Uğur Mumcu anılacak

Güncelleme Tarihi:

Uğur Mumcu anılacak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 22, 2007 10:29

24 Ocak 1993'te öldürülen Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990'da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy'un ölüm yıl dönümlerini belirleyen 24-31 Ocak günleri arasındaki “Adalet ve Demokrasi Haftası” kapsamında anma etkinlikleri yapılacak.

Haberin Devamı

 “...Gazetecinin görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir.”

Gazetecilik anlayışını 3 Mayıs 1992 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan bu satırlarla ifade eden Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, bundan 14 yıl önce 24 Ocakta hain ellerin kurbanı olarak aramızdan ayrıldı. “Yürekli bir gazeteci, gerçekleri yazmaktan asla yılmayan bir kalem” olarak nitelendirilen Mumcu, katledilişinin 14. yılında düzenlenen etkinliklerle anılacak.

24 Ocak 1993'te öldürülen Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990'da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy'un ölüm yıl dönümlerini belirleyen 24-31 Ocak günleri arasındaki “Adalet ve Demokrasi Haftası” kapsamında anma etkinlikleri yapılacak.

Haberin Devamı

1993 yılından bu yana düzenlenen hafta Ankara'da her yıl tüm demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Uğur Mumcu'nun evinin önünde başlayan anma toplantıları, hafta boyunca söyleşi, açık oturum, dinleti ve sergilerle sürüyor.

YIL 1942, KIRŞEHİR...

Yıl 1942, 22 Ağustos... Uğur Mumcu, Kırşehir'de doğdu. Tapu kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey ile Nadire Hanımın dört çocuğunun üçüncüsüydü.

1949-54 yılları arasında Ankara'da Ulus'taki Devrim İlkokulunda başladığı ilköğrenimini Bahçelievler'deki Ulubatlı Hasan İlkokulunda tamamladı. Ankara Cumhuriyet Ortaokulunu ve Ankara Deneme Lisesini “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülünü aldı. Mumcu, 1965 yılında hukuk fakültesini bitirdi ve Cemal Reşit Eyüpoğlu'nun yanında bir süre avukatlık yaptı.

Mumcu, 18 Haziran 1965'te “Biz Anayasayı Savunuyoruz. Ya Siz?” başlıklı makalesiyle Yön Dergisinde yazmaya başladı. 30 Haziran 1967'de “Kitap Toplatmak Anayasaya Aykırıdır” başlıklı yazısıyla Kim Dergisinde yazmaya başladı. 18 Ağustos'ta “Anayasaya Saygı” başlıklı yazısıyla Akşam Gazetesinde incelemeleri yayımlanmaya başladı.
1968'de dil öğrenmek için İngiltere'ye gitti. Yazılarına oradan devam etti. O yıl 25 Şubatta Akşam Gazetesindeki inceleme yazılarının sonuncusu yayımlandı. 1 Martta Kim Dergisindeki son yazısı, Londra'dan yolladığı “Yeter Artık Beyler” oldu. 25 Marttan itibaren aralıklarla Türk Solu Dergisinde yazmaya başladı.

Haberin Devamı

Uğur Mumcu, 31 Ocak 1969 tarihinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsü Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı oldu. 15 Temmuzdan sonra incelemeleri, Milliyet Gazetesinde yayımlanmaya başladı. Asistan olduktan sonra, 13 Kasımda Ankara Barosu levhasından kaydını sildirerek avukatlığı bıraktı.

Mumcu'nun 1970 yılında Ant Dergisi ile Cumhuriyet Gazetesinde makale ve incelemeleri yayımlandı. 24 Marttan itibaren Devrim Dergisinde yazmaya başladı.

1971 yılı, 12 Mart'ın ardından Mayıs ayında gözaltına alındı ve 1 ay sonra serbest bırakıldı.

ASKERLİĞE HAZIRLANIRKEN...

Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada, “orduya hakaret ettiği” savıyla tutuklandı. Pek çok aydınla birlikte, Mamak Askeri Cezaevinde 1 yıla yakın kalan Uğur Mumcu, açılan davada 7 yıl hapse mahkum edildi, ancak kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından serbest bırakıldı.

Haberin Devamı

Mumcu, 10 Ekim 1972'de serbest bırakılmasının ardından hemen askere alındı. Askerlikten sonra üniversitedeki görevinden ayrıldı ve gazeteciliğe profesyonel olarak, 25 Şubat'ta Yeni Ortam Gazetesinde “Anarşist!..” başlıklı yazısıyla başladı. 1975 yılında “Ayrılırken” başlıklı yazısıyla Yeni Ortam Gazetesinden ayrıldı. 18 Martta “Denklem” yazısıyla Cumhuriyet Gazetesindeki “Gözlem” başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda da Anka Ajansında çalışmaktaydı.

