Türkiye'nin 11 Eylül'ü

Güncelleme Tarihi:

Türkiyenin 11 Eylülü
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2003 00:00

11 Eylül 2001 tarihinde New York'taki İkiz Kuleler'e uçaklarla düzenlenen saldırıyla yola çıkan terör dalgası, son adresi İstanbul'u vurmaya devam ediyor.İkiz Kuleler çöktüğünde New York'u kaplayan dumanların görüntüsünün bir benzeri, dün Anadolu tarafından bakıldığında İstanbul'un Rumeli yakasındaki siluetinin üzerine çökmüştü. New York'taki saldırıda İkiz Kuleler yıkılırken, İstanbul'da geçen cumartesi günü meydana gelen patlamalarda ‘‘iki’’ sinagog hedef alındı. Dün İstanbul'da yine ‘‘iki’’ hedef seçilmişti.Tek başına hedeflerin sayısal tutarlılığı ve eylemlerin eşzamanlılığı bile, bu terör dalgasının gerisinde büyük bir tasarımın bulunduğuna işaret ediyor.TASARIM VE ORGANİZASYONEL YETENEKAynı tasarım, hedef seçiminde de kendisini gösteriyor. İstanbul'da önce sinagoglar hedef seçilerek ilk bakışta Musevilere ve bu kanal üzerinden İsrail'e mesaj gönderilmiş oldu. Dün ise İngiliz Başkonsolosluğu ve büyük ölçüde bir İngiliz yatırımı olan HSBC seçilerek mesaj İngiltere'ye gitti.Karşımızda yine aynı tasarımı buluyoruz.Belli ki, bir merkezde, İkiz Kuleler örneğinde olduğu gibi, saldırıların ne zaman, nerede, hangi formatlarda ve sırada yapılacağı üzerinde uzun uzadıya kafa yoran, planlama yapan ‘‘birileri’’ var.Bu ‘‘birileri’’nin önemli bir organizasyon yeteneği olduğunu teslim etmemiz gerekiyor.Ve özellikle ABD'nin Irak'taki en önemli müttefiki İngiltere'nin seçilmesi, bu tasarımın sonucu olan mesajın bir yönüyle Irak'la ilgili olduğunu gösteriyor.AYNI RUH HALİBütün bu saldırılarda bir başka benzerlik kalıbı daha karşımıza çıkıyor.11 Eylül 2001'de uçakla İkiz Kuleler'e dalış yaparak 2 bin 823 kişiyi öldüren Suudi Arabistan vatandaşları Muhammed Atta ve Mervan El-Şehi, çarpışma anında gözlerini kapadıklarında Allah adına kutsal bir eylem gerçekleştirdiklerini düşünüyorlardı.Allah adına hareket ettikleri için şehit olacaklarına, öbür dünyadaki yerlerinin de cennet olacağına inanıyorlardı.Geçen cumartesi günü İstanbul'da sinagogların önünde patlayıcı dolu otomobillerin içinde pimi çeken Türk vatandaşları Mesut Çabuk ve Gökhan Elaltuntaş'ın ruh halleri de İkiz Kuleler'e çarpan uçakların pilot kabininde oturanlardan farklı değildi.İstanbul'da dün bomba yüklü araçları patlatan şahısların isimlerini bugün için bilmesek de, yaşamlarının son saniyelerindeki inanç şekillerinin öncekilerden farklı olmadığını az çok kesinlik içinde söyleyebiliriz.TERÖRE KUTSALLIK ATFEDEN YORUMBu ruh haliyle eylemlerin neden Türkiye'de yoğunlaştığı sorusu arasında da çok yakın bir ilişki var.Bu ilişki, terörün gerisindeki tasarımın dünya görüşü ve İslamiyet'i yorumlayış şeklinden bağımsız değil.Adını açıkça koyalım. Sorunun özünde, bugün İslam dünyası içinde bu tür kanlı terör eylemlerinin Allah adına yapılabilmesini meşru kabul eden bir tefsirin bulunması yatıyor. Bu yorum, 21. yüzyılın başında İslam coğrafyasının çok geniş bir kesiminde Türkiye de dahil olmak üzere taraftar toplayabiliyor. Gazeteci Cengiz Çandar'ın son dönemde ısrarla dikkat çektiği gibi, Türkiye'deki İslamcı çevreler içinde, bu köktendinci yorumun yandaşlarını eleştirmekten kaçınan, onlarla arasına mesafe koyamayan bazı kesimler mevcut.TÜRKİYE ONLAR İÇİN TEHDİTBu köktendinci yoruma inanan teröristlerin saldırıları için Türkiye'yi faaliyet alanı olarak seçmeleri şaşırtıcı değildir.Sinagoglara ve İngiliz çıkarlarına Türkiye'de saldırırken, bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. Bir yandan saldırıların doğrudan hedeflerine (İsrail ve İngiltere) mesaj gönderiyorlar, diğer yandan kendi yorumlarının karşı modelini (Türkiye) çökertmeyi amaçlıyorlar.Bu model, İslam Konferansı Örgütü'ne üye 57 ülke arasında geride bıraktığımız 20. yüzyılda Cumhuriyetin getirdiği laiklik sayesinde modernlikle buluşabilmiş tek istisnadır ve onlar için en büyük tehdittir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!