Vaat değil sözleşme

Güncelleme Tarihi:

Vaat değil sözleşme
Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

Seçim sath-ı mahalline yakaşılan şu günlerde, partiler yavaş yavaş seçim kampanyalarını hazırlamaya başladılar. CHP ise herhalde erken seçim konusunda en ısrarcı parti olmasından olacak, seçim kampanyasına şimdiden başladı. Başında aynı zamanda PİAR Gallup şirketinin sahibi olan, CHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul milletvekili Bülent Tanla'nın bulunduğu, 91'den bu yana bütün seçimlerde ANAP için çalışan Boğaziçi İletişim Grubu (BIG) çalışanlarından oluşan bir kampanya ekibi kuran CHP, seçim stratejilerini uygulamaya koydu. CHP, Cumhuriyet'in 75'inci yıl kutlamalarının da kendi imajını güçlendireceğine inanıyor; kampanyanın zamanlaması bu yüzden bu etkinliklerle aynı ana denk getirildi. Böylece, bir yandan da ‘‘bedava reklam’’ hedeflendi.

Her seçim öncesinde, partiler halka birçok konuda vaatler sunarlar. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmekten herkese iki anahtar vermeye, ilçeleri il yapmaktan adil bir düzen getirmeye kadar her konuda söz verirler. Tabii iktidar olan parti daha sonra bunların çoğunu unutur. Bazılarını ise unutmamış olsa bile gerçekleştiremez, çünkü çok atmıştır.

CHP de 1999 yılının nisan ayında yapılacak seçimlerde halkın önüne koyacağı vaat listesini belirledi. Hatta bir isim de buldu: Türkiye Projesi... CHP'nin seçimlerde halka sunacağı bu proje, diğer seçim vaatlerinden farklı bir özelliğe sahip. Zira, parti Türkiye Projesi'ni halka sıradan bir seçim vaadi olarak değil, bir sözleşme gibi sunmaya hazırlanıyor. Yani eğer iktidar olur da bu projeyi uygulamazsam beni yargı önünde mahkum et diyor.

Şimdilik toplam 19 ana başlıktan oluşan ama seçime yaklaştıkça, halktan gelecek önerilerle artacağı düşünülen Türkiye Projesi, Türkiye'nin öncelikli sorunlarını içeriyor. Birçok sorun hakkında tespitlerde bulunup öneriler sunuyor. Ayrıca bu çözümlerin uygulanmaları için yollar da gösteriyor. Projeyi sadece partililerin değil de aynı zamanda sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının ve diğer halk örgütlerinin verecekleri önerilerle belirlenecek olması ise işi sıradan bir seçim vaadi olmaktan çıkarıyor. Sanki halk, oy vereceği partinin programını baştan yazıyor.

Bülent Tanla ile Türkiye Projesi'ni konuştuk.

Kampanyada ön planda tutacağınız unsurlar neler olacak?

- Bizim üzerinde durduğumuz nokta güven. Yaptığımız araştırmalar, halka verilen siyasi mesajların algılanmasında problemler olduğunu gösterdi. Çünkü bunların farklı medya kanallarından aktarımında güvenilir bulunmadığını gördük. Yani halk artık siyasilere güvenmez olmuş. Onun için bizim öncelikli çabamız CHP'nin farklılığını vurgulamak ve bu güvensizliği ortadan kaldırmaya çalışmak olacak.

Kampanya-nızın ana ekseni ne?

- İki kademeli bir kampanya uygulayacağız. İlk olarak cumhuriyet ve CHP arasındaki yakın ilişkiyi vurgulayacağız. Cumhuriyeti kuran parti CHP. CHP'yi kuran da Atatürk. Bu aşamada cumhuriyet, demokrasi ve laiklik temalarını birlikte işleyeceğiz ve CHP olarak bu üç kavramın et tırnak gibi olduklarını ve CHP'nin de bu değerlerin en önde gelen savunucusu olduğunu vurgulayacağız.

BAŞLANGIÇ NOKTASI

Bu politika zaten yaklaşık üç seneden beri CHP tarafından halka sunulmuyor mu?

- Evet ama bizim yaptığımız araştırmalarda CHP'nin Türkiye'nin kurucu partisi olduğunun ve bu kavramlara diğer partilerden çok daha samimi yaklaştığının halk tarafından yeterince bilinmediğini gözledik. Belki belli bir kesim CHP'nin bu durumunun farkında ama büyük bir çoğunluk değil. Geçtiğimiz hafta bu ilk aşama başladı. Toplam da 10 günlük bir süreyi kapsıyor.

Peki kampanyanızda sol adına neler olacak?

- Tabii bu bölüm başlangıç noktamız. Ama bu yeterli değil. Çünkü bu değerler toplum için yeterli değil. Bu eksikliği kampanyamızın ikinci aşamasında tamamlayacağız. İkinci aşamada Türkiye projemizi anlatmaya başlayacağız. CHP halka bir söz verecek. Hatta bir sözleşme sunacak. Türkiye'de insanlar artık günü yaşıyor. Demokrasinin sokaktaki insan için istediği zaman kasaptan et alabilmek, sinemaya gidebilmek olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Türkiye Projesi'nde bizim bu tespitten çıkardığımız konu başlıklarından sosyal demokrat bakış açısıyla insanların bu mutsuzluğunu gidermeye çalışacağız. Sosyal demokratlar bugüne kadar kampanyalarda farklı ekonomik politikalarını tanıtırlardı. Bu kampanyada CHP'yi bu farklılığıyla da anlatacağız.