Ekim ayında, Anka Ajansında çalışırken Altan Öymen ile hazırladıkları, Yahya Demirel'in hayali mobilya ihracatını konu edinen, “Mobilya Dosyası” adlı kitap yayımlandı. Böylece “hayali ihracat” kavramı kamuoyunun gündemine girmiş oldu.

UZUN YOL ARKADAŞLIĞI...

Haberin Devamı

Uğur Mumcu, 1976 yılının Mayıs ayında nişanlandığı Güldal Homan ile 19 Temmuzda evlendi. 1977 yılında oğlu Özgür, 1981'de kızı Özge dünyaya geldi.

1977 yılında Anka Ajansından ayrılarak Cumhuriyet Gazetesinin kadrolu yazarı oldu. “Sakıncalı Piyade” ve “Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı.

1979... Terörün yeniden tırmandığı, gencecik insanların sokak ortasında kurşunlandığı, kahvelere, evlere bombaların atıldığı bir ortamda, tarihin boş yere tekrar etmesini önlemek ve ders alınmasını sağlamak amacıyla, 12 Mart öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı “Çıkmaz Sokak” Temmuz ayında yayımlandı.

Haberin Devamı

1980'li yıllar başlarken 70'li ve 60'lı yılları da incelediği, yenilmeyen gücün, halkın örgütlü gücü olduğunu anlattığı yazıları “Tüfek İcat Oldu” başlığı altında yayımlandı.

VE AĞCA...

Mehmet Ali Ağca ile ilgili uzun yıllar araştırma yapan Mumcu'nun 1982'de ”Ağca Dosyası” kitabı yayınlandı. Mumcu, 1983 yılının Şubat ayında Ağca ile ceza evinde röportaj yaptı. Bu röportajın NBC'de yayımlanmasını isteyen NBC yöneticilerine, hazırladığı röportajı o sırada kapalı olan gazetesi Cumhuriyet'ten başka bir yerde yayımlamayı düşünmediğini söyledi.

1984 yılının Mart ayında, ülkedeki olumsuzlukların dile getirildiği, yazar Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan Aydınlar Dilekçesi'nin hazırlanmasına katıldı.

Uzun ve yorucu bir araştırmanın ürünü olan “Papa-Mafya-Ağca” kitabı da aynı yılın Haziran ayında yayınlandı.
1985 yılında Roma'ya giden Mumcu'nun papa davasında uzman tanık olarak bilgisine başvuruldu.

Mumcu, 1987 yılında Milliyet Gazetesinden Örsan Öymen ile birlikte, Federal Almanya'da, eski Adana Müftüsü Cemalettin Kaplan ile cemaati önünde görüştü. Bu görüşme, 10 Şubatta Cumhuriyet Gazetesinde yayımlandı. Mayıs ayında araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen “Rabıta” ve Kasımda da “12 Eylül Adaleti” kitapları yayınlandı.

1991 yılında onaylamadığı gelişmeler üzerine, 80 arkadaşı ile birlikte, Cumhuriyet Gazetesinden ayrıldı. Mumcu, 1992 yılında 1 Şubat-3 Mayıs tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazdı. Şubat ayında, ilk kez yayımlanan belgelerin yer aldığı “Gazi Paşa'ya Suikast” adlı kitabı basıldı. 7 Mayısta Cumhuriyet Gazetesi'nde yapılan yönetim değişikliği üzerine yeniden gazetesine döndü.

Mumcu, “Hizbullah, PKK ve kontrgerilla” konularını irdeleyen makaleler yazdı. Öldürülmeden önce, “PKK ve Kürt sorunu” üzerinde çalışmalar yapmaktaydı.

Mumcu, 24 Ocak Pazar günü arabasına yerleştirilen bomba ile öldürüldü. Son yazısı “Zeyilname” oldu. Yaşamına pek çok ödülü de sığdıran Uğur Mumcu, ölümünün ardından da sayısız ödüle değer bulundu. Uğur Mumcu, yürekli, düşündüğünün arkasından giden, asla yılmayan bir savaşçı, bir aydın ve “gazeteci” kelimesinin içini dolduran özgür bir kalem idi. Aramızdan ayrılalı 14 yıl oldu. 24 Ocakta onu anmaya hazırlananlar, hep bir ağızdan ona kendi satırlarıyla seslenecek:

“Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi... Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi...”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!