Taş yok mu taş!

Güncelleme Tarihi:

Taş yok mu taş
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 1998 00:00

Kanat ATKAYA
Haberin Devamı

Yıllar önce Kuşadası'nda tuhaf bir kavgaya şahit olmuştum. Türkiye-İngiltere futbol maçı için Türkiye'ye gelen İngilizlerle, yöre halkı arasında abartılı bir kavga çıkmıştı. Yöre halkı derken abartmıyorum; halk çevre ilçelerden traktörlere binerek Kuşadası'na gelmiş ve kavgaya katılmıştı.

Birinci Kuşadası Meydan Muharebesi'nde kavga aracı olarak aklınıza gelecek veya gelmeyecek her türlü cisim ‘‘silah’’ olarak kullanılmıştı. Türklerin kavgada kullanılacak cisim konusunda herhangi bir standardı bulunmadığını canlarını kurtacak kadar kısa bir sürede kavrayan İngiliz vatandaşlarının önemli bir bölümü ‘‘Tamam birader, sen haklısın’’ deyip İzmir'e gitmeyi tercih etmişti.

Şimdi size durup dururken 8-9 yıl önce gördüğüm bu kavgayı niye anlatıyorum. Aikida, karate, judo, kung fu türü olaylarla ilgisi bulunmayan biriyim. Sadece Steven Seagal'in kol kırma yöntemlerini estetik bulurum, o kadar. Bu konuyla ilgili yayın filan da takip etmiyorum. Ancak geçen gün başka bir amaçla (Geleneksel Seks Anketi'nin sonuçları için bilginiz olsun) satın aldığım Details Dergisi'nin ‘‘fitness’’ sayfalarında son derece ilginç bir yazı vardı.

Favori yazarlarımdan Jim Thompson'ın en sıkı kitaplarından ‘‘The Killer Inside Me / İçimdeki Katil’’nin adı yazıya başlık olarak seçilmişti. Yazıyı hazırlarken büyük acılar çektiğinden emin olduğum James Hibberd, ‘‘Krav Maga’’ adıyla anılan yeni bir dövüş yöntemini tanıtıyordu. Lafı uzatmadan yönteme gelelim.

Krav Maga, İbranice ‘‘Komple Dövüş’’ veya ‘‘Komple Arıza’’ gibi bir şeye denk geliyor. Bu yöntemin özelliği, kavga sırasında her türlü yöntemi mübah görmesi. Yani bizdeki ‘‘Taş yok mu taş’’ felsefesinin bir benzeri. Kavga sırasında amaç kendinizi korumak filan değil. Krav Maga'nın ana felsefesi, ‘‘Rakibin seni parçalamadan, sen onu parçala’’.

Şu anda ABD'de giderek yayılan bu yöntemi ilk tanıtan kişi Darren Levine. Levine Krav Maga'yla 1981 yılında İsrail'de tanışmış. Kısa sürede kaptığı numaraları daha sonra FBI ve DEA gibi örgütlere sunmuş. Levine Krav Maga'yı özetlemek için şu örneği veriyor: ‘‘İnsanlar spor amaçlı dövüş teknikleriyle, hayatta kalmayı amaçlayan dövüş tekniklerini ayırt edemiyor. Eğer biri beni veya ailemi incitmek için üstüme geliyorsa, duvarda asılı duran yangın söndürme aletini hiç düşünmeden kullanırım. Krav Maga'da tek amaç kavgayı kazanmak. Gerisi boş.’’

Arkadaşlar biraz vahşi yani. Bunu eğitim yöntemlerinde de görüyoruz. Eğitim sırasında kafatasını ikiye bölebilecek levyelerle birbirlerine saldırıyorlar, kafalarına dayalı silahtan ve doğal olarak silahın sahibinden kurtuluyorlar. Gözleri bağlı avcılar tarafından takip ediliyorlar, boğazları sıkılıyor, hayatlarında yemedikleri dayağı yiyorlar vs. Durumları zor, gördüğünüz gibi.

Bu yazıdan çıkarılacak dersleri şöyle sıralayabiliriz:

1- ‘‘Krav Maga’’ diyen birine güvenmeyin.

2- Elinizden geleni ardınıza koymayın.

3- Başınızı derde sokmayın.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!