Türkiye ile aramız bozulmaz

Güncelleme Tarihi:

Türkiye ile aramız bozulmaz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2000 00:00

Haberin Devamı

İran müziğini seviyorum

Hiç Arap ülkelerini ziyarete ettiniz mi?

- Evet. Ürdün'e gittim.

Arapça biliyor musunuz?

- Arapça konuşanları anlayabilirim. Irak aksanı ile konuşuyorum ama çok iyi değil.

İran'da bir geçmişinizin olması çok ilgi çekici. İran ile bir irtibatta bulunmanız söz konusu olabilir mi?

- İran kültüründen herhangi bir şikayetimiz yok. İran müziğini, yemeklerini seviyorum, İran tarihine hayranım. Maalesef onlar bizimle olan ilişkilerini bozma yolunu seçtiler. Biz de haliyle ilişkimizi kesmek zorunda kaldık. Devrim, her şeyi bir anda değiştirdi.

Birçok İsrailli soruyor; Acaba Arap devletleri ile iyi ilişkiler kurmak mümkün mü? İran ve İsrail zamanında iyi bir ilişkiye sahiptiler. İnanıyorum ki yakında ya da gelecekte İsrail'e karşı düşmanlığı bırakabilir. Bu süreçte rol oynayacak mısınız?

- Umarım... Eğer bunu başarabilirsem, çok mutlu olurum. Ve sanırım, bunu yapacak kabiliyete de sahibim. Fakat İranlılar'ın benimle tango yapacaklarından emin olmam gerekli.

Bu arada şunu belirtmek istiyorum. Adınız Katsav, İbranice'de kasap anlamına geliyor.

- Evet. Bu çok komik, fakat sadece anlamı öyle.

Son zamanlarda Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkiler az da olsa örselendi, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

TÜRKİYE İLE İLİŞKİMİZ

- Ben, görev yapacağım yedi yıl içinde politik alanda olmayacağım. Fakat size şunu söyleyebilirim; Türkiye ve İsrail arasında birçok ortak nokta var. Ailemle birlikte Türkiye'de çok güzel bir tatil geçirdim. Türk yemekleri, insanların sıcakkanlılıkları ve misafirperverlikleri çok hoşumuza gitti. İsrail Dışişleri Bakanı, daha yeni Türkiye'yi ziyaret etti. Şundan eminim ki, eğer iki ülke arasında birşeyler kötü gidiyorsa çok yakın bir zaman içinde düzelecektir.

13 Yahudi, İsrail hesabına casusluk yaptıkları gerekçesiyle İran'da zulüm altında. Bu konuya el atacak mısınız?

- Elbette... Onlar, Netanyahu Hükümeti'nin son zamanlarında hapse atıldı. O zamanlarda ben başbakan vekiliydim. Ehud Barak iktidara gelince, bu konu hakkında çeşitli liderlerle temaslarda bulundum. Çin Başkanı, Fransa Başbakanı, Almanya Cumhurbaşkanı... Onların hapse atılmaları için hiçbir sebep yoktu. Suçsuzdular. Hapiste olmalarının tek sebebi, işlerine bağlılıkları.

Bana Cumhurbaşkanı olduktan sonra yaptıklarınızı anlatabilir misiniz?

- İki haftadır buradayım. Lübnan sınırı yakınlarındaki Kibutz (Manara)'u ve Kudüs'teki Arap Kütüphanesi'ni ziyaret ettim. Gündemim, İsrail Hükümeti içindeki farklı gruplarla diyalog oluşturmak ve aralarında köprü kurmak.

Kudüs?

- Eveeet

Sizin pozisyonunuz nedir?

- İnanıyorum ki, Ehud Barak, Kudüs'ün İsrail egemenliği altında olacağını belirtti. Ve bundan kuşku duymak için hiçbir nedenim yok.

Seçildiğinizden bu yana başınızdan geçen en heyecan verici olay nedir?

- Seçildiğimde, Kiriat-Malachi'deki evime gittim. İnsanlar sokaklara dökülmüştü ve dört saat boyunca benimle kucaklaştılar. Buraya beş yaşında gelmiştim ve onlarla büyüdüm. Burada hepimiz yoktan başlamıştık hayata. Burası küçük bir kasaba ama çok güzel bir yer. Ve artık Cumhurbaşkanı bir hemşerileri var.

