Türkiye, AB Ordusu'nun neresinde?

Güncelleme Tarihi:

Türkiye, AB Ordusunun neresinde
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2001 00:00

TÜRKİYE'nin AB'nin geliştirdiği Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) içindeki yerini belirlemek amacıyla yaklaşık üç yıldır süren görüşmelerin ardından önceki gün hükümetin kabul ettiği uzlaşı çerçevesi ne anlama geliyor?Bu sorunun yanıtını şu muhtemel senaryolar içinde açıklayabiliriz:1) AB ORDUSU/NATO İMKÁNLARIYLAAGSP çerçevesinde AB'nin oluşturacağı Avrupa Ordusu'nun AB sınırları dışındaki bir krize müdahale ederken izleyebileceği iki yol var. Birincisi, AB'nin özellikle maliyet faktörünü de aşağı çekmek için bu müdahaleyi NATO'nun mevcut imkán ve kabiliyetlerinden yararlanarak yapması. Bu takdirde, AB, NATO'nun mevcut imkán ve kabiliyetlerden (nakliye ve ikmal imkánları gibi) yararlanabilmek için NATO'ya başvurmak zorunda. Türkiye, NATO üyesi olduğu için ancak oybirliği ile karar alabilen ittifakın bu talebe vereceği yanıtta tam olarak söz sahibi oluyor. Bu senaryo, Türkiye'yi karar alma sürecine dahil eden, dışlandığı endişesine yol açmayacak bir durumu gösteriyor. Zaten, müzakerelerdeki en pürüzsüz alanı bu başlık oluşturmaktaydı.* * *2) AB ORDUSU/NATO'SUZAB, bir kriz bölgesine NATO'dan yararlanmadan, doğrudan kendi imkán ve kabiliyetleriyle de müdahale etmek isteyebilir. Türkiye'yi endişeye sevk eden işte bu ‘‘otonom müdahale’’ olasılığı. Çünkü bu senaryo, AB'ye tam üye olmadığı için Türkiye'yi devre dışı bırakıyor. AB'nin Afrika'ya müdahale etmesi bir sorun olmasa da, harekátın Balkanlar ya da Kafkasya gibi Türkiye'nin yakın coğrafyasında gerçekleşmesi birçok açıdan sıkıntı yaratıyor. Sıkıntı, yalnızca Türkiye değil NATO üyesi olup, AB'nin dışında kalan diğer 5 ülke açısından da geçerli. (Polonya, İzlanda, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Norveç.)Bulunan formül, soruna kısmi bir çözüm getiriyor. Bu konumdaki NATO üyelerine doğrudan karar alma sürecine alınacakları yolunda bir açık çek verilmiyor. Bunun yerine esnek bir danışma mekanizması getiriliyor. Örneğin, Türkiye, coğrafi yakınlık ya da kendi çıkarlarını ilgilendirdiği gerekçesiyle söz konusu askeri harekáta katılmak için AB'ye görüşme talebinde bulunabiliyor. Aynı şekilde, AB de harekáta katılması konusunda Türkiye'ye davette bulunabiliyor. Ancak, burada nihai söz hakkı son tahlilde yine AB'de kalıyor.* * *3) AB ORDUSU, KIBRIS YA DA EGE'DETürkiye'nin aldığı en önemli sonuç ise AB dışında kalan NATO müttefiklerinin hayati çıkarlarını doğrudan ilgilendiren anlaşmazlıklarda AB Ordusu'nun kesinlikle müdahale etmeyeceği güvencesinin elde edilmiş olması. Uzlaşı metninde Kıbrıs ve Türk-Yunan anlaşmazlıkları isim verilerek zikredilmiyor. Ancak getirilen tanım, özellikle bu iki sorunu tarif etmek üzere metne konuldu.Daha önce bu konuda ‘‘sözlü’’ olarak verilen güvenceler Türk tarafınca yeterli bulunmuyordu. Önemli değişiklik, güvencenin ilk kez káğıt üstünde bir taahhüt olarak kayda geçmesi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!