Türkçe Ezan

Güncelleme Tarihi:

Türkçe Ezan
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2006 17:16

Sizlere Sadettin Kaynak’ın sesinden Türkçe Ezan dinletmek...

Eminim pek azınız ezanın Türkçe’sini duymuşsunuzdur.

Aşağıda ilgili linki bulacaksınız. (Yakup Karahan’a teşekkürler...)

Ama önce Türkçe Ezan konusunda kısa bir bilgi vereceğim size. Daha doğrusu Emre Kongar Hoca’nın (iznini almadım ama beni hoş göreceğini umuyorum) bir yazısını taşıyacağım buraya, 25 ekim 2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde çıkmış bir yazısını.

*


TÜRKÇE EZANIN ÖYKÜSÜ

Gençler bilmez, bir zamanlar Türkiye'de minarelerden ''Tanrı ululudur'' diye Türkçe ezan okunurdu.
Üstelik bu uygulama öyle kısa da sürmedi.
1932 yılından 1950 yılına kadar tam on sekiz sene, Türkiye'de insanlar Türkçe ezanla namaz vaktini öğrendi.
Daha sonra, İkinci Dünya Savaşı'nin bitimiyle başlayan ''Soğuk Savaş'' döneminde bütün Batı Dünyası'nı kapsayan ''Anti-komünizm'' mücadelesinde ön plana çıkarılan dinci yaklaşımlar, içerde de çok partili siyasetin iktidara getirdiği Demokrat Parti 'nin Atatürk Devrimlerini sorgulayan tutumuyla bütünleşti ve ezan yeniden Arapça okunmaya başlandı.
Altan Öymen Değişim Yılları adıyla ikinci cildini çıkardığı anılarında, pek çok ilginç olayla birlikte bu deneyimin öyküsünü de ayrıntılı olarak anlatıyor: (ss.483-496)
Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından da dile getirilmişti.
Bu özlemi Ziya Gökalp söyle şiirleştirmiş:
''Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, iste senin orasıdır vatanın
.''
Atatürk 1932'de, önce Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığını tartıştırıyor ve caiz olduğu belirleniyor.
Bunun üzerine içlerinde Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi dönemin önemli hafızlarının bulunduğu bir komisyon kurularak ezanın Türkçe çevirileri yapılıyor ve hangisinin ahenginin daha uygun olduğu tartışılıyor.
Kabul edilen metin şöyle:
''Tanrı uludur;
Şüphesiz bilirim, bildiririm:
Tanrı'dan başka yoktur tapacak,
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin felaha
Namaz uykudan hayırlıdır
.''
Diyanet İşleri Başkanlığı 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelge ile bu metni bütün camilere bildiriyor ve ezan Türkçe okunmaya başlanıyor.
Öymen, öykünün bundan sonrasını ve yaşanan ilginç olayları da son derece tatlı bir dille anlatıyor.
Pek çok ilginç olay yaşandıktan sonra, Demokrat Parti 1950 yılında iktidara geliyor ve ilk iş olarak ezanın yeniden Arapça okunmasını sağlıyor.
Bu arada Menderes ve arkadaşları bir sıkıntı yaşamışlardır:
Atatürk'e bağlılığıyla bilinen ve çok partili rejime geçilirken İsmet İnönü 'ye Atatürk Devrimleri konusunda dikkatlı olma sözü vermiş olan Celal Bayar buna ne diyecektir?
Öymen, bunu da o dönemin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olan Nihat Reşat Belger'in ağzından aktaran Nadir Nadi'ye dayanarak şöyle anlatıyor:
Cumhurbaşkanı Bayar'ın başkanlığında toplanan hükümet, Arapça ezan yasağının kaldırılmasını tartışmaktadır:
Bayar bir ara soruyor:
“Arkadaşlar, kararımızla Atatürk'ün ruhu muazzep olmaz mi?”
Buna Belger yanıt veriyor:
“Büyük zaferimiz üzerine Atatürk'ün ruhu o kadarcık kusuru bize bağışlar efendim!”
Bunun üzerine Bayar yatışıyor ve toplantı neşeli bir havada sürüyor. (...)

(Not: Çok önemli değil ama, Emre Hoca’nın verdiği yukarıdaki Türkçe ezan metninin Sabah Ezanı olduğunu tahmin ediyorum. Biliyorsunuz sadece Sabah Namazı’nda ‘Namaz uykudan hayırlıdır’ diye bir ibare vardır.)

*

Evet, 18 Temmuz 1932’den, 16 Haziran 1950’ye kadar (Demokrat Parti, iktidara geldikten sadece bir ay sonra, ilk icraatından biri olarak, Arapça Ezan’a dönmüş, gerekçe olarak da ‘herkesin istediği dilde, özgürce ezan okuması’ şeklinde ‘özgürlükçülüğü’ öne çıkarmıştır.) yaklaşık 18 sene camilerden Türkçe ezan okunmuştur.

Aşağıdaki linki tıklarsanız, Sadettin Kaynak’ın sesinden (taş plak kaydı) Türkçe Ezan dinleyebilirsiniz... Zip file şeklindedir, bilgisayarınıza yüklemeniz gerek...

Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!