Türkiye’nin yeni gözleri

Türkiye'nin son on yıl içindeki en büyük savunma projesi olan Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HİK) Uçakları 2007 yılında hizmete girecek. AWACS olarak bilinen uçakların tamamının tesliminden sonra Türkiye'nin çevresinde olup bitenler kusursuz olarak yakından takip edilebilecek.

Sözleşmesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boeing'in tanıdığı sürenin bitmesine 15 dakika kala imzalanan yaklaşık 1.5 milyar dolar değerindeki projede dört Boeing 737-700 tipi yolcu uçağına Northrop Grumman'ın MESA radarı takılarak HİK platformu haline getirilecek. Projede TAI, THY, Aselsan, Havelsan, Marconi-Selenia ve Netaş gibi Türk şirketleri Boeing'le ortak çalışarak 935 milyon dolarlık ofsetten yararlanacak. İlk uçak 2007'de teslim edilecek.

Modern savaş taktiklerinin başında düşman uçaklarının sınıra varmadan hatta daha kalkış sırasında tespit edilmesi geliyor. Tehdidin erken önlenmesinde radarların büyük önemi var. Ancak yerdeki radar antenleri yeryüzü şekilleri nedeniyle etkin olarak çalışmayabiliyor. Böyle durumlarda devreye uçan radarlar giriyor. Erken uyarı uçakları üzerlerinde taşıdıkları radarlarla yüzlerce kilometre uzaktaki her türlü uçak, gemi, füze hareketini takip edebiliyor. Ayrıca bu uçaklar özel haberleşme linkleri ile komuta kontrol görevinde de kullanılabiliyor.

ACİL İHTİYAÇ

AWACS olarak da bilinen bu tür uçaklara Türkiye özellikle son Körfez Savaşı'nda çok ihtiyaç duydu. NATO'nun envanterinde bulunan AWACS'ların Türkiye'ye gelmesi bu uçaklarda görev yapan Alman personelin durumunda sıkıntı yarattı. Körfez Savaşı'ndaki gelişmelerin yanı sıra benzer özelliklere sahip uçakları bulunan Yunanistan'ın Ege'de büyük bir avantaj yakaladığını belirten askeri yetkililer, projenin tasarruf tedbirlerine takılmadan planlanan sürede onaylamasını sağladı.

HİK görevinde uçaklar ilk defa 1960'lı yıllarda Vietnam Savaşı'nda kullanıldı. Yolcu uçağı olarak tasarlanmış C-121 Super Constellation, üzerine yerleştirilen anteni ve kabinde yapılan tadilatla uçan radar haline getirildi. 1970'li yıllarda C-121'ler yerini Boeing'in ilk yolcu uçağı olan 707'ye bıraktı. Halen 707'ler E-3 Sentry adıyla ABD'nin yanı sıra NATO, İngiltere, Fransa ve Suudi Arabistan'da başarıyla görev yapıyorlar. 1990'ların başında Japonya için 767 yolcu uçağından tadil edilerek yeni bir AWACS uçağı geliştirildi.

HİK UÇAĞI

Boeing şirketi daha gelişmiş Northrop Grumman imalatı MESA radarı ve düşük maliyetli bir platform geliştirmek üzere çalışmalarını 737'nin yeni nesil modelleri üzerine kaydırdı. B737-700 temel alınarak yapılan çalışmada uçağa menzil arttırımı ve yüksek performans sağlaması açısından 800 modelinin kanatları takıldı. 737-700'ün gövdesi ve 800'ün kanatları kabini iş jeti olarak tasarlanan BBJ'de de kullanılıyor.

Uçağın ilk müşterisi Avustralya hükümeti oldu. Projeyi geçen yıl onaylayan Avustralya hükümeti toplam dört uçak alacak. Boeing, İtalya, Güney Kore, Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, Malezya ve İspanya'yı potansiyel müşteri olarak görüyor. Türkiye'nin alacağı uçaklarda iki pilotun yanı sıra sayıları 6 ile 10 arasında değişen radar operatörleri uçakta görev yapacak. Operatörler hava trafiğini altı adet radar skobu yani ekranından takip edebilecek. Uçağın maksimum kalkış ağırlığı 77 bin 110 kg. Havada 9 saat kalabilen uçak, havada yakıt ikmali yeteneğine sahip. Seyir irtifası 13 bin 600 metre olan uçak yakıt ikmalsiz 5 bin 700 kilometre menzile sahip.

MESA RADARI

Uçağın üzerinde Northrop Grumman tasarımı MESA radarı bulunuyor. MESA'nın en önemli özelliği, diğer sistemlerde olduğu gibi radar dalgalarının cisme çarpıp geri dönmesini beklemeye gerek olmaması. MESA radarı tıpkı bir neon lamba gibi cisimleri tarayarak enerjilerine göre belirliyor. Dost-Düşman tanıma sistemlerinin (IFF) radarla birlikte olması sayesinde ağırlık önemli ölçüde azaltıldı. Mesa radarı 380 kilometrelik alanı tarayabiliyor. IFF sisteminin menzili ise 555 kilometre. Ayrıca radarın dışı aerodinamik olarak sürtünmeyi en az seviyede tutarak uçağın performansını etkilemiyor. Eski nesil yuvarlak ve iri radarlar 2.5 tonluk MESA radarından üç kat daha ağır.

YERLİ KATKI

Projede Türk şirketleri 935 milyon dolarlık ofsetten yararlanacak. Yani 1.5 milyar dolarlık proje karşılığında Türk şirketleri hem HİK hem de uluslararası projelere 935 milyon dolarlık iş yapacak. Hİk Projesi'nde ilk uçağın imalatı ve sistemlerin yerleştirilmesinden sonra diğer üç uçak Türkiye'de modifiye edilecek. Bu işlem TAI'nin Ankara Akıncı'daki tesislerinde gerçekleşecek. Proje TAI'ye modifikasyon konusunda ciddi bir tecrübe ve altyapı kazanma olanağı sağlayacak. İlerleyen yıllarda bu sistemi satın alacak ülkeler için imalat ve modifikasyonların TAI tarafından yapılması planlanıyor.

TAI'nin ikinci büyük avantajı ise ofset anlaşması ile Türkiye'ye gelecek olan parça imalatı. Boeing ile yapılan anlaşmaya göre TAI 500 milyon dolar değerinde yolcu uçakları için parça imalatı yapacak. 10 yıl sürecek bu iş TAI'nin imalat kapasitesini ciddi olarak artıracak. Tasarım konusunda Avrupa'nın ortak nakliye uçağı A400M'de önemli bir aşama kaydeden TAI, bu projeyle askeri alandan sonra sivil pazarda da etkinliğini ortaya koyacak. Çalışmaların başlamasıyla birlikte Boeing Kansas Wichita'da bulunan ve Boeing portföyündeki yolcu uçakların tüm ortak parçalarının üretimi Türkiye'ye kaydırılacak. Wichita tesisleri kapatılacak. 1923 yılında kurulan Wichita'daki fabrika 737'lerin yüzde 75'inin yanı sıra 747, 757, 767 ve 777 için ön ve arka gövde parçaları imal ediyor. Fabrikanın ayrıca askeri uçaklar için modifikasyon kısmı da bulunuyor. Halen Wichita tesislerinde 15 bin işçi çalışıyor.

TAI Genel Müdürü Kaya Ergenç, HİK Projesi'nin Türkiye için çok önemli olduğunu belirterek 'Proje, Türk insanının bilgi ve becerisinin TAI'de nasıl odaklandığını gösteren mükemmel bir örnek. Boeing proje kapsamında, bütün yolcu uçaklarında ortaklaşa kullanılan parçaların tamamının üretimini TAI'ye veriyor. TAI gelecek yıllarda bu parça ve komponentlerin üretimini tek başına üstlenecek' dedi. Boeing'in TAI nezdinde Türkiye'ye gösterdiği güvenden gurur duyulması gerektiğini söyleyen Ergenç, 'TAI personeli bu onurlu olduğu kadar güç görevde ülkesini mahcup etmeyecektir' diye konuştu.

YAZILIM VE SİSTEMLER

Yazılım ve diğer sistemler konusunda Aselsan, Havelsan, Mikes, Marconi-Selenia ve Netaş görev alıyor. Boeing'in yanı sıra Northrop Grumman ile işbirliği yapan bu şirketler imal ettikleri sistemleri TAI'ye teslim edecek. Uçakların bakımları, pilot ve teknisyen eğitimleri de Türk Hava Yolları'nda yapılacak. Filosunda 700 serisiyle aynı sistemlere sahip 22 adet B737-800 işleten THY, uçakların bakımlarında ve Eğitim Merkezi'ndeki simulatörde bu projeye önemli bir katkıda bulunacak.

Hezarfen'de Pilotlar Günü

Türkiye'ye Pilotlar Günü Kutlama Programı'nda bugün Büyükçekmece'deki Hezarfen Havaalanı'nda özel bir şenlik düzenleniyor. Türkiye Havayolu Pilotları Derneği'nin organizasyonunda saat 14.00'te başlayacak gösteriler İstanbullulara havacılıkla dolu bir gün geçirmesini sağlayacak. Hezarfen'e rahat ulaşım için Türkiye Havayolu Pilotları Derneği saat 12.00'de Yeşilköy CNR Fuar Merkezi'nin park alanından ücretsiz otobüs kaldıracak. Otobüsler gösterilerden sonra saat 18.00'de izleyicileri geri götürecek.

