Tartışılan cümle

Güncelleme Tarihi:

Tartışılan cümle
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 1998 00:00

Haberin Devamı

DYP Lideri Çiller'e Yüce Divan yolunu açan Yargıtay kararındaki ‘yasa maddesinde öngörülen haksız menfaatin hangi amaç ileri sürