‘Terbiye’ ayıbı

Güncelleme Tarihi:

‘Terbiye’ ayıbı
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 1998 00:00

Haberin Devamı

Avukat Şakir Keçeli'nin, ‘‘Alevilik-Bektaşilik Açısından Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’’ adlı eserinin liselere tavsiyesini uygun bulmayan MEB Talim ve Terbiye Kurulu, yazara hakaretler yağdırdı. Yazar Keçeli, bakanlık aleyhine tazminat davası açacağını bildirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu, Ardıç Yayınları tarafından yayınlanan ‘‘Alevilik-Bektaşilik Açısından Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’’ adlı kitabın liselere tavsiyesini uygun bulmazken, yazarı Avukat Şakir Keçeli'ye de ‘‘tövbe etmesi’’ uyarısında bulundu. Ret yazısında ayrıca yazara ‘‘hakaretler’’ yağdırıldı. Keçeli Bakanlık aleyhine tazminat davası açacağını açıkladı. Keçeli'ye Bakan adına, Kurul Başkan Yardımcısı Dr. Veli Kılıç imzası ile gönderilen 27. 1. 1998 tarihli 53 sayfalık raporda yer alan bölümler, yayınevini şoka soktu. Kurulun hazırladığı raporda, Yazar Keçeli için, ‘‘Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmaz’’, ‘‘Cahil ya da aklı yetmiyorsa’’, ‘‘Ehliyetsiz, liyakatsız kişilerin kendilerinin bilgisizliğini, cahilliğini sergilemeleri abesle iştigaldir. Adama madem yüzme bilmiyordun, denize niye atladın diye sorarlar’’, ‘‘Yazar Şakir Keçeli böyle uyduruk sözlerin, yalancılığın, sahtekarlığın cezasını elbette bir gün Allah'ın huzurunda verecektir. Aklı varsa tövbe etmelidir’’ gibi ifadelere yer verildi. Keçeli ise tepkisini şöyle dile getirdi: ‘‘Kurul raporunda hayret uyandıran bölümler yeralıyor. Kurul ‘İlk din İslam idi, son din de İslam'dır' diyebiliyor. Bakanlık aleyhine 5 milyar liralık tazminat davası açacağım. Redde ilişkin yazıda cahil, yalancı ve sahtekâr gibi sözcükler kullanılmıştır. Resmi bir kurumun yaptığı değerlendirmede böylesi sözcüklere yer vermesi hayret vericidir. Eğer Türkiye'den bir sonuç alamazsam olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmeye kararlıyım.’’

Yazara ‘yalancı’ dediler

Yazarın Bakara Suresi'nin 183. Ayeti ile Nisa Suresi'nin 69. Ayeti'nden yaptığı ‘‘Hakiki oruç, Tanrı korkusuyla tüm günahlardan sakınıp, kötü ahlaklardan arınmak orucudur’’ şeklindeki alıntıya, ‘‘Yanlıştır, yazar yalan söylüyor. Nisa Suresi'nin 69. Ayeti'nin oruçla hiçbir ilgisi yoktur’’ diye karşı çıkılırken, yazar için ‘‘Yazar Şakir Keçeli, böyle uyduruk sözlerin, yalancılığın, sahtekarlığın cezasını elbette bir gün Allah'ın huzurunda, ahirette verecektir’’ denildi.

Bazı Aleviler gevşek davranmış

Kitapta Türklerin Alevi olma nedenleri olarak, ‘‘Sürekli hareket halinde olan bir toplumun yılda 1 ay bile olsa oruç tutması, ayrıca günde 5 vakit namaz kılması çok zordu’’ görüşüne karşın raporda, ‘‘Yanlıştır. Müslüman Türklerin büyük çoğunluğu Sünnidir ve onlarla birlikte Alevilerin çoğunluğu da oruç ve namaz ibadetlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu konuda biraz daha serbest, gevşek davrananlar Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki bazı kırsal kesim Alevileridirler. Yazar (Şakir Keçeli) bu konuda da cahildir. Kendisi şahsi görüşlerini sıralamaktadır’’ değerlendirilmesi yapıldı.

İlk din de, son din de İslam'mış

Yazarın, ‘‘İnsanlık tarihi dinlerin sonsuz olmadıklarını göstermiştir’’ ifadesine, ‘‘İlk din de İslam idi, son din de İslam'dır. Hz. Adem de, Hz. Musa da, Hz. İsa da, Hz. Muhammed de İslam Dini'nin peygamberleridir. Budizm, Konfiçyüzm gibi birer inanç türü olan sistemlerle İslam'ı karıştırmamak gerek’’ şeklinde karşılık verilen raporda, şu ilginç değerlendirmelere de yer verildi: ‘‘İslam öncesi din yoktur. İlk din, ilk insan olan Hz.Adem'e gönderilen İslam'dır. İlk din totemizm değildir, İslam'dır. Tanrısız din mi olur? Böyle bir Din Kültürü kitabı mı olur?’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!