Paraşüt atlayışları, model uçak, paramotor ve ultralight gösterileri ile başlayacak kutlamalar daha sonra akrobasi uçuşları ile şenlenecek. Türkiye'nin en yaşlı uçağı 1942 model Boeing Stearman'ın uçuşunu Top Air Uçuş Okulu uçaklarının gösterisi izleyecek. Akrobasi pilotu Ali İsmet Öztürk'ün yetiştirdiği Ünal Aster, Pitts uçağı ile ilk defa seyircilerin önüne çıkacak. Gösteriler Piper Super Cub ile Uğur İçbak ve Bell 206 helikopteri ile Şahin Şeçal'ın uçuşlarıyla sürecek. Şenlikte en son uçuşu Ali İsmet Öztürk yapacak. Hezarfen'de Akrobasi Okulu kuran Öztürk, Pitts uçakları ile izleyicilere hoş anlar yaşatacak.

Uzay fuarı

Uluslararası Uzay ve Uzay Teknolojileri Fuarı ve Konferansı SPACEAN 2003, Hava Kuvvetleri'nin katılımı ile 6-8 Mayıs 2003 tarihleri arasında Ankara ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenleniyor.

İstanbul'da iki yılda bir yapılan Airex Sivil Havacılık Fuarı'nın da organizatörü Mint Fuarcılık tarafından gerçekleştirilecek SPACEAN 2003, uzay konusuna ilişkin olarak Türkiye'de son yıllarda meydana gelen hızlı gelişmeler doğrultusunda dünyadaki büyük uzay şirketleri ile Türk ve bölge ülkelerden yetkilileri biraraya getirmeyi amaçlıyor. Bölgenin ilk ve tek 'Uzay Platformu' olan Spacean 2003'ün ilerleyen yıllarda daha da büyütümesi hedefleniyor.

Uzay konusunda faaliyet gösteren uydu, alt-sistem ve ekipman üreticileri, uzay ajansları, araştırma merkezleri, uydu operatörleri ve yazılım firmalarının yanısıra konu ile ilgili tüm kamu kuruluşlarının katılacağı SPACEAN 2003 kapsamında, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın katılımı ile bir dizi konferans da düzenlenecek. Konferanslarda, Türk ve diğer bölge ülke yetkililerinin gelecekle ilgili plan ve gereksinimleri, uluslararası ortaklıklar ve yeni teknolojik konular işlenecek. Ayrıca konferansta imalatçı şirketlerin tanıtım amaçlı stantları da bulunacak. Daha fazla bilgi www.spacean.com İnternet adresinden veya Mint Fuarcılığın 0 312 446 12 94 nolu telefonundan alınabilir.

İki havacılık kitabı

Türkiye'de çok az yayının bulunduğu havacılık alanında iki yeni kitap meraklıların beğenisine sunuldu. Bu kitapların ilki Melih Cemal Kuşhan'ın 'A'dan Z'ye Dünya Uçakları ve Helikopterleri'. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde Yardımcı Doçent olarak görev yapan Kuşhan'ın kitabı dünya üzerinde halen kullanımda olan tüm uçak ve helikopterlere ait ad, kod ve teknik özellikleri detaylı olarak ele alınıyor. Modeller arasındaki farkların da anlatıldığı kitapta ilginç bilgilere de rastlayabilirsiniz. Örneğin Irak'ın imal ettiğini duyurduğu Adnan-1 uçağının aslında Rus orijinli Il-76 olması gibi.

Ankara Pelikan Tıp ve Teknik Yayınevi ile Eskişehir Nisan Kitapevi'nin ortak çalışmasıyla basılan kitapla ilgili daha fazla bilgiyi Y.Doç.Dr. Kuşhan'ın mckushan@lycos.com adresinden öğrenebilirsiniz.

ALÇAK UÇUŞ

İkinci kitap Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan 'Alçak Uçuş'. Türk Edebiyat dünyasının kitap, çeviri ve antoloji çalışmalarıyla yakından tanıdığı Mehmet H. Doğan 'Alçak Uçuş'ta pilotluk yıllarındaki anılarını hoş, akıcı ve kolay anlaşılır bir dille anlatıyor. 1951 yılında Harp Okulu'nu bitirdikten sonra uçuş eğitimine başlayan Doğan, İkinci Dünya Savaşı'nın ünlü uçağı Spitfire ve daha sonra jet motorlu F-84G'lerde uçtu. 1957'de bir uçuş arkadaşının şehit olmasıyla kendi isteği ile pilotluktan ayrıldı. Hava Kuvvetleri'nde 1970'e kadar İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Mehmet H. Doğan emekli olduktan sonra hazırladığı kitabın sonunda havacılık terimlerini içeren bir sözlüğe de yer verdi.
Yazarın Tüm Yazıları