Yakın tarihimizden gerçek bir PaÅŸa tecavüzü olayı

Güncelleme Tarihi:

Yakın tarihimizden gerçek bir Paşa tecavüzü olayı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2001 00:00

‘‘PaÅŸalar gelinlerine tecavüz ederler mi, etmezler mi?’’ tartışmasına küçük bir katkı: Ettikleri vákidir ve Åžakir PaÅŸa cinayeti bunun mükemmel bir örneÄŸidir. Åžakir PaÅŸa, ‘‘Halikarnas Balıkçısı’’ diye bilinen Cevat Åžakir KabaaÄŸaçlı'nın babasıdır. Balıkçı'nın gençliÄŸinde uzun yıllar hapislerde yatmasının sebebi söylendiÄŸi gibi öyle siyaset yüzünden deÄŸil, babasını vurmasıdır ve cinayete gerekçe olarak da PaÅŸa babanın Ä°talyan geliniyle yani Balıkçı'nın karısıyla girdiÄŸi yasak iliÅŸki gösterilir. Ama iÅŸin ilginç olan tarafı, Åžakir PaÅŸa ailesinde hemen herkesin sanatçı olmasıdır. Bu aileye mensup olan Cevat Åžakir yazar, Fahrünisa Zeyd, Nejad Devrim ve Aliye Berger ressam, Füreya seramikçi, Åžirin Devrim de tiyatrocudur.Gündemimiz ‘‘Bir paÅŸa gelinine tecavüz eder mi, etmez mi?’’ tartışmasına kilitlendi. Bir kesim ‘‘Eder, edebilir’’ diyor ama karşı tarafa göre ‘‘Böyle bir ÅŸey, bir Türk paÅŸasının asla yapmayacağı bir iÅŸ!’’Haklı olan taraf, bence ilk görüştekilerdir. PaÅŸa da erkektir, onun da zaafları bulunabilir, kendisine hakim olamadığı bir anda gelinine de baÅŸkasına da tecavüz eder, edebilir, hatta bazı paÅŸalar bal gibi etmiÅŸlerdir ve böyle hadiselerin bizdeki en meÅŸhur örneÄŸi de 1914'teki Åžakir PaÅŸa cinayetidir.DÜĞÜN PARASI CENAZEYE GÄ°TTÄ°Åžakir PaÅŸa, Afyon'un eski bir ailesine mensuptu. Dedeleri arasında din bilginleri ve meÅŸhur hattatlar vardı. AÄŸabeyi Ahmed Cevat PaÅŸa, Ä°kinci Abdülhamid'in sadrazamlığını yani baÅŸbakanlığını yapmıştı.AÄŸabeyiyle beraber askeri okuldan mezun olduktan sonra Erkánıharp Mektebi'ni yani o zamanın Harp Akademisi'ni de bitirerek kurmay subay oldular. Sonra vazife icabı imparatorluÄŸun dört bir yanını dolaÅŸtılar. Bir yandan askerlik yapıyor, bir yandan da ardarda kitap çıkartıyorlardı. Zamanla her ikisi de ‘‘PaÅŸa’’ oldu, aÄŸabey 1891'de sadrazamlık koltuÄŸuna oturdu ve kardeÅŸini Atina'ya büyükelçi olarak gönderdi.Åžakir PaÅŸa, Girit'te bulunduÄŸu sırada Sare Ä°smet adında bir hanımla evlendi ve ikisi erkek dördü kız, altı çocuÄŸu oldu. AÄŸabeyi Sadrazam Cevat PaÅŸa bu arada Abdülhamid'in gözünden düşmüş, sadrazamlıktan alınmış, askeri vazifelerle Ä°stanbul'dan uzaklaÅŸtırılmış, derken Åžam'a yollanmış, Ä°stanbul'a dönebilmesine Åžam'da verem olması üzerine izin verilmiÅŸ ve 1900 senesinde henüz 49 yaşındayken hayata veda etmiÅŸti.AÄŸabeyinin bu acı kaderi Åžakir PaÅŸa'yı derinden etkiledi. Sarayla bütün alákasını kesti, görevlerinden ayrıldı ve ailesiyle beraber Büyükada'daki köşküne çekildi. Vaktini artık sadece kitap yazmakla geçiriyordu.PaÅŸa, 1914 Haziran'ında bir gün yanına iki oÄŸlunu, Cevat ile Suat'ı alarak Afyon'a gitti. Afyon'da vaktiyle bir çiftlik satın almış ama senelerdir görmemiÅŸti. Hem ne vaziyette olduÄŸunu görecek, hem káhyalarla oturup hesap-kitap yapacaktı. Alacağı parayı dönüşte kızlarından birinin düğün masrafına harcamayı planlıyordu.Ama Åžakir PaÅŸa Ä°stanbul'a bir daha dönemedi. Aslında ‘‘İstanbul'a dönemedi’’ deÄŸil, ‘‘İstanbul'u göremedi’’ demek daha doÄŸru olur, zira Afyon'dan Büyükada'ya PaÅŸa'nın cenazesini getirdiler. 28 yaşındaki oÄŸlu Cevat'la bir gece kimselerin bilmediÄŸi bir sebep yüzünden tartışmaya baÅŸlamış, tartışma kavgaya dönmüş ve Cevat siláhını çekip kurÅŸunları babasının üzerine boÅŸaltmıştı.Cevat ile babasının arasının iyi olmadığı, Cevat'ın Oxford'da okuma uÄŸruna PaÅŸa'nın servetini harcamasına raÄŸmen okulunu bitiremediÄŸi bilinmekteydi. Ãœstelik, Ä°talya'da hamile bıraktığı Aniesi adında bir kızı nikáhına alıp Ä°stanbul'a getirince babası küplere binmiÅŸti.Derken, ortalığa bir baÅŸka söylenti yayıldı: Åžakir PaÅŸa ile Ä°talyan gelin Aniesi arasında bir yasak iliÅŸki vardı, Afyon'da baba ile oÄŸul arasındaki tartışmanın sebebi buydu ve Cevat, paÅŸa babasını bu yüzden kurÅŸunlamıştı.PaÅŸa'nın oÄŸlu Cevat 14 seneye mahkum oldu. Cezasının yarıdan fazlasını çektikten sonra afla çıktı ama 1925'te yeniden tevkif edildi. Bir gazetede çıkan yazısı yüzünden Ä°stiklál Mahkemesi'ne verildi, bu defa üç sene kalebentliÄŸe mahkûm edildi ve Bodrum'a sürüldü. Cezasını tamamladıktan sonra oradan bir daha ayrılmadı ve hayatının sonuna kadar Bodrum'da yaÅŸadı.BODRUM SÃœRGÃœNÃœNÃœN SEBEBÄ°Buraya kadar yazdıklarım, sıradan bir aile faciasını andırmaktadır. Bir yanda devletine küsmüş bir Osmanlı paÅŸası, öbür tarafta Avrupalar'da epey gezmiÅŸ haÅŸarı ve çapkın bir oÄŸul, orta yerde de memleketini bırakıp hiç bilmediÄŸi bir diyara gelmiÅŸ ama kayınpederiyle arasında birÅŸeyler geçmiÅŸ Ä°talyan bir gelin yeralmaktaydı.Ama hiç de sıradan deÄŸil, oldukça önemli bir aileydi PaÅŸa'nın ailesi. Baba katili olan Cevat'ın tam ismi Cevat Åžakir KabaaÄŸaçlı idi, yani meÅŸhur ‘‘Halikarnas Balıkçısı’’... Ä°lk mahkumiyetinin de ikincisi gibi siyasi olduÄŸu söylenirse de, 14 senelik cezasının sebebi babasını öldürmesiydi. Sonra talih garip bir cilve yaptı, ikinci mahkumiyetinden sonra Bodrum'a sürülmesi hem bugünün Bodrum'unu, hem de Türk Edebiyatı'nın büyük isimlerinden birini, ‘‘Halikarnas Balıkçısı’’nı yarattı.HARÄ°KA ÇILGINLAR AÄ°LESÄ°Åžakir PaÅŸa ailesini sakın ola ki bu cinayet çerçevesinde deÄŸerlendirmeyin! Mensupları arasından çok sayıda sanatçının çıktığı çok önemli bir ailedir, bu aileden gelen ve yandaki sütunda yeralan isimler, modern Türk sanatının yüz akı olmuÅŸlardır.Bundan senelerce önce, Åžakir PaÅŸa ailesinin çok meÅŸhur bir sanatçı mensubuyla sohbet ediyorduk. Belki ÅŸeytanın dürtmesiyle ama ciddi ÅŸekilde çekinerek ‘‘Merhum pederinizin o hadisesinde asıl sebep ne idi?’’ diye sormuÅŸtum. ‘‘Aniesi...’’ demiÅŸti sadece... Ä°ÅŸte bu yüzden cinayetin gerisinde PaÅŸa ile gelini arasındaki yasak iliÅŸkinin yattığını rahatça yazıyor ama bana bunu söyleyen o kiÅŸinin zarif hatırasına hürmeten anlattıklarının ayrıntılarına girmiyorum.Çocukları ve torunları birinci sınıf sanatçıydıFÃœREYA: Åžakir PaÅŸa'nın büyük kızı Hakkiye Hanım'ın çocuÄŸuydu. 1910'da Büyükada'da doÄŸdu, Fransız okulunda okudu, Ä°stiklal Mahkemeleri'nin ünlü ismi Kılıç Ali ile evlenip Ankara'ya yerleÅŸti ve Mustafa Kemal'in yakın çevresine girdi. Seramikle, tedavi için gittiÄŸi Ä°sviçre'de ve oldukça geç bir yaÅŸta tanıştı. Türkiye'nin ilk kadın seramik sanatçısı olan Füreya'nın öyküsü, AyÅŸe Kulin'in geçen sene çıkan ve 50 küsur baskı yapan aynı isimli romanıyla daha da ölümsüzleÅŸti.CEVAT ÅžAKÄ°R KABAAÄžAÇLI: PaÅŸa'nın 1890'da doÄŸan oÄŸlu ve katiliydi. Sürgüne gittiÄŸi senelerde küçük bir balıkçı köyü olan Bodrum, onun sayesinde bugünkü meÅŸhur konumuna geldi. ‘‘Halikarnas Balıkçısı’’ adıyla çok sayıda eser verdi. Ä°lk karısı Aniesi'den sonra iki evlilik daha yapan Cevat Åžakir 1973'te öldü ve Bodrum'a hákim bir tepeye defnedildi. SaÄŸlığında Bodrum'un bir caddesine isminin verilmesine ‘‘Caddeden geçen hayvanlar üzerime pislerler’’ diyerek karşı çıkmıştı.ALÄ°YE BERGER: PaÅŸa'nın en küçük kızıydı. 1903'te o da Büyükada'da doÄŸdu ve 1974'de ayn yerde öldü. Sevgilisi Karl Berger'le 23 yıllık beraberlikten sonra evlendi ama kocası altı ay sonra bir kalp kriziyle hayata veda etti. Düştüğü bunalımdan kurtulmak için resme baÅŸlayan Aliye Berger yaÄŸlıboya, desen ve gravürün unutulmaz isimlerinden oldu. Sanatını anlatırken ‘‘AÅŸkla yaÅŸadım, ne yarattımsa aÅŸkla ve sevgiyle yarattım’’ diyordu.FAHRÃœNÄ°SA ZEYD: Åžakir PaÅŸa'nın ortanca kızı, Halikarnas Balıkçısı'nın kızkardeÅŸiydi. 1901'de Büyükada'daki köşkte doÄŸdu, 1991'de Amman'da öldü. Ä°lk evliliÄŸini yazar Ä°zzet Melih Devrim ile yaptı, bu evlilikten doÄŸan iki çocuÄŸu, Nejad ile Åžirin de anneleri gibi sanatçı oldular. Daha sonra Irak Kralı Birinci Faysal'ın küçük kardeÅŸi Prens Zeyd ile evlendi. Birçok memlekette sergiler açan Fahrünisa Zeyd, modern Türk resminin en büyük ustalarından sayılır.NEJAD DEVRÄ°M: PaÅŸa'nın torunu ve Fahrünisa Zeyd ile Zeyd'in ilk eÅŸi Ä°zzet Melih Devrim'in oÄŸluydu. 1923'te doÄŸdu, Paris'te resim öğrendi ve Türkiye'nin ilk soyut ressamı kabul edildi. Son senelerinde Polonya'da yaÅŸayan Nejat Devrim, 1995'te orada, Noy Sacz'da öldü.ŞİRÄ°N DEVRÄ°M: Fahrünisa Zeyd'in kızı, Nejad Devrim'in kızkardeÅŸi. 1926'da Ä°stanbul'da doÄŸdu. Çocukluk seneleri Berlin ve BaÄŸdad'da geçti. Ä°stanbul ve New York'ta okudu, Yale Ãœniversitesi'nin tiyatro bölümünü bitirdi. Türk tiyatrosunun önemli bir ismi oldu ve Amerika'da da sık sık rol aldı. Stanford, Carnegie-Mellon ve Wisconsin Ãœniversiteleri'nde profesörlük yapan Åžirin Devrim, annesinin öyküsünü ‘‘A Turkish Tapestry’’ adıyla kitaplaÅŸtırdı ve kitap daha sonra ‘‘Şakir PaÅŸa Ailesi-Harika Çılgınlar’’ ismiyle Türkçe olarak çıktı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!