Utandıran kongre

Güncelleme Tarihi:

Utandıran kongre
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 1998 00:00

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Yoğun sigara dumanı, küfür ve yuh sesleri arasından bir kadın haykırıyordu: ‘‘Ben artık burada kalamam. Böyle manzaraları izleyemem...' 31 yıldır Almanya'da yaşayan ve 20 yıldır Alman Sosyal Demokrat Partisi'nde politika yapan Nebahat Hanım'dı bu...

Girişte orta yaşlı topluca bir kadın yanındakine, ‘‘Ben artık burada kalamam. Böyle manzaraları izleyemem...’’ diyordu. İçeriye baktığımızda yoğun sigara dumanı altında küfürleşmeler ve yuh sesleri duyuluyordu. Burası CHP'nin İstanbul İl Kongresi'nin yapıldığı Bostancı Gösteri Merkezi'ydi. Oysa, bu salonda sayısız müzik ve tiyatro sanatçısı, şimdi delegelerin oturduğu sıralardaki insanlara ne güzellikler, ne keyifler tattırmışlardı.

Oysa, bir kongre hesabı için cepheleşen hizipler, demokrasiye yakışmayan ayıplar sergiliyorlardı. Yukarıdaki sözleri sinirli şekilde söyleyen Nebahat Pohlreich'dı. 31 yıldır Almanya'da yaşıyor ve 20 yıldanberi Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) içinde politika yapıyor. Bielefeld Belediye Meclisi ve parti yönetim kurulu üyesi... Sırf kongreyi izlemek üzere İstanbul'a gelmiş... Nebahat hanımla, salon girişinde söyleştik. Müthiş tepkiliydi, geldiğine pişman olmuştu. Söylediklerini sosyal demokratlar dikkatle okumalı ve ders çıkarmalıdırlar: ‘‘Salona girdiğim andan itibaren gördüklerim ve duyduklarımdan utandım. Eğer bunlar sosyal demokratsa, ben yanlarında olmak istemiyorum. Türkiye'nin AB'ye girmesini, CHP'nin SPD ile daha çok diyolog içinde olmasını bekliyoruz. Türkiye'den partime ne gibi destek götürebilirim diye görmek istedim. Maalesef hiçbir şey bulamadım. Sağ partilerden hiçbir farkları yok.’’

NEYİ PAYLAŞAMIYORLAR?

Nebahat Hanım, sosyal demokratları sağ partilerden daha farklı bir yapıda görmek istiyor: ‘‘İlkeli, dürüst ve örnek olmalılar’’ diyor. ‘‘Nasıl bir kongre bekliyordunuz’’ diyoruz: ‘‘Kongrenin bir düzeni vardır. O düzen yok. Küfür ve yuhlardan geçilmiyor. Kürsüden polis çağırılıyor. Taraflar birbirlerine hakaret ediyor... Oysa sosyal demokrat politika her şeyden önce disiplin ve programa bağlılık gerektirir. Bakıyorum, birbirlerini delege kartı çalmakla suçluyorlar. Neyi paylaşamıyorlar? Anlayamıyorum.’’ Eliyle salonu gösterererk, ‘‘Şu kadar insan tabanın sesi olamıyor da, kendini bağlı ve bağımlı hissettiği seslere kulak veriyor. Türkiye'de tabandakiler değil, tepedekiler karar veriyor. Sendikalarda da, derneklerde de bu hep böyle...’’

Bir endişesini de şöyle aktarıyor:

‘‘Eğer iki SPD'li Alman arkadaşımı getirmiş olsaydım, rezil olurdum. 'Bunlar mı sosyal demokrat, bunlar mı sizi Avrupa'ya taşıyacak?' deyip sürekli yüzüme vururlardı...’’

BİR FIRÇA DA BİZE

Bu arada sigara yaktığımızda kendisinden hemen ince bir 'fırça' yedik, utandık:

‘‘Bakın salona girerken sigara içiyorsunuz. İnsan sağlığı düşünülmüyor. Artık salonlarda sigara içilmediğini biliniz.’’

Anlaşılan Nebahat Pohlreich, daha fazla dayanamadı ve bize ‘‘Bu manzara karşısında sinirimden ağlayacağım. Türkiye'yi böyle görmek istemiyordum.'' diyerek, veda etti ve salondan ayrıldı. Daha sonra içeri girdiğimde konuşmamızı CHP'nin 'büyükleri'ne aktardık. Hepsi mahcubiyet içindeydi, olanları kimse onaylamıyordu: ‘‘Doğrusu biz de utandık.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!