Üsteğmene eşini öldürmekten dava

Güncelleme Tarihi:

Üsteğmene eşini öldürmekten dava
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2006 12:45

Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi İlçe Jandarma Bölük Komutanı 30 yaşındaki üsteğmen Mehmet Güler hakkında, 19 ay önce intihar ettiği belirtilen hemşire eşini dövüp, ardından tabancayla öldürdüğü iddiasıyla dava açıldı.

Üsteğmenin 24 yaşındaki eşi Sema Güler’in mezarı, cinayet iddiaları üzerine açılıp, cenaze İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

1999’da evlenip, beraberliklerinden kız çocukları olan Sema ve Mehmet Güler çiftinin arasında iddiaya göre şiddetli geçimsizlik yaşandı. Geçimsizlik nedeniyle bunalan Sema Güler, 30 Aralık 2004 gecesi, o tarihte Hakkari’nin Çukurca İlçe Jandarma Komutanı olan eşinin beylik tabancasıyla canına kıydı. Subay eşinin isteği üzerine Sema Güler’in cenazesi, kocasının memleketi Gaziantep’in İslahiye İlçesi’nde toprağa verildi.

Üsteğmen Güler, Çukurca Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadesinde, eşinin lenf bezleri rahatsızlığı yüzünden moralinin bozuk olduğunu, sinirlerinin bozulup, karamsarlığa kapıldığını öne sürüp, intihar ettiğini söyledi.

BOYUNALTI VE ÇENEDE KIRIK SESLERİ

Hakkari Cumhuriyet Savcısı’nın ölü muayene tutağında, Sema Güler’in boyun altı ve çenede ‘Kırık sesleri’ geldiği kaydedildi. Genç kadının ağız içi ve dudak kısmında kanlanmanın olduğu, dudak çevresinde pıhtılaşmış kan bulunduğu, sağ yanak kısmında olaydan bir gün önce oluştuğu tahmin edilen siyahlık olduğu, sağ göz altının ise 1 santim kadar şiştiği belirtildi. Sağ yanağının sol yanağa oranla daha şiş olduğu da otopsi raporunda kaydedilip, ceset incelenmek üzere Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Buradaki otopside ise, kırık sesinin alınamadığı, tabancayla atışın namlu vücuda dayalı veya bitişiğe yakın şekilde yapıldığı belirtildi.

‘ÜSTEĞMEN DAMAT KIZIMI DÖVÜP, ÖLDÜRDÜ’

Sivas’ta oturan demir doğrama ustası 50 yaşındaki Mustafa Gündem, olay sonrası damadının kendisine telefonda, “Kolu kesildi, enfeksiyon kaptı, öldü” diye açıklama yaptığını iddia etti. Bu söze inanmayıp, Hakkari’ye giderek araştırma yapan ve kızının eşi tarafından öldürüldüğü kanısına varan baba Gündem, memleketine döndüğünde eşi 44 yaşındaki Emine Gündem ile birlikte nöbetçi Sivas Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurup, damadı hakkında ‘cinayet’ iddiasıyla suçlamada bulundu. Gündem çifti, mahkemeye verdiği şikayet dilekçesinde şu iddialara yer verdi:

“Olayın meydana geldiği yer polis bölgesi olmasına karşın, önce jandarma müdahale etmiş, ölenden ve Mehmet Güler’den jandarma el svapı almış, daha sonra polisin aldığı svaplarda ise doğal olarak sonuç alınamamıştır. Olayda kullanılan tabancadan ne kızımızın ne de Mehmet Güler’in parmak izi çıkmamıştır. Bu kadar oynanan bir silahtan en azından mekanizmanın ileri geri hareketlenmesini sağlayan sağ el ve başparmak izinin çıkmaması mümkün değildir. Olaydan sonrası incelemede odada çıplak kanlı ayak izleri görülmüş, nedense bu ayak izlerinin kime ait olduğunun araştırılmasına gerek duyulmamıştır. Mehmet Güler’in elbiselerinden alınan svaplar dosyaya konmamış, kızım ise ölü olarak götürüldüğü askeri revirde serum takma bahanesiyle parmaklarının arası temizlenerek svap izleri temizlenerek deliller karartılmıştır. Torunum babasının annesinin elinden silahı almaya çalıştığını, babası böyle bir girişiminin olmadığını söylüyor.”

Baba Gündem’in yaptığı araştırma ve suç duyurusu üzerine cinayetten yaklaşık 8 ay sonra üsteğmen hakkında ‘eşini öldürmek’ suçundan 24 yıl hapis cezası istemiyle Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Tutuksuz yargılanan üsteğmen de Marmara Ereğlisi’nde talimatla alınan ifadesinde hakkındaki suçlamaları reddedip, eşinin intihar ettiğini söyledi.

