TÜBÄ°TAK bursuyla yetiÅŸtim nanoteknoloji misyoneri oldum

Güncelleme Tarihi:

TÃœBÄ°TAK bursuyla yetiÅŸtim nanoteknoloji misyoneri oldum
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 07, 2005 00:00

GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde yaÅŸanan sessiz sanayi devrimi ‘nanoteknoloji’yi Türkiye’ye taşımak isteyen Türken Ailesi, 9 kiÅŸilik Normtest’le geçen yıl üniversitelerin 4 milyon Euro’luk ‘nanoteklonoji’ yatırımına aracılık etti. Mehmet Türken, ‘Türkiye bu devrimi kaçırırsa geleceÄŸini kaybeder’ diyor.TÃœRKÄ°YE’nin sanayileÅŸme stratejisinde arayışlar sürerken, dünyanın en geliÅŸmiÅŸ ülkeleri ve uluslararası sanayi ÅŸirketleri hızla ‘nanotekloji’ye yatırım yapıyor. Tüm sanayi sektörlerindeki üretim düzenini ve malzeme türlerini deÄŸiÅŸtirecek büyük bir devrim olarak görülen nanoteknoloji Türkiye’de ÅŸu sıralar sadece üniversiteler ve birkaç savunma sanayi ÅŸirketince mercek altına alınmış durumda. Özel sektör ise bu konudan tamamen habersiz olarak yoluna devam ediyor. Ankara’da (üçü aile ferdi) 9 kiÅŸilik Normtest Dış Ticaret Limited Åžirketi ile nanoteklojiye tam anlamışla ‘kafayı takmış’ durumda. Åžimdilik genellikle üniversitelerin bu konudaki yatırımlarına teknoloji aracılığı yapan ÅŸirketin kurucusu ve sahibi Mehmet Türken, geleneksel sektörlerdeki Türk özel sektörünün halen bu konunun farkına varmadığını söylüyor ve şöyle baÅŸlıyor anlatmaya:4.5 YAÅžINDA OKUL: ‘Bilim ve teknolojiye çok meraklı bir çocukluk dönemi yaÅŸadım. 4.5 yaşında okula baÅŸlamışım. Orta okuldayken TÃœBÄ°TAK’ın bilim adamı yetiÅŸtirme programına alındım, büyük ölçüde TÃœBÄ°TAK bursuyla yetiÅŸtim. ODTÃœ elektronik bölümünü bitirdim. Aslında akademik çalışmaya yönelmek istiyordum ama sonra Türkiye’de teknolojiyi üniversitelerin deÄŸil özel sektörün geliÅŸtirdiÄŸini fark ettim. (Bu durum ÅŸimdi tersine dönüyor). Ben de teknolojinin kaynağında daha mutlu olacağımı düşündüm ve 1973’ten itibaren dünyanın önde gelen teknoloji firmalarının Türkiye temsilciliÄŸini aldım. 45 konuda özel eÄŸitim aldım. 1999’da da kendi firmamızı kurdum.’NEDEN NANOTEKNOLOJÄ°: Mehmet Türken oÄŸulları Berk ve Yetkin Türken ile kurduÄŸu ÅŸirketi Normtest’in kısa sürede sadece nanoteknolojiye yöneldiÄŸini belirtiyor ve şöyle devam ediyor anlatmaya: ‘Bir anda nanoteknolojiye odaklandık. Çünkü uluslararası düzeyde yaptığımız tüm analizlerde nanoteknolojiye büyük bir yöneliÅŸ ve gelecek görünüyordu. Türkiye’nin de bu teknolojik devrimin içinde çok önemli bir pozisyon almak zorunda olduÄŸuna inandık. Aksi takdirde matbaanın icadında kaçırdığımız tren gibi yine bir tren kaçıracağız. Bu yüzden misyoner gibi çalışmamız gerektiÄŸini de gördük.’ÜNÄ°VERSÄ°TELER BAÅžLADI: Mehmet Türken, geçen yıl bazı üniversitelerin ve bir savunma sanayi ÅŸirketinin bu alanda yatırım yaptığını ve kendilerinin de 4 milyon Euro’luk bir yatırıma aracılık ettiklerini belirtiyor. Türken, ‘Bizim ÅŸu anda en çok hitap ettiÄŸimiz sektör araÅŸtırma kurumları, TÃœBÄ°TAK ve üniversiteler. Hem nano teknolojiyi üretmek hem de ölçümlemek için gerekli yatırımları yapıyorlar. Çünkü üniversiteler ilk kez devlet tarafından ciddi ÅŸekilde desteklenmeye baÅŸlandı. Bu nedenle üniversiteler nano teknolojide daha atak duruma geldi. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü bu kurumlar arasında çok ciddi öne çıkmış durumda’ diye konuÅŸuyor.Tüm sektörlere girecek 1 trilyon doları aÅŸacakNORMTEST’in sahibi Mehmet Türken, Tayvan’ın da nanoteknoloji için özel sektöre devlet destekli özel alanlar açtığını belirtiyor ve sektörün geleceÄŸinin bir an önce Türkiye tarafından da kavranmasını istiyor. Türken’in verdiÄŸi bilgilere göre nanoteknoloji pazarının 2010-2015 arasında 1 trilyon dolarlık bir ciroya ulaÅŸacağı tahmin ediliyor. Kendi kendini monte edebilen tüketici ürünleri, ÅŸu andakinden milyarlarca kez daha hızlı bilgisayarlar, hastalıkları önleyen, yaÅŸlanmayı yavaÅŸlatan teknolojiler, kirlenmenin kendiliÄŸinden temizlenmesini saÄŸlayan malzemeler, seramik, plastik malzemelerde devrim v.s. 15 yıl sonra nanoteknoloji malzemelerin pazar büyüklüğü 340 milyardoları aÅŸacak. Elektronikteki nanoteknolojik ürünler ise 300 milyar doları bulacak. Nanoteknoloji nerede kullanılırYUNANCA ‘cüce’ anlamına gelen Nano, fizikte bir metrenin milyarda biri anlamına gelen ölçü birimi. Bu kadar küçük ölçekte fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapının anlaşılması ve bu boyutlarda fonksiyonel malzemelerin, araçların ve sistemlerin geliÅŸtirilmesi, üretilmesi de nanoteknoloji olarak biliniyor. Nanoteknoloji nanometre boyutlarda materyaller, cihazlar ve sistemler kuruyor. Bu yeni yöntem ÅŸu anda yüksek teknolojisiyle tanınan ülkelerde kullanıma alınıyor ve bir ‘sanayi devrimi’ yaÅŸanıyor. Uzmanlar bu konudaki geliÅŸmenin bilgisayarın getirdiÄŸi devrimden daha da büyük olacağını ileri sürüyor. ÖrneÄŸin nanoteknolojiyle, çelikten daha hafif ama daha dayanıklı ve hafif malzeme üretilebiliyor. Ya da insan vücudunda istenen yere gidebilen mikroskobik boyutta robotlar üretilebiliyor. Askerin yarasını elbise iyileÅŸtirecekNANOTEKNOLOJÄ°NÄ°N tekstilde uygulanmasıyla üretilecek özel akıllı askeri elbiseler ABD tarafından denenmeye baÅŸlandı. Buna göre azel kumaÅŸlı elbise asker yaralandığında yarasının yerini, boyutunu ve önemini merkeze rapor edebiliyor. Aynı zamanda yaranın iyileÅŸmesi için gerekli ilacı vücuda enjekte ediyor ve kanamayı durdurmak için yine kendiliÄŸinde yara üzerine tampon yapıyor. Askerin tansiyonu yüksekse buna göre ilacı yine elbise vücuda veriyor. GAP, turizmin yeni cazibe merkezi oluyorGAP bölgesi, turizmin cazibe merkezi olmaya hazırlanıyor. Avrupa Komisyonu tarafından, GAP Bölgesi Kültürel Mirası GeliÅŸtirme Projesi kapsamında, Gaziantep, Diyarbakır, Şırnak, Kilis, Siirt, Batman, Åžanlıurfa, Mardin ve Adıyaman’da 12 milyon euro hibe saÄŸlanan 32 proje ile bölge turizmi harekete geçirilecek. Ekonomiye katkı saÄŸlamanın yanı sıra özellikle kadınlara da istihdam olanağı yaratılacak.KRÄ°TERLER NELER: GAP Bölgesi Kültürel Mirası GeliÅŸtirme Projesi Teknik Yardım Ekibi Proje Direktörü Michael Jay, hibe alan projelerin seçiminde, kültürel mirası korumaya, turizmi geliÅŸtirmeye ve istihdam saÄŸlamaya yönelik olması, tarihi binaların onarım ve yenilenmesi, el sanatları üretimi gibi kriterleri dikkate aldıklarını anlattı.BENZERSÄ°Z MÄ°RAS: Michael Jay ÅŸunları söyledi: ‘Bu bölgedeki benzersiz miras, çok uzun zamandan bu yana (çok iyi saklanmış bir sır) gibi ve dış dünya bununla ilgili çok az bilgi sahibi. Hibe programından yararlanacak 32 proje, hem kültürel miras hem de turizm sektörlerinin birçok yönünü kapsıyor. Projeler aynı zamanda bu önemli cazibe merkezlerini koruma ve onarma yoluyla eski haline getirme ve dolayısıyla da