamuoyunu tatmin edecek düzeyde olmasa da- bazı üyeleri hakkında işlem yapması, Yargı ve Yargıtay bünyesinde de bazı yanlışların bulunabileceğinin kanıtıdır.Sayın Şirin kendisinin yanlış anlaşıldığından yakınırken, yanlış anlamaya yol açmayacak bir üslup benimserse galiba daha kolay anlaşacağız.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!