‘Türkler her ÅŸeyi kabul eder’ bitti

TBMM’de AB ile müzakere pazarlığını anlatan DışiÅŸleri Bakanı Gül, ‘Şartlarımızdan vazgeçmeyince, ‘Türkler sonunda her ÅŸeyi kabul eder’ diye düşünen AB ÅŸaşırdı’ dedi. Gül, ‘tarihi’ dediÄŸi sürecin siyasi sorumluluÄŸunu da üstlendi.DIŞİŞLERÄ° Bakanı Abdullah Gül, AB ile yürütülen müzakere pazarlığını TBMM Genel Kurulu’nda anlattı. CHP’ye ‘Bu çok daha iyi ÅŸekilde çıksaydı bile yine tenkit edecektiniz’ diye seslenen Gül, siyasi sorumluluÄŸun kendilerine ait olduÄŸunu vurguladı. Gül, konuÅŸmasında özetle ÅŸunları söyledi:BELGE AB’YÄ° BAÄžLAR AB’nin müzakere çerçeve belgesi AB’yi baÄŸlayan bir pozisyondur. Ama bizi de çok yakından ilgilendirir. Altına imza atmayacak bile olsak baÅŸlangıçta bizim için çok önemlidir. ÇeÅŸitli ÅŸekillerde tenkit edilebilir ama ortaya çıkan olay büyük bir dönüm noktası, tarihi bir olaydır. Dünya çapında etkisi vardır. Avrupa, Türkiye ile beraber olabileceÄŸini hazmetmeye baÅŸlamıştır. Aslında Türkiye bin yıldır Avrupa’nın, son yarım asırdır da AB içindedir.NET ÅžEKÄ°LDE SÖYLEDÄ°K Müzakereler sokak ortasında yapılmadı. Ama bir ÅŸeye başından kesin karar verdik. Olmazsa olmaz ÅŸartlarımızı AB pozisyonunda görmeden Ankara’dan ayrılmayacağımızı çok net ÅŸekilde söyledik. Türkiye’nin önceki uygulamaları inandırıcılığımızı kırmıştı. ‘Türkler hep böyledir, sonunda her ÅŸeyi kabul ederler’ mantığı yerleÅŸmiÅŸti. Bu ilk ÅŸaşırma oldu karşı tarafta. BÄ°Z DE VAZGEÇEBÄ°LÄ°RÄ°Z Türkiye gibi 73 milyonluk ülkeyi sindirmek kolay deÄŸil. Türkiye ileride bu büyüme hızı, genç nüfusu, müteÅŸebbis gücüyle ‘Ben sana girmek istemiyorum’ diye düşünebilir. Ona o gün karar verilir. Her an müzakereyi kopartacağımız diÄŸer paragraf, uluslararası kuruluÅŸlara AB üyesi ülke müracaat ettiÄŸinde buna engel çıkarmama sözüydü. Rum Kesimi’nin NATO’ya müracaat etmesi halinde ‘Siz söz vermiÅŸtiniz, niye veto ediyorsunuz’ diye sorabilirlerdi.KIBRIS’TA DURUM AYNI Buna çok önem verdik. Bunu Avrupalıların algılaması biraz zordu. ‘Ben bazı konularda sözümü yerine getirmiyorum, sen de getirmezsin geçer. Niye koparma noktasına getiriyorsunuz’ diye algılayamadılar ama bizim için önemliydi. GeçmiÅŸteki bazı hükümetlerin durumuna düşmemek için. 1999’da Türkiye’nin adaylığı ilan edilirken Kıbrıs meselesi çözülmemiÅŸti. Dönem BaÅŸkanı Finlandiya BaÅŸbakanı Lipponen bunu çözmek için ÅŸahsi mektup yazarak ‘Kıbrıs meselesi AB iÅŸlerinin dışında olacaktır’ demiÅŸti. GeldiÄŸimiz nokta AB en üst karar organının verdiÄŸi karardır.Â