DÜNYADA, 77 yaşındaki Şimon Perez'i yenen kişi olarak tanındı Moşe Katsav. Katsav kimdir? Nasıl bu günlere geldi? Neden?

Cumhurbaşkanı Katsav ile, Kudüs'teki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Hürriyet adına görüştüm. Uluslararası ilk TV söyleşisini yapan Katsav, ayrıca bunun ilk İngilizce görüşmesi olduğunu itiraf etti. Doğal olarak biraz heyecanlıydı.

Yedi yıl sürecek görevinin başlamasıyla yeni evine getirdiği ilk şey, görevini bir utanç bulutu ve yolsuzluk iddialarıyla tamamlayan eski başkan Ezer Weizman'ın imzaladığı fotoğrafı olmuş. Weizman, Katsav'a iki yıl önce çok daha ileri gideceğini yazmış. İsrail'deki çevreler, Weizman'ın istifa etmek zorunda kalmasından sonra Katsav'ı, Perez'e karşı desteklediğini söylüyorlar.

Karısı Gila Katsav, kocasının seçimi kazanmasını şöyle anlatıyor:

‘‘Bana şöyle dedi: Hiç şaşırmadım seçileceğimi biliyordum.’’

İsrail'in yeni first lady'si Gila Katsav, seçimden sonraki gün benimle Ben Zur Modaevi'nde görüştü. Gece ve gündüz kıyafetleri deniyordu... ‘‘Bunları ödeyebilecek paramız var mı?’’ diye sorunca, sekreteri, ‘‘Evet... Sizin bunun için bütçeniz var’’ yanıtını verdi. Bayan Katsav şaşırmış görünüyordu.

Katsav, bana bahçesini, yeni ikametgahını gösterdi ve ‘‘çocuklarım artık buraya gelmiyor. Kiriat Malachi'de kalmayı tercih ediyorlar’’ dedi. Sonra İsrail'in eski yedi başkanın heykellerinden konuştuk.

Bana kimin kim olduğunu açıklamaya çalışıyordu. Katsav'ın heykeli de oraya eklenecekti.

İRAN'DAN 5 YAŞINDA AYRILDIM

Sayın Katsav, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na ilk girdiğinizde neler hissettiniz?

- Çocukluğumu hatırladım. İsrail'e ilk geldiğim zamanı... İran'dan ayrıldığımda 5 yaşındaydım. Buraya geldiğimde çadırda oturuyorduk. Yeni bir ülkede yeni bir hayata başladık.

Siz İran'da mı doğdunuz? Bana İran anılarınızı anlatabilir misiniz?

- Küçük kardeşimi kaybettiğimi hatırlıyorum... 1950 Martı'ndaki İran Şahı'nı çok iyi hatırlıyorum, ayrıca Tahran'daki hayatı da.

Şimdi İran dilini konuşabiliyor musunuz?

- Evet, annemle hálá Farsça konuşuyorum.

Sanırım, İsrail'e göçünüzle başlayan yeni hayat sizin için kolay olmadı...

- Çok çetindi. Ben Şemen'de ziraat okulunda okudum. Askerden sonra gazetecilik yaptım. Bu arada ekonomi ve tarih alanında eğitimime de devam ediyordum. Daha sonra Kudüs Üniversitesi'nde sağcı Likud Partisi gençlerinin başkanı oldum. Bu zaman içerisinde yaşadığım Kiriat Malachi belediyesinde çalıştım. Küçük bir şehirdir. 24 yaşında Belediye Başkanlığı'na seçildim. Çok şaşırmıştım o zaman ama artık o kadar şaşırmıyorum. O anlar hálá aklımda. Hálá gözlerimin önüne geliyor. Bu seçimin özel bir önemi vardı. İsrail'de ilk kez bir sağ ya da merkez kanat politikacısı seçilmiş oldu.

Güveninizi neye borçlusunuz? annenize mi?

- Evet. Annem bana her mücadelemde güven verdi.

Şimon Perez için bile?

- Her mücadelenin üstesinden geleceğime inanıyorum. 36 yaşında parlamento üyesi oldum ve şu anda Cumhurbaşkanlığı için de genç sayılırım. Yaşım 56.

EN GENÇ CUMHURBAŞKANI

İsrail tarihinde en genç Cumhurbaşkanı sizsiniz. Ayrıca Likud Partisi'nden çıkan ilk Cumhurbaşkanı'sınız. Fakat Cumhurbaşkanı'nın politikanın dışında durması gerekmez mi? Bu süreç içinde kendinizi İsrail toplumu içinde ikinci sınıf vatandaş olarak hissettiniz mi?

- Açıkçası, hiçbir zaman İsrail toplumunda diğer guruplar ya da sınıflar içinde de bir ayrım yaşadığımı hissetmedim. Fakat sizin de gördüğünüz gibi, ayrımcılıktan hep çekindim. Ayrımcılık yanlış olur. Ayrımcılık sorununa çare bulmak zaman alıyor.

Sizin seçilmeniz tüm dünyada tartışma konusu oldu. Çünkü karşınızdaki rakip Nobel Barış Ödülü sahibi Şimon Perez'di. Onun için neler hissediyorsunuz?

- Perez'e çok büyük bir saygım var. İsrail halkına ve İsrail politikasına çok büyük katkıları olmuştur. Perez, siyasi kariyerine 50 yıl önce başladı. Fakat demokratik sistemli İsrail Parlamentosu beni seçti.

Perez'in yenilgisini anlatan o kadar çok makale var ki, sanki Yunan trajedisi gibi. Bunlar size dokunmuştur sanırım.

- Evet. Bunların beni sinirlendirdiği söylemeliyim. Trajedi nerede? onu anlamadım. Aslında Perez'in yenilgisi demokratik sistemin İsrail'de ne kadar güzel işlediğini gösterdi. Onu değil, beni seçtiler. Perez'in dramatik kariyerine ve yaptığı etkiye duyulan saygının hakkını vermek gerekir. Seçmenler beni tercih etti. Çünkü onlar, İsrail'in sorunlarıyla ilgililer. Belki oy verenler, İsrailliler ile Araplar'ın arasındaki dinsel ve dinsel olmayan konularda sol kanatta oluşan uçuruma karşı dikkatli davrandılar. Belki de herkese hitab edecek birini istiyorlardı... Bütün gruplarla konuşabilecek birini istiyorlardı...

CHURCHİLL'İ ÖRNEK ALIYORUM

Sizin selefi olduğunuz Cumhurbaşkanı Weizman, barış tehlikeye girdiğinde birçok defa devreye girdi. Siz de bunu yapacak mısınız.

- Bunların parlamento ve hükümet arasında olduğunu düşünüyorum. Sağ kanatta güçlü olmak için savaş vermiş olabilirler, onlar. Benim onlara karışmak gibi bir amacım yok. Tabii ki İsrail Cumhurbaşkanı, İsrail politikasına karışacak. Başbakan kadar politikayı benimseyeceğim. ve Yaser Arafat ile anlaşamazsa, tabii ki Başbakan Barak'a destek vereceğim. Fakat şu anda Ehud Barak ile Ariel Sharon arasında bir anlaşmazlık var. Buna alet olmayacağım. Ayrıca her şeye de karışmayacağım. Şimdiye kadar İsrail cumhurbaşkanlarının hepsinin politika ile ilişkileri vardı. İsrail'e Cumhurbaşkanı olmak; İngiltere Kralı olmaya benzer. Apolitik. İsrail halkının tansiyonu çok geniş, çok derin. Sesimi tüm İsrail halkına duyurmak, tek hayalim.

Kendinize kimi örnek alıyorsunuz?

- Winston Churchill'i çok takdir ederim. Bence Churchill, dünya tarihindeki en büyük lider. Britanya'nın ihtiyacı olduğunda gücü elinde tutmayı bildi. Ayrıca, bağımsızlığımızı deklare eden David Ben Gurion'u, Araplar'dan (Mısır) ilk toprağı satın alan ve ikinci İsrail'i yaratan Manahem Begin'i, kısaca İsrail tarihinde rol alan herkesi seviyorum.

‘‘Türkiye ve İsrail arasında birçok ortak nokta var. Ailemle birlikte Türkiye'de çok güzel bir tatil geçirdim. Türk yemekleri, insanların sıcakkanlılıkları ve misafirperverlikleri çok hoşumuza gitti.

Şundan eminim ki, eğer iki ülke arasında birşeyler kötü gidiyorsa çok yakın bir zaman içinde düzelecektir.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!