insanların bölgeye gelerek onları görmesini saÄŸlama amacıyla hazırlanmış. Seçilen 32 proje kendi baÅŸlarına hikayenin bittiÄŸi anlamına gelmiyor. BaÅŸka projelerin oluÅŸturulmasına da yol açacak.’TURÄ°ZMÄ° HAREKETE GEÇİRÄ°R: Bölgenin etkin bir biçimde pazarlanması ve tanıtımının yanı sıra eÅŸsiz tarihi deÄŸerlerinin turizmi harekete geçireceÄŸini vurgulayan Jay, turizmin emek yoÄŸun bir sektör olduÄŸuna, yerel ekonomiye katkı saÄŸladığına dikkat çekti.32 PROJE SEÇİLDÄ°: Avrupa Komisyonu’nun hibe saÄŸladığı 32 proje, butik otel onarımından tarihi kahvehanelerin ve hamamların restore edilmesine, yöreye özgü ÅŸal-ÅŸepik ve tiftik dokumacılığın yaÅŸatılmasından tarihi maÄŸaraların korunmasına, rehber yetiÅŸtirilmesine kadar birçok önemli konuyu içeriyor. 9 ilde uygulanacak projelere, 30 bin ila 650 bin avro arasında destek verilecek. Projeler, kontratlar imzalandıktan sonra en geç 24 ay içerisinde tamamlanacak. 32 proje 121 baÅŸvuru arasından seçildi.Nerede hangi proje devreye girecekGaziantep BüyükÅŸehir Belediyesi, Kahvehane Düzenlemesi: Gaziantep Kalesi ve çevresinde tarihi kahvehanenin restorasyonu. Gaziantep Ticaret Odası, Zeugma, Halfeti ve Rumkale’nin Turizm Potansiyelinin Artırılması.Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Geleneksel El Sanatlarının Desteklenmesi: Ä°ldeki el sanatlarını desteklemeyi ve kadınlar için istihdam yaratılmasını hedefliyor. Şırnak Ä°li ve Ä°lçelerini GeliÅŸtirme Vakfı, Şırnak El Sanatlarının YaÅŸatılması ve GeliÅŸtirilmesi: Åžal-ÅŸepik dokumacılığını geliÅŸtirecek.Kilis ValiliÄŸi, Eski bir evin restorasyonu ve geleneksel yerel mutfağın tanıtımı: 150 yıllık tarihi taÅŸ konağın restore edilerek, yöreye ait mutfak kültürünün tanıtılması.Siirt Ä°lim, Spor, Kültür AraÅŸtırma Vakfı, Siirt’te Has Tiftik Dokumacı lığının GeliÅŸtirilmesi: Yok olmak üzere olan Siirt’e özgü tiftik dokumacılığını canlandırmayı hedefliyor. Siirt ValiliÄŸi, Veysel Karani Külliyesi’nin Kentsel Renovasyonu ve Tanıtımı Projesi.Midyat Süryani Kültür DerneÄŸi, Anadolu Kültür BileÅŸenleri İçinde Süryani YaÅŸam Biçiminin Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Açıdan Ä°ncelenmesi: Süryani kültürünün gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyor.9 bankanın parası Securverdi’ye emanetBANKALARA ve nakit akışı yüksek kuruluÅŸlara para toplama, saklama, sayma, dağıtma hizmeti veren güvenlik ÅŸirketi Securverdi, ÅŸu anda 9 bankanın parasını taşıyor. Securverdi Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Murat Verdi son derece karmaşık ve riskli olan para iÅŸleme sürecini 800 kiÅŸilik eÄŸitimli kadro, ve geliÅŸmiÅŸ teknoloji kullanarak yerine getirdiklerini söyledi. Para taşıma iÅŸlemlerinin artık hiç bir geliÅŸmiÅŸ ülkede bankalar tarafından yerine getirilmediÄŸini belirten Verdi, bu iÅŸlemlerin 50 yıldır outsource edildiÄŸini söyledi. Avrupa ülkelerine yeni inÅŸa edilen banka merkezlerinde ana kasa dairesi ve büyük para sayma makinelerinin konmadığını vurgulayan Verdi, batılı banka yöneticilerinin paranın iÅŸlenmesine iliÅŸkin iÅŸlemleri vakit kaybı olarak gördüğünü bildirdi. MERKEZ’E YAKINIZ: Murat Verdi, ÅŸirket merkezi’nin Karaköy’de Merkez Bankası’na yakın olduÄŸunu kaydetti. Verdi bu yakınlığın zaman kazanma açısından çok önemli olduÄŸunu belirterek ÅŸunları söyledi: ‘Finans kuruluÅŸlarının parayı 24 saatin her dakikası iÅŸlemlerde kullanması paranın kayıt altında olmasını gerektiriyor. Nakit iÅŸleme merkezinde bankaların kapalı olduÄŸu saatlerde de para sayma, ayırma, paketleme gibi iÅŸlemleri yaparak bankaların paralarının en kısa zamanda Merkez Bankası’na ulaÅŸmasını saÄŸlıyoruz. Böylece paranın tedavül dışı kalmasından dolayı bankaların uÄŸradığı zararları da minimize ediyoruz.’