MEZARI AÇILDI

Damadını kızını öldürmekle suçlayan baba Mustafa Gündem, hemşire kızının solak olmadığını belirtip, mahkemeye de elinde şırınga olduğu halde sağ elini kullanırken çekilmiş fotoğraflarını delil olarak verdi.

Kızının çenesindeki kırık ve morarmaların nedeninin de ortaya çıkarılmasını isteyen baba Gündem, mezarın açılıp, cesedin incelenmesi talebinde bulundu. İddialar ve babanın isteğini dikkate alan mahkeme heyeti, feth-i kabir kararı aldı. 5 gün önce İslahiye Cumhuriyet Savcısı Maruf Türker gözetiminde Sema Güler’in cesedinin defnedildiği mezar açıldı. Güler’in cesedi çıkarılıp, incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Kızının intihar ettiğine inanmadığını vurgulayan Mustafa Gündem, “Olayı kapatmaya çalışıyorlar. Kızım intihar etmedi, eşi tarafından önce dövülüp, sonra öldürüldü. Vücudundaki morluk, çenesinde olduğu belirtilen kırık seslerinin nedeni bu. Torunumla, damadımın ifadelerinde de farklılıklar var. Hukuksal mücadeleyi sürdüreceğim. Kızımın cenazesini de incelemenin ardından memleketim Sivas’a toprağa vereceğim” dedi.

‘Eşim solaktı’

ÜSTEĞMEN Mehmet Güler, olay tarihinde Çukurca Cumhuriyet Savcısı’na verdiği ifadede, olayın intihar olduğunu belirtip, şunları söyledi:

“Akşam hep birlikte yemek yedik. Sonra ben uyumuştum, bir süre sonra uyandığımda eşim kızımız Handan’a bağırıp, etrafı dağıttığını söylüyordu. Ben sabırlı olmasını söyledim. Kızım hasta olduğu için ilaçları vardı. İçmeyince yatak odasına götürüp içirmeye çalıştı. Kızım ilaçları tükürünce eşim bağırdı. İlaçları içirmeye ben devam ettim. Eşim salona gitti. Bir süre sonra kurma sesi (tabancanın) geldi. Salona koştum. Vitrinin üzerine koyduğum tabancayı eşim almış, namlusu göğsüne doğru dayalı vaziyette tutmuştu.

Tam olarak hangi elinde olduğunu hatırlamıyorum. Baş parmağı tetikteydi. Diğer eliyle kurma kolunu sürekli çekip bırakıyordu. Bu yüzden yerde 5-6 mermi vardı. Silahın emniyeti açıktı. Ben vitrinin üzerine koyduğumda silahın emniyeti kapalıydı, ağzında mermi yoktu, şarjörü de çıkarmıştım. Olay anında kızımız da yanımızdaydı. Eşime kızımızın korktuğunu silahı vermesini söyledim, vermedi. Kızımdan odadan çıkmasını istedim. Müdahale edersem eli tetikte olduğu için vurulabilir diye düşündüm.

Kızım öbür odadan tekrar yanımıza geldi. Tekrar odaya götürdüm. Eşimle aramızda masa vardı. Eşime ya da silaha herhangi bir müdahalem olmadı. Bu esnada eşim kanaatimce intihar etmek istemiyordu, ancak silah aniden ateş aldı. Ardından da, ‘Silah patladı. Bu silah nasıl patladı’ diyerek silahı yere bıraktı. Eşim konuşunca ben de merminin boşa gittiğini sandım. Hemen yanına koştum. Ancak, yerde kanların olduğunu gördüm. Ardından eşim yere düştü. Eşim önce sandalyenin başında oturuyordu. Sonra ayağa kalkmıştı. Eşimin kendi kendini vurma pozisyonunu tam olarak bilmiyorum. Eşim solak idi. Ancak, sağ ve sol elini iyi kullanırdı.”

‘Annem babama aptal, salak, eşek dedi’

OLAYIN görgü tanığı olan şu anda 5.5 yaşındaki Handan Güler’in, İslahiye Asliye Hukuk Mahkemesi’nde psikolog gözetiminde ifadesi alındı. Olay günü annesi ile babasının kavga ettiğini anlatan küçük Handan, “Ben babamla televizyon seyrediyordum, annem yatmamı istedi. Yatmadığım için annemle babam kavga etti. Annem babama ‘aptal, salak, eşek’ dedi. Babam da anneme aynı şeyleri söyledi. Daha sonra annem misafir odasında masanın üzerindeki silahı aldı. Babam silahı annemin elinden almaya çalıştı. Annem sıkı tuttuğu için silahı alamadı. Annemin elinde bomba (silah) patladı. Daha sonra annem cennete gitti. Babam ile annem ayrı yatıyorlardı. Ben annemle yatıyordum. Babam annemi seviyordu, ancak birbirlerine sarılıp öpüşürken hiç görmedim” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!