Yalana methiye

Güncelleme Tarihi:

Yalana methiye
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 1997 00:00

Haberin Devamı

Paul Lombard Fransız bir avukat. Lombard dünya nüfusunun yarısını rahatlatacak bir kitap yazdı. ‘‘Yalan üzerine gerçeğim’’ adındaki kitabı yalana methiye niteliğinde.

Sanırım en fazla politikacılara tavsiye edilecek kitap, yalan motifi üzerine kurulu skandalların yine bol olduğu bir dönemde piyasa çıktı.

ABD'den başlayalım.

Başkan Clinton, ortaya video kasetleri çıktığı halde hala, yasadışı yollardan partisine maddi yardım almadığını iddia ediyor. Oysa Beyaz Saray'daki çay saatlerinde bağış aldığını dünya alem biliyor.

Clinton, hakkında cinsel taciz davası açan Paula Jones ile sevişmediğini de öne sürüyor ama bu yalanını hoş görmek gerek. Hillary'nin korkusundan olabilir.

İsrail hükümetinin yalanı da fena halde ortaya çıktı.

Ürdün'de İslamcı bir militana karşı suikastı yüzlerine gözlerine bulaştıran Mossad ajanlarının sahte Kanada pasaportları taşıdıklarını önce reddetti. Pasaport iddiası doğru çıktı. Ardından olanlar ibretlik.

Dışişleri Bakanı Levy, Kanadalılara önceki gün bir özür mektubu yazdı. İsrailli otelciler ise Kanadalı turistlere bedava tatil önerdiler.

Fransa'da 2. Dünya Savaşı'nda 2 bine yakın Yahudi’yi toplama kampına gönderdiğini, kanıtlara rağmen hep inkar eden Vichy yönetimi ileri gelenlerinden Maurice Papon'nun yalanları artık işe yaramayacak. Çünkü Papon'un yargılanmasına karar verildi.

Bizdeki yalan örneklerinin hangisinden başlayacağımı bilemiyorum. Es geçiyorum.

Avukat Lombard'ın kitabına gelince; yazar daha ilk bölümde ‘‘Ben bir yalancıyım’’ diye sevinçle itiraf ediyor.

Lombard'ın yalancılıktan hiç gocunmamasının en büyük nedeni Eflatun.

Ne demiş Eflatun? ‘‘Yalancı aldanırken bizi de aldatan cahilden üstündür. Yalancı, gerçeği bilir. İnsanlık için en büyük bela cahilliktir’’.

Lombard'a göre, yalan antik çağlardan beri tartışılıyor. Ancak tümden ortadan kaldırılmalı mı, yoksa ortam, niyet, görev gereği olduğu sürece yasallaştırılmalı mı ikilemi de sürüyor.

Kant örneğin, bir katile izlediği kurbanının nereye saklandığını söylemek pahasına bile olsa gerçeğin tartışmasız üstün olduğunu beyan etmiş. O dönemde, ‘‘Gerçeği söylemek, sadece gerçeği hakedenlere karşı bir ödevdir. Başkasına zarar verecek gerçeği öğrenmeye hiç kimsenin hakkı yoktur’’ diyen Benjamin Constant ile arasında büyük bir polemik yaşanmış.

Kişisel çıkar ile başkası adına yalan söylemek arasındaki sınır çok ince.

Hele işe politika karışınca... Kendi çıkarları söz konusu olduğu halde ‘‘kamunun yararına’’ ya da ‘‘devlet sırrı’’ gibi gerekçelerin ardına sığınarak yalan söyleyen politikacıları az görmedik. Şimdi hepsi vicdanlarını rahatlatabilirler. Hiç vakit kaybetmeden Lombard'ın kitabından birer tane edinsinler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!