Terör mücadelesi ve biz!

Güncelleme Tarihi:

Terör mücadelesi ve biz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2003 00:00

GÜNLERDEN 20 Kasım Perşembe. Saat sabah 11.00 dolayları. İstanbul iki korkunç patlamayla sarsılıyor. Bu saatte Başbakan evinde. Başbakan yorgun. Gittiği toplantılarda gözleri kapanıyor, uyukluyor. Üstelik ramazan ayındayız. Oruç tutuyor. Patlamalar olduğu sırada evinde belki uyuyor. Büyük olasılıkla sahura kalktı, uykusuna ara verdi, sonra uyanamadı. Haberi evinde alıyor. Aradan saatler geçiyor. ABD Başkanı ile İngiltere Başbakanı ortak bir basın toplantısı düzenleyip İstanbul'daki terör eylemlerini Londra'dan kınıyor.Bizim Başbakan'dan ses yok!Evet, aradan saatler geçiyor. Tam 6.5 saat! Akşam saatlerinde iftara gidiyor, iftar sonrasında konuşuyor.Teröristlerin ‘‘bu yaptıklarının hesabını her iki álemde vereceklerini’’ belirtiyor. Dini mesaj veriyor.Fakat Türk milleti öbür dünyada değil, bu dünyada verilecek hesapla ilgili. Doğal olanı da bu.* * *Geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul'da sinagog patlamaları oluyor. Başbakan Recep Bey salı günü partisinin TBMM Grup toplantısında çok ‘‘iddialı’’ bir konuşma yapıyor:‘‘Eğer bize terörle mesaj vermek istiyorlarsa ben o mesajı elimin tersiyle iterim, ayağımın altına alırım.’’Bu sözlerinden sadece 2 gün sonra bu kez yeni bir terör olayı ile sarsılıyoruz.Bu ‘‘iddialı’’ sözlerin ardından -adeta alay edercesine- gerçekleşen patlamalar sonrasında, Recep Bey'in ‘‘karizması’’ ne yazık ki çizilmiş oluyor.Keşke çizilmeseydi.Ülkemiz adına hiç iyi olmadı.* * *AKP iktidarı ve ona bütün gücüyle destek veren şeriatçı basın bir şeyi çok iyi anlamalı.Türkiye ne çektiyse din sömürüsünden, din ticaretinden ve Müslümanlığı topluma yanlış anlatıp kendisine çıkar kapısı yapan din baronlarından çekti. Müslümanlığı terörle bile bağdaştırmayı başardılar.Bunlar elbette kendi kendine olmadı. Bu gelişmeleri oy uğruna gübreleyen hep siyasetçiler, iktidarlar oldu.‘‘Elhamdülillah şeriatçıyız... Demokrasi bizim için amaç değil araçtır... Ben İstanbul'un imamıyım’’ nutukları atanlar günün birinde iktidar oldular... Geçmişte gübre verilip yeşertilen terör tohumları kendilerine döndüğünde ise ağlaşmanın inandırıcılığı azaldı.Terörle mücadelede ‘‘inşallah öbür dünyada da cezalarını bulurlar’’ mantığı ile bir yere varılmaz.Terörün ve teröristin sağcısı, solcusu, İslamcısı, Allahsızı, kitaplısı, kitapsızı, Kürtçüsü vesairesi arasında hiçbir fark yok. Oysa bizim şeriatçı basın sinagog olayları sonrasında İslamcı terörü koruyup kollamak için elinden geleni yaptı.AKP iktidarı bunlara açık tavır koymalı, adımlarını ona göre atmalı. Bugüne kadar hiçbirini yapmadı. Terörle mücadelede işin içine ‘‘oy kaygısı’’ girerse, koyverin gitsin o mücadeleyi!* * *Biz Türkiye olarak koşulları kendine özgü bir ülkeyiz. Burada yıllardır yırtınıyorum... Biz bir İsveç, İngiltere, Danimarka, Hollanda, Almanya, Avusturya değiliz. Biz onların elindeki ‘‘lükse’’ sahip değiliz. Onların tuzu kuru. Terörist İngiliz hedeflerine saldıracak, bunu Londra'da değil İstanbul'da yapıyor!.. Çünkü her çeşit terörün unsurları bizim içimizde.Bölücüsü, Kürtçüsü, İslamcısı, sağcısı solcusu, hep bizim toprağımızda üslenmiş durumda.Avrupa ve bazı AB ülkeleri bunları koruyor, kolluyor, kanatları altında besliyor. Dün böyleydi, bugün de böyle. Osmanlı'da ve Cumhuriyet döneminde çıkan her şeriatçı ve Kürtçü isyanın arkasında Batı vardı. Ermeni olaylarında da öyleydi. Hep altımızı oydular. Aymazlığımız, teslimiyetçiliğimiz, ezikliğimiz, aşağılık duygularımız onları şımarttı... Ve biz, yasalarımızı bile onların isteği doğrultusunda değiştirip teröre kendi ellerimizle yol vermeyi başardık!Herkes bu gerçekleri iyi bilsin. Geçmiş iktidarlar bilemedi, bari şimdikiler bilsin de, yeni olaylar yaşamayalım. Yoksa bu işler ağlaşmakla, teröristi Allah'a havale etmekle, ayağının altına almakla bitmez. Sonra adama tükürdüğünü yalatırlar, Türkiye adına yakışıksız olur.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!