Vatikan: Ağca hiçbir zaman pişman olmadı
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2006 17:27
Vatikan'ın Devletlerle İlişkiler Sekreteri (Dışişleri Bakanı) Kardinal Achille Silvestrini, Mehmet Ali Ağca'nın tahliye edileceğine ilişkin haberler için, “Bu konuda hiçbir şey düşünmüyorum” dedi.
Kardinal Silvestrini, bugün İl Messaggero gazetesinde yayımlanan özel demecinde, Ağca'nın, 13 Mayıs 1981'de Papa İkinci Jean Paul'ü hedef alan suikast girişiminden pişmanlık duymadığını ileri sürerek, ”Ağca suikast girişiminden asla pişman olmadı. Soruşturma daha işin başındayken kötü başlamıştı. Benim bildiğim kadarıyla, en azından, olayla ilgili olarak açıkça özür dilemedi. Papa ile baş başa görüşmesinde bunu yaptıysa bilemem. Ama daha sonra Ancona'daki Fossombrone Cezaevi'nde verdiği beyanatlarda da pişmanlıktan hiç söz etmedi” dedi.
Papa İkinci Jean Paul'ün, suikast girişimi sonrasında ameliyata alındığı Gemelli Polikliniği'nin yoğun bakım servisinde 17 Mayıs 1981'de yaptığı bir konuşmada saldırganı affettiğini belirten Kardinal Silvestrini, “Ağca, çelişkili bir kimliğe sahipmiş gibi göründü. Önce Bulgar parmağından söz etmişti, ardındansa her şeyi yalanladı. Papa olayın hemen akabinde onu affetmişti” diye konuştu.
Kardinal Silvestrini, Papa'nın Ağca'yı 27 Aralık 1983'te Roma'daki Rebibbia Cezaevi'nde ziyaret ederek, baş başa yaptığı görüşme konusunda ise şunları söyledi: “Ali Ağca'nın, Fatima'da görünmüş olan Meryemana'nın Papa'yı koruduğunu duymasının ardından İkinci Jean Paul'e, o hadisenin suikast girişimindeki rolü konusundaki etkisini durmadan sormuş olduğu söyleniyor.”
Kardinal Silvestrini, Vatikan'da suikast girişiminin ardında, dönemin Doğu bloku ülkelerinin bulunduğuna ilişkin bir kuşkunun her zaman varlığını koruduğuna işaret ederek, “Bunun Doğu bloku tarafından planlanmış bir iş olduğunu düşünmekteydik. Bu sadece Bulgaristan demek değildi. Bulgaristan işin içine Ali Ağca'yı karıştırmıştı” dedi.
Kardinal Silvestrini, konuya ilişkin Vatikan'daki genel kanaat ve eylemin neden aydınlatılamadığı konusundaki düşüncelerini ise şu sözlerle dile getirdi:
“Ortaçağ'da bu tür işlerde nasıl kiralık katiller kullanılıyorsa Bulgarlar da o dönemde bu iş için gidip zaten bir katil olan bir Türkü buldular. Bu iş için bir Hıristiyana başvurmadıklarını tabii ki biliyorlardı. Bunda, Bulgaristan'ın Türkiye ile komşu olması da bir rol oynadı mı bilemiyorum. Olay sonrasındaki soruşturmalarda, 'bozkurtlar'ın oynadığı rol de yeterince aydınlatılmadı. Benim kanaatime göre, soruşturma, o dönemde Avrupa ülkelerine yayılmış durumdaki söz konusu grubu da mercek altına alacak denli genişletilmedi. Davayla ilgilenen yargıçlardan Severino Santiapichi de suikast girişimine ilişkin ilk dönemdeki soruşturmaların yetersizliğinden şikayetçiydi.”
Silvestrini, Papa İkinci Jean Paul ve yardımcılarıyla suikast girişimi hakkında neler konuşmuş olduklarına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı: “Bu konudan çok az söz ediliyordu. Genelde de Papa'nın bu konuda Meryemana'ya müteşekkir olduğuna işaret edilmesiyle yetiniliyordu. Papa, hadisede bir elin kendisini korumuş olduğunu düşünüyordu. Daha ilk andan itibaren de olayda hayatının kurtulmuş olmasını o ele borçlu olduğu izlenimine sahip olduğunu söylüyordu.”
Papa İkinci Jean Paul'ün, suikast girişimi sonrasında ameliyata alındığı Gemelli Polikliniği'nin yoğun bakım servisinde 17 Mayıs 1981'de yaptığı bir konuşmada saldırganı affettiğini belirten Kardinal Silvestrini, “Ağca, çelişkili bir kimliğe sahipmiş gibi göründü. Önce Bulgar parmağından söz etmişti, ardındansa her şeyi yalanladı. Papa olayın hemen akabinde onu affetmişti” diye konuştu.
Kardinal Silvestrini, Papa'nın Ağca'yı 27 Aralık 1983'te Roma'daki Rebibbia Cezaevi'nde ziyaret ederek, baş başa yaptığı görüşme konusunda ise şunları söyledi: “Ali Ağca'nın, Fatima'da görünmüş olan Meryemana'nın Papa'yı koruduğunu duymasının ardından İkinci Jean Paul'e, o hadisenin suikast girişimindeki rolü konusundaki etkisini durmadan sormuş olduğu söyleniyor.”
Kardinal Silvestrini, Vatikan'da suikast girişiminin ardında, dönemin Doğu bloku ülkelerinin bulunduğuna ilişkin bir kuşkunun her zaman varlığını koruduğuna işaret ederek, “Bunun Doğu bloku tarafından planlanmış bir iş olduğunu düşünmekteydik. Bu sadece Bulgaristan demek değildi. Bulgaristan işin içine Ali Ağca'yı karıştırmıştı” dedi.
Kardinal Silvestrini, konuya ilişkin Vatikan'daki genel kanaat ve eylemin neden aydınlatılamadığı konusundaki düşüncelerini ise şu sözlerle dile getirdi:
“Ortaçağ'da bu tür işlerde nasıl kiralık katiller kullanılıyorsa Bulgarlar da o dönemde bu iş için gidip zaten bir katil olan bir Türkü buldular. Bu iş için bir Hıristiyana başvurmadıklarını tabii ki biliyorlardı. Bunda, Bulgaristan'ın Türkiye ile komşu olması da bir rol oynadı mı bilemiyorum. Olay sonrasındaki soruşturmalarda, 'bozkurtlar'ın oynadığı rol de yeterince aydınlatılmadı. Benim kanaatime göre, soruşturma, o dönemde Avrupa ülkelerine yayılmış durumdaki söz konusu grubu da mercek altına alacak denli genişletilmedi. Davayla ilgilenen yargıçlardan Severino Santiapichi de suikast girişimine ilişkin ilk dönemdeki soruşturmaların yetersizliğinden şikayetçiydi.”
Silvestrini, Papa İkinci Jean Paul ve yardımcılarıyla suikast girişimi hakkında neler konuşmuş olduklarına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı: “Bu konudan çok az söz ediliyordu. Genelde de Papa'nın bu konuda Meryemana'ya müteşekkir olduğuna işaret edilmesiyle yetiniliyordu. Papa, hadisede bir elin kendisini korumuş olduğunu düşünüyordu. Daha ilk andan itibaren de olayda hayatının kurtulmuş olmasını o ele borçlu olduğu izlenimine sahip olduğunu söylüyordu.”