Vergi Denetmenleri: 2005'te vergi kaçağı oranı yüzde 49 arttı

Güncelleme Tarihi:

Vergi Denetmenleri: 2005te vergi kaçağı oranı yüzde 49 arttı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2006 14:13

Vergi denetmenleri, denetim sonuçlarının 2005 yılında beyan edilen her 100 YTL'lik kazanca karşılık vergilendirilmesi gereken 119 YTL'lik kazancın gizlendiğini gösterdiğini belirterek, 2005 yılında vergi kaçağının yüzde 49 arttığını açıkladı.

Vergi Denetmenleri Derneğinden yapılan açıklamada, kurumlar vergisi mükelleflerinin 2005 için beyan ettikleri gelirlerin asgari ücretin bile altında kalmasının kayıt dışının boyutunu ortaya koyduğunu bildirdi. Vergi sistemi beyan esasına dayandığı için mükelleflerin beyanları doğrultusunda vergilendirildikleri hatırlatılan açıklamada, burada devlet aygıtına düşen görevin, beyanların doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu vurgulandı. Bunun ise vergi inceleme birimlerinin söz konusu mükelleflerin hesap ve işlemlerini incelemesiyle mümkün olduğuna dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:

"2005 yılında Maliye Bakanlığı’na bağlı denetim birimleri ve idari makamlar yurt çapında 104 bin 578 vergi incelemesi yapmışlardır. Bu incelemelerin 50 bin 700’ünü tek başına Vergi Denetmenleri gerçekleştirmiştir. İncelenen mükellefler devlete 32 milyar 548 milyon YTL gelir beyan etmişlerdir. Buna karşılık aynı mükelleflerin 38 milyar 715 milyon YTL tutarındaki kazançlarını devletten gizledikleri tespit edilmiştir.2004 yılında her 100 YTL’lik beyana karşılık 84.6 YTL’nin devletten gizlendiği tespit edilmişken 2005 yılında her 100 YTL’lik kazanca karşılık 119 YTL’nin devletten kaçırıldığı tespit edilmiştir. Buna göre kaçak oranı 2005’te bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında arttı."

2005 yılında incelenen mükelleflerin tespit edilebilen toplam kazançlarının 71 milyar 263 milyon YTL iken 32 milyar 548 bin YTL beyan ettiklerine dikkat çekilen açıklamada, "Buna göre incelenen mükellefler kazançlarının yüzde 54.3’ünü beyan dışı bırakmışlardır. Buradan hareketle kayıt dışı ekonominin ülkemizdeki boyutlarının en az yüzde 55 olduğu tahmin edilebilir" denildi.

Aralık 2005 itibariyle gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin sayısının 2 milyon 284 bin 665 olduğuna dikkat çekilen açıklamada, incelenebilen mükelleflerin oranının ancak yüzde 4 olduğu belirtildi.

KURUMLAR VERGİSİNİN YARISINI 20 ŞİRKET ÖDÜYOR

Kurumlar vergisinde ilk 100'e giren mükelleflerin 17’sinin bankacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketler olduğuna ve bunlardan ilk sırada yer alanını da bir kamu bankası olduğuna dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:

"Türkiye’de yaklaşık 600 bin kurumlar vergisi mükellefi var. Beyan bilgilerine baktığımızda bunların sadece 20’si toplam verginin yüzde 50’sini ödüyor. Yaklaşık bin şirket, toplam kurumlar vergisinin yüzde 90’ını, 599 bin şirket ise yüzde 10’unu ödüyor. İstanbul’daki şirketlerin, yüzde 50’si "sıfır matrah" beyan ediyor. Yani 190 bin şirketten 96 bini bir (1)YTL dahi kazanç bildirmiyor."

Vergi Denetmenleri Derneği, bu çarpık tablonun en önemli nedeninin kayıt dışı ekonominin bir türlü kayıt altına alınamaması olduğunu, ileri sürdü. Tersinden okunduğunda verilerin kayıt dışı ekonominin tahminlerin çok üzerinde olduğunu ortaya koyduğu savunuldu.

GÜÇLÜ BİR SİYASİ İRADE GEREKİYOR

Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede güçlü bir siyasi irade ve toplumsal talep olması gerektiğini bildiren vergi denetmenleri, hem dolaylı hem de doğrudan vergi oranlarının makul seviyelere indirilmesini istedi. Vergi Denetmenleri Derneği kayıt dışı ekonomiyle mücadele için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

"-Vergi borçlarına dönük af düzenlemelerinden kesinlikle vazgeçilmelidir.

-Vergi suçlarına ilişkin ağır cezalar öngörülmeli ve objektif olarak uygulanmalıdır.

-Uzlaşma müessesesi (merkezi uzlaşma dahil) ya tamamen kaldırılmalı yada yeniden düzenlenerek subjektif ve keyfi uygulamaların önüne geçilmelidir.

-Yasalar sade, basit ve anlaşılır olmalıdır. Vergi yasalarında sık sık değişikliğe gidilmemelidir.

-Vergi sistemindeki istisna ve muafiyetler gözden geçirilerek en aza indirilmelidir.

-İstihdam üzerindeki vergiler azaltılmalıdır.

-Vergi inceleme elemanlarının mükelleflerin tüm harcama ve tasarruflarını sorgulayabilmelerine imkan tanınmalıdır. Gelirin tanımı da buna uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.

-Yasa dışı faaliyetlerle mücadele edilmeli ve kara paranın aklanmasının önlenmesine dair kanun hükümleri etkin uygulanmalıdır. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak tek bir denetim örgütü içerisinde örgütlenmelidir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!