Uluslararası darbe planı

Güncelleme Tarihi:

Uluslararası darbe planı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2017 00:22

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, ABD’de Reza Zarrab’ın tanıklık yaptığı davayla ilgili “İddianamesindeki komplo iddiası doğrudur. Ama Amerika’ya değil, Türkiye’ye kurulmuş bir komplodur. Yolsuzluk değil uluslararası darbe girişimi. ABD’de, Türkiye’deki 28 Şubat dönemine benzer bir süreç yaşanıyor” dedi. Erdoğan, dün partisinin Meclis grubunda şunları söyledi:

Haberin Devamı

YİNE TONGAYA DÜŞTÜ
“CUMHURBAŞKANI’nın ve yakınının, senin şahsında biriken bu tür dolandırıcılıklarla asla alakası ve işi yoktur. Yurtdışına gönderilmiş herhangi bir paraları da kesinlikle söz konusu değildir. Belge diye salladığı ve hepsi de sahte olan kâğıt parçalarında zaten bu iddiayı destekleyecek hiçbir bilgi bulunmuyor. Bu durumda ana muhalefetin, diğer adıyla ana hıyanetin başındaki zata çağrımı bir kez daha tekrarlıyorum. Şayet iddiasını ispat edebilmiş olsaydı, ben Cumhurbaşkanlığı makamından ayrılacak, siyaseti de bırakacaktım. Ortada bu zatın iddia ettiği gibi bir para gönderme işi olmadığına göre aynı onurlu, haysiyetli, ilkeli tavrı kendisinden bekliyorum. AK Partililer reddetti dediği uyuşturucu kullanımıyla ilgili araştırma komisyonu 2 Kasım’da kuruldu. Yalanlarla, iftiralarla, eline tutuşturulan kâğıtları okumakla öylesine beyni bulanmış ki gerçek hayatta ne olup bittiğinden haberi yok. Veya bir başka ihtimal olarak partisi içinden birileri, bu konuda da yine kendisini tongaya düşürdü.

TRUMP’IN İRADESİNE AYKIRI
(Zarrab davası) Hukukla, adaletle, ticaretle uzaktan yakından ilgisi olmayan, bir ‘cambaza bak cambaza’ oyunudur. Bu oyunla bir taşla aynı anda pek çok kuşun birden vurulması hedefleniyor. Bunlardan biri, tüm dikkati ve ilgisi bu davaya çekilerek Suriye ve Irak’ta Türkiye aleyhine yürütülmek istenen projeye hız verilmek istenmesi. Davanın projesi, Amerikan yönetimi içindeki bir gruba aittir. Malzemelerinin temini görevi de FETÖ’ye ve CHP’ye verilmiştir. ABD’de, Türkiye’deki 28 Şubat dönemine benzer bir süreç yaşanıyor. Kritik kademelerde söz sahibi olan eski yönetim bakiyesi bir grubun Türkiye konusunda, Trump yönetiminin iradesine aykırı olarak bambaşka bir politika izlediği anlaşıldı. Muhatabımız, demokrasiye olan saygımız nedeniyle seçimle işbaşına gelen Trump’tır.

KENDİ ŞİRKETLERİ DELDİ
İddianameye bakılırsa davanın konusu, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımların delinmesine yönelik bir planın ortaya çıkartılmasıdır. Yine iddianameye göre Türkiye, İran’dan aldığı doğalgazın parasını kendi bankalarında tutmak yerine bir takım yol ve yöntemlerle, asıl alacaklıya, yani İran’a aktarmış. Davanın sanıkları bu amaçla ABD’yi dolandırmak, ilgili yasaları ihlal etmek, karapara aklamak gibi işlemler için komplo kurmakla suçlanıyor. Esasen ABD’nin İran’a yaptırımlarını en başta kendi şirketleri olmak üzere, Batı’nın değişik ülkeleri delmiştir. Bundan ya haberleri yok ya da burada da aynı şekilde provokasyon devam ediyor. Bu konuda pek çok banka, Batı’da suçlamalarla karşılaşmış ve milyarca Euro ödeme yapmıştır. Ekonomik bir suçun cezasının da ekonomik olacağı ilkesiyle haksız bile olsa bu yöndeki işlemlerin takibinin ve tartışmasının kendi zemininde yapılması gerektiğine inanıyoruz. Ancak burada İran’a yaptırımların ihlaliyle ilgili diğer süreçlerden farklı bir yol izlenmiş, ceza davası açılması yoluna gidilmiştir. Duruşmalarda da davanın asıl konusu üzerinde neredeyse hiç durulmadan, ülkemizi uluslararası alanda karalamaya yönelik bir mizansen sergilenmektedir.

