Türkiye için asla

Güncelleme Tarihi:

Türkiye için asla
Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2001 00:00

Seve seve ne yapmamız gerektiğini pek anlayabilmiş değilim ama Türkiye için nelerin asla yapılmaması gerektiğini biliyorum.Bizim gazetenin dünkü Pazar ekinde Doğan Uluç'un New York notlarını okudunuz mu?Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in BM Genel Kurulu'ndaki konuşması sırasında yaşanan skandalı anlatıyordu Doğan Uluç.Dünyanın gözü, BM'nin geçen hafta yapılan terörizm konulu 56'ıncı genel kurulundaydı.11 Eylül sonrası dönemde Türkiye için bir fırsattı bu toplantı. Hem sesini duyurması açısından hem de terörizme karşı mücadeleye Türkiye'nin fikir katkısını sunması açısından önemli bir fırsat.Ama Genel Kurul'a katılan 189 üye ülkenin temsilcileri Türkiye Dışişleri Bakanı'nın konuşması diye dağıtılan metni gözleriyle takip etmeye kalktıklarında müthiş bir şaşkınlık yaşanıyor. Çünkü, Cem'in konuşması yerine Büyükelçi Kurtuluş Taşkent'in başka bir salonda yapılan nükleer test yasaklama konferansı için hazırladığı konuşma dağıtılmış.Düşünebiliyor musunuz, zaten konuşma New York'ta uçak düştüğünü haber veren anonsla yarıda kesilmiş, bir de üstelik insanlar önlerinde duran kağıtlarda yazılanı anlamaya çalışırken, bambaşka şeyler işitiyorlar kürsüden. Kaç kişi Bakan'ın ne söylediğini anlamıştır acaba?Bununla da kalmamış New York macerası, İsmail Cem'in Peres ile görüşürken Arafat'ın şerefine verilen davete katılmaması da merak uyandırmış. Türklerin 11 Eylül sonrasındaki yeni durum ile ilgili ne dediklerini merak eden uluslararası medya da, konuşacak ilgili bulamamış.Orada bunlar yaşanırken bizim kafamızda çok farklı bir imaj oluşuyor. Yansıyan haber ve görüntüler çok farklı.Ne diyor manşetler? ‘‘Türkiye'nin önemi arttı’’, ‘‘Kıbrıs için sert mesaj’’, ‘‘AB olmasa mahvolmayız’’, ‘‘Kimse Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye'yi saf yerine koymasını beklemesin!’’Doğan Bey'in notlarını okumasaydım, bunları öğrenemeyecek, gurur ve övünç içinde saf saf oturacaktım.Demek ki, tepeden tırnağa, yöneticisinden gazetecisine, her kademede asla yapmamamız gereken şeylerden biri de bu.Türkiye için asla, işimizi yarım yamalak yapmamalıyız.* * *AFGANİSTAN operasyonu neden bu kadar hızla sonuca ulaşıyor? Bu sorunun yanıtı dün Washington Post Gazetesi'nde yer alan bir haberle geldi.Çünkü CIA, harekattan önce çok gizli ve çok özel bir savaş timi göndermiş Afganistan'a. Özel Faaliyet Tümeni adı verilen bu güç, emekli askerlerden oluşuyor, üniforma taşımıyorlar, bölgesel güçlerle ilişki içindeler. Hava operasyonuna ve Kuzey İttifakı'nın kara harekatına doğru hedefleri göstererek katkıda bulunuyorlarmış.Bir başka önemli görevleri de, insani yardımın nerelere yapılaması gerektiği konusunda bilgi vermek.Ama benim dikkatimi en çok çeken konu şu. CIA, 18 aydan beri Taliban ve Kuzey İttifakı içindeki çalışmalarını derinleştirmiş. Özel gücün başarısının önemli bir bölümü de bu çalışmaya bağlı.Özel Faaliyet Timi, Afganistan'a, hava operasyonları başlamadan önce, 27 Eylül'de giriyor.Bu tarihe dikkatinizi çekmek ve İsmail Cem'in Ekim başında Washington'a yaptığı ziyareti anımsatmak istiyorum. O ziyarette, Cem ABD Başkan Yardımcısı Cheney ile de görüşmüştü. Bu görüşmeyle ilgili biz gazetecilere söylenen ve kamuoyuna yansıyan şuydu: Türkiye, Afganistan'da çok deneyim sahibi olduğu için kendisine o bölgenin özellikleri anlatılmış, Cheney de bunları, özellikle de Türkiye'nin insani yardım konusundaki deneyimlerini büyük bir ilgi ve merakla dinlemişti.Bize böyle aktarılmıştı. Biz de inanmıştık. Anılarımızı tazelemiş, Afganistan'ın bize Atatürk'ün vasiyeti olduğunu bile hatırlamıştık.İşte sevgili okuyucularım Türkiye için artık asla yapmamamız gereken bir başka şey de bu. Gerçekle ilişkilerimizin zedelenmesine izin vermemek.Türkiye için asla gerçekle bağdaşmayan başarı öyküleri üretmemeli, dinlememeli, onların sıcak rehavetine kapılmamalıyız.Gerçeğimizi değiştirmek, ileri götürmek için çok çalışmalıyız. Bunu seve seve yaparım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!