Çin’e raÄŸmen tekstilde büyümeye devam ederizDOÄžU Akdeniz Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları Dernekleri Federasyonu (DASÄ°FED) BaÅŸkanı Mustafa Güler, Çin ve UzakdoÄŸu tehditlerine raÄŸmen Türk tekstil ve giyim sanayinin büyümeye devam edeceÄŸini söyledi. Güler, sektörde sorunlar bulunmasına karşın büyük bir dinamizm bulunduÄŸunu ve ileriye umutla bakıldığını ifade etti. Türkiye için lokomotif konumunda olan sektörün yeniden yapılanma ihtiyacı içinde olduÄŸuna iÅŸaret eden Güler, sorunlarının çözümü ve istenilen geliÅŸmeyi saÄŸlayabilmesi için hükümetten de talepleri olduÄŸunu ifade etti. Güler şöyle konuÅŸtu:‘Hükümetten talebimiz, kamu yükünün azaltılması yönünde. Bu yükün, tamamen kaldırılmasını talep etmiyoruz. Özellikle SSK primleri, vergi ve elektrik fiyatları ve KDV çok yüksek. Bu durum dış pazarlarda rekabet gücümüzü azaltıyor. TeÅŸvik sisteminin de deÄŸiÅŸmesi ve bölgesel planlamaya geçilmesi gerekir.’Yalıtımcı Özpor, 50 milyon dolarlık yatırım yapacakTÃœRKÄ°YE yalıtım sektörünün önemli kuruluÅŸlarından Özpor, 2000 yılındaki 50 milyon dolarlık yıllık 100 bin metreküp kapasiteli XPS yatırımının ardından yeni bir yatırıma hazırlanıyor.TaÅŸ yünü, cam yünü ve XPS tipi üç ürünü aynı anda üreten Özpor, yıllık 15 bin ton kapasiteyle üretim yapacak ikinci cam yünü hattını kurma kararı aldı. Yeni üretim hattı 2006 yılında üretime geçecek. Özpor Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Cazım Özal, ‘Mevcut 25 bin tonluk taÅŸ yünü kapasitemizi 2005 yılı Ocak ayı sonunda artırarak 35 bin tona çıkarttık. Yeni cam yünü yatırımımız bittiÄŸinde son üç yıldaki yatırımımızın piyasa deÄŸeri 100 milyon doları bulacak’ dedi. Hedeflerinin mineral yün konusunda Türkiye’nin en büyük üretici kuruluÅŸu haline gelmek olduÄŸunu belirten Özal, yatırımlar tamamlandığında taÅŸ yünü ve cam yünü üretim kapasitesinin yıllık 56 bin tona çıkacağını söyledi. Cazım Özal, 2007’de 100 milyon dolar ciro hedeflediklerini de sözlerine ekledi.Kanun 25 bin gümrük çalışanını göremediTÃœRKÄ°YE genelinde gümrüklerde iÅŸ takibi yapan 30 bin civarında gümrük personeli bulunuyor. 2000 yılında çıkarılan kanun bu konudaki personelin üniversite mezunu olması ÅŸartını getirince bunlardan 25 bini iÅŸsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Sorun 5 yıldır çözümlenemiyor. Son ‘müşavir yardımcılığı karnesi’ sınavına 25 bin gümrük personeli giremedi. Hepsi sigortalı çalışan ortaokul veya lise mezunu elemanlar karnesiz ya da iÅŸsiz kalacak. Bu elemanların yaklaşık 15 bininin Ä°stanbul’da çalıştığı tahmin ediliyor. Son aylarda gümrüklerdeki yoÄŸunluk ve kuyruklar dikkate alınırsa ÅŸimdi bu kuyrukların artmasına bir de personel çalıştırma sorununun eklenmesi hiç de iyi sonuçlar doÄŸurmayacak. Çünkü son sınava sadece 24 kiÅŸi katıldı ve 5 kiÅŸi kazanabildi. Bu duruma çözüm isteyen firmalar ve gümrük takip elemenları kanuna yapılacak bir ekle, sektördeki tüm çalışanlara bir defalık sınav hakkı tanınmasını istiyorlar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!