DAVA AMERİKAN İÇ SİYASETİNİN KAVGA MALZEMESİ OLDU
Dava Amerika’da Rusya, Flynn, Trump başlıklarıyla birlikte değerlendirilip, Amerikan iç siyasetindeki büyük çekişme ve kavganın malzemesi olarak algılanıyor. Ortada FETÖ’nün ve ana muhalefetin güdümündeki birtakım çevrelerin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk soruşturması, davası yoktur. Amerika’daki davanın özünde de böyle bir iddia söz konusu değildir, zaten de olamaz. Nasıl 17/25 Aralık’ta yolsuzluk görüntüsü altında ülkemizdeki anayasal düzeni emniyet, yargı darbesiyle yıkma çabası varsa, Amerika’daki davada da aynı amacı uluslararası alanda gerçekleştirme niyeti vardır. Davanın iddianamesindeki komplo iddiası doğrudur. Ama bu komplo Amerika’ya değil, Türkiye’ye karşı kurulmuş bir komplodur. Bu dava 17/25 Aralık ve 15 Temmuz’un devamı olan FETÖ’nün sürecinin tam göbeğinde olduğu uluslararası bir darbe girişimidir.”

BU İDDİALARIN SİYASİ FATURASINI MİLLETİMİZ KESER
Ülkemize sığınan PYD/YPG yöneticisi, Suriye’de Amerika’nın bu terör örgütünü korumak, kollamak, büyütmek için neler yaptığını hiçbir inkâra meydan vermeyecek açıklıkta anlattı. Sırf Türkiye’nin operasyonlarına engel olmak için bu teröristleri ve silah gücünü Amerikalı personelin koruması altına alan bir müttefikin müttefikliğini biz nasıl kabul edeceğiz. Böyle müttefiklik olur mu? DEAŞ bahanesiyle yürütülen bu sinsi oyunun gizlenebilecek tarafı kalmadı. Türkiye DEAŞ’la fiilen savaşan tek NATO ülkesidir. Yaptırımları ihlal etme iddiasıyla bizi Amerika’da çarmıha germeye çalışanların burnumuzun dibinde terör devleti kurma girişimini herhalde eli kolu bağlı seyredecek değiliz.

AMERİKA’NIN BİZE PLANI VAR
Her kim Amerika’daki davayı Türkiye’nin iç siyasetinde bir malzeme olarak kullanmaya kalkarsa o da aynı ihanetin ortağı demektir. Amerika’daki mahkemedeki iddiaların değerlendirilmesini bizim yargımız yapmış, hükmünü de vermiştir. Bu iddiaların siyasi bir faturası olacaksa onu kesecek olan da milletimizdir. Amerika’nın kendi önemli marka firmalarının bugün İran’da ürünleri var. Batı’nın değişik ülkeleri bugün İran’a otomobil noktasında çok ciddi oranda oraya mal ihraç ediyorlar, ülkelerin adını vermeyeceğim ama Batı’nın en güçlü ülkeleri. Türkiye’nin Amerika’ya karşı bir planı yoktur ama Amerika’nın bize karşı bir planı olduğu artık iyice anlaşılıyor.

İRAN, TÜRKİYE, SIKIYSA RUSYA
Bu silahlar bölgeye niye gelir, nerede kullanacak Amerika? DEAŞ diye bir şey mi kaldı orada? Ya İran, ya Türkiye, sıkıysa Rusya. Bugün bize yapılan şantaja boyun eğip, ülkemizin anahtarlarını bunların taşeronu olan FETÖ ve CHP’ye mi teslim edelim? 15 yıldır ülkemizin maruz kaldığı saldırılara eyvallah etmeyen milletimiz inşallah bu şantaj sirkini de tertipçilerinin başına geçirecektir.”

Erdoğan, toplantının ardından gazetecilerin, ABD Başkanı Trump ile görüşüp görüşmediği sorusuna, “Hayır” yanıtını verirken, “Arayacak mısınız” sözlerine karşılık da, “Şu anda Dışişleri temas halinde, yardımcılarıyla görüştüler, henüz daha dönmedi” dedi.

BAKMADAN GEÇME!