Kampanyanızı halka ulaştırırken hangi yolları kullanacaksınız?

- Kampanya verilen mesajlar açısından iki kanaldan halka ulaşacak. Yerel politikaların halka aktarımı için yerel iletişim organlarını kullanacağız. İki seçimin bir arada olacak olması dolayısıyla böyle bir bölüşüme gittik. Çok yoğun bir seçim olacağı için yerel politikalar ancak bu kanallardan hayat bulacaktır. Milletvekilleri ve Büyükşehir Belediye Başkanlarının propagandası için ise ulusal medyayı kullanacağız.

POZİTİF OLACAĞIZ

Diğer partileri kampanyada ne kadar işleyeceksiniz?

- Kampanyamız son derece pozitif olacak. Ama halka Refahyol ve Anasol D hükümetlerini hatırlatacağız. Onlara siz eskinin devamından mı yanasınız yoksa size değişim ve yenilik vaad eden CHP'den mi yanasınız diyeceğiz.

Deniz Baykal'ın kişiliği kampanyada ne kadar yer alacak?

- Deniz Baykal'ın kişiliği tabii kampanyamızda önemli bir yer tutacak. Çünkü halka vereceğimiz sözün altında Deniz Baykal'ın taahhütü olacak.

Peki seçimler sonrası tek başınıza iktidar olamaz da koalisyon kurarsanız ve bu projeyi de başaramazsanız koalisyon hükümeti mazeretiniz olacak mı?

- Bizim çalışmamızın en önemli noktalarından biri de diğer partilerle koalisyon kurma ihtimaline karşı hazırlanmış bir proje olması. Türkiye'de partilerin en önemli mazereti başarısızlık durumunda tek başlarına iktidar olamadıkları, yapmak istediklerini, bu yüzden tam olarak başaramadıklarını söylemeleri. Oysa bizim Türkiye Projemiz son derece gerçekçi. Biz iktidarları amaç olarak değil, Türkiye'ye hizmet için araç olarak gördüğümüz için bu projeyi koalisyon ortağı olarak iktidara gelsek bile uygulayacağımızı söylüyoruz. Çünkü seçim kazanmak değil Türkiye'yi kalkındırmak istiyoruz.

Seçimlerdeki hedef kitleniz kimler?

- Kararsızlar ile ANAP ve DSP'deki uç seçmenler.

Tahmini oy oranınız nedir?

- 20+X Türkiye'deki oy oranımız, 140+X de mecliste beklediğimiz sandalye sayısı.

PROJEDEN BAŞLIKLAR

Demokratikleşme ve insan hakları, Doğu ve Güneydoğu, genel ekonomi, Tarım, Küçük ve orta ölçekli işletmeler esnaf ve sanatkarlar, adalet, hukuk, yargı, sosyal güvenlik, Eğitim, sağlık, kadın, gençlik, yerel yönetimler, çevre ve sürdürülebilir kalkınma, yaşam biçimi, ulaştırma, spor, gönüllü sivil toplum kuruluşları, bilişim, turizm

Adil Düzen'i andırıyor

Kampanyanın BIG tarafında proje müdürlüğünü Erol Özkoray yürütüyor. Özkoray'a göre kampanyanın zamanlaması mükemmel, 75. Yıl etkinliklerinin CHP'ye de yarayacağını düşünüyor. ‘‘75. Yıl etkinlikleri CHP'nin kuruluş yıldönümüyle de yakın bir tarihte olduğu için bu CHP'de bir sinerji yaratacaktır. Kampanyamızın en önemli amacı da neyin ne olduğunu anlatmak.’’

Türkiye Projesi'nin Refah Partisi'nin ‘‘Adil Düzen’’ini çağrıştırdığı ve o dönemde Refah'ın aldığı sisteme muhalif pozisyonu bu dönem CHP'nin üstlenmeye çalıştığı Erol Bey tarafından da reddedilmiyor: ‘‘Bugün Türkiye'de at izi it izine karışmış durumda. Örneğin, Refah Partisi 91 yılında belli noktalarda bizimkine benzer bir kampanya yürütmüştü. Ama en önemli farkımız bizim yalan söylemememiz. Onların bütün kampanyaları yalan üzerine kuruluydu. Ama bugün Refah'ın yalan söylediği anlaşıldı. Adil Düzenleri çöktü. Muhalif yanları ise törpülendi.’’

Daha önce hep Özal ile çalışan sonra da Mesut Yılmaz'ın kampanyalarını yürüten Erol Özkoray'ın eşi Nurten Özkoray ise siyasi parti kampanyacılığının farklılığını vurguluyor. ‘‘Parti kampanyasında çalışmak için o partiyi desteklemek gerekir. Biz burada ürün pazarlamıyoruz. Ürünün en fazla dört unsuru vardır. Ambalajı, rengi vs... Ama siyasi partide öyle değildir. Sonsuz bir çalışma alanı vardır. Ayrıca işinizdeki başarının dolaylı neticeleriyle hayatınızı da etkileyen bir iştir.’’



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!