Yargı Türkiye'nin önünü tıkıyor

TÃœSÄ°AD BaÅŸkanı Tuncay Özilhan, yargı reformunun ciddi ve hızlı bir ÅŸekilde artık ele alınması gerektiÄŸini belirterek , ‘‘Yolsuzlukla mücadele olsun, yabancı sermaye olsun birçok konu gelip yargının iyi iÅŸlemesine dayanıyor. Yargı bu ülkenin önünü tıkıyor’’ dedi.Türk Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi (TÃœSÄ°AD) BaÅŸkanı Tuncay Özilhan, yargı reformunun ciddi ve hızlı bir ÅŸekilde artık ele alınması gerektiÄŸini söyledi. Özilhan, ‘‘Yolsuzlukla mücadele olsun, yabancı sermaye olsun birçok konu gelip yargının iyi iÅŸlemesine dayanıyor. Yargı bu ülkenin önünü tıkıyor’’ dedi. Ä°cra BaÅŸkanı olduÄŸu Efes İçecek Grubu'nun Rostov'daki (Rusya) fabrika açılışında gazetecilerin sorunlarını yanıtlayan Tuncay Özilhan, yargı sistemindeki sıkıntıları gümdeme getirdi. ‘‘Hani bir laf vardır, 'Yargı vicdan, cüzdan arasında' derler. Bunu kimseyi suçlamak için söylemiyorum’’ diyen Özilhan, şöyle konuÅŸtu: ‘‘Yargı yavaÅŸ hatta geç iÅŸliyor. Mahkemelerden birbirine zıt kararlar çıkıyor. Türkiye'nin yargı sistemi artık geliÅŸen yapımıza yetmiyor. Alın size DEHAP kararı. Neredeyse bir yıl sonra çıktı. Kararların geç çıkması ya iÅŸe yaramaz, ya sıkıntı yaratıyor. Tamam, yargının üzerinde çok yük var, ama plan program yapılmalı, kaynak ayrılıp sistem yeniden düzenlenmeli. ‘Torba delik, yama yapalım' mantığıyla da bu iÅŸ olmaz.’’BÄ°RÄ°NCÄ° LÄ°GE ÇIKAMAYIZAdalet Bakanı Cemil Çiçek’in yargıdaki sıkıntılarla ilgili mesajlarını ve reform arayışlarını yerinde bulan Özilhan, ÅŸunları söyledi: ‘‘Yolsuzlukla mücadele diyoruz, temelinde yargı yatıyor. Yabancı sermayeye güvenli ortam istiyoruz, temelinde yargı var. Hukuk devleti diyoruz, temeli yargıya dayanıyor. Yargı reformu artık gündeme gelmedi. Bu konuda Sayın Cemil Çiçek ile güzel diyaloÄŸumuz var. Türkiye yargı reformunu yapamazsa birinci lige çıkamaz. Bu konuda Avrupa BirliÄŸi (AB) bizim için ÅŸans. AB'ye tam üyelik yolunda tüm yasalar elden geçiyor. Bu aÅŸamada yargı sorununun da çözülmesi gerekiyor.’’KOMÃœNÄ°STLER LÄ°BERAL Türkiye'nin artık özel sektörle kalkınma kararı verdiÄŸini hatırlatan Özilhan, bu noktada da bürokrasi engelini gündeme getirdi. ‘‘Bürokrasi engelini ortadan kaldırma konusunda komünizmden dönmüş ülkeler bizden çok daha baÅŸarılı. Rusya, Bulgaristan, Romanya, hangisine bakarsanız Türkiye'den daha liberal olduÄŸunu görürsünüz. Bu konuda kanun deÄŸiÅŸtirmek yetmiyor, kafaların da deÄŸiÅŸmesi gerekiyor. Özel sektör bürokrasi sıkıntısı çekiyor, yabancı sermaye bıkıyor. YaÅŸanan sıkıntı yabancı sermayeyi ürkütüyor. Bürokrasiyi aşıp gelebilen yabancı sermaye aslında Türkiye'den memnun kalıyor. Özel sektör düşman deÄŸil, hırsız deÄŸil. Bürokrasinin de bize böyle bakması gerekiyor.’’Yalvarırım özel sektörün önünü açın Kafaları deÄŸiÅŸtirmek gerektiÄŸini vurgulayan Özilhan, devletin yatırım yapma imkanı bulunmadığına dikkat çekerek, ‘‘Bunu özel sektör yapacak. Yani yalvarıyoruz, yakarıyoruz, bırakın açın bu yolu’’ diye konuÅŸtu. Türkiye'de her yıl iÅŸ piyasasına giren 700 bin gence iÅŸ bulunamadığına iÅŸaret eden Özilhan, ÅŸu görüşleri dile getirdi: ‘‘Kahvelere, ideolojilere itiyoruz. DiÄŸer taraftan yatırım yapmak isteyen insanlar var. Yabancı sermaye hakikaten gelmek istiyor. Biz bunları bıktırıyoruz.’’ Irak'ta sorun 10 bin Türk askeriyle bitmezTuncay Özilhan, bir soru üzerine Irak'a asker gönderme konusunu şöyle deÄŸerlendirdi: ‘‘SavaÅŸ öncesi ABD'nin Kuzey Irak'ta cephe açmasına yardımcı olacak kararı vermemiz yerinde olurdu.Bunu yapamadık. Irak'ta bugün durum farklı. Kaos var, ABD askerleri ölüyor. 130-140 bin ABD askerinin çözemediÄŸi Irak sorunu 10 bin Türk askeriyle çözülmez. Bunun için Irak'a asker gönderme insani yardım temeline dayanmalı. BM kararı gözetilmeli. Aksi halde bataklığa saplanma riski var.’’İyi gidiÅŸi siyasi istikrarsızlık bozmasınTÃœSÄ°AD BaÅŸkanı Özilhan, Türkiye'nin önündeki en önemli risklerden birinin siyasi istikrarsızlık olduÄŸunu belirterek, ÅŸunları söyledi:‘‘Ekonomi ÅŸu anda iyi gidiyor. ABD ile iliÅŸkilerimiz bozulmadıkça 8.5 milyar doların gelmemesi herÅŸeyin sonu olmaz. Uygulanan programdan asla taviz vermezsek, 2004'ü de sıkıntısız ve hedeflere uygun geçiririz. Önümüzdeki en önemli risk bir erken seçimin yaratacağı istikrarsızlık havası olur. Türkiye'nin böyle bir riske tahammülü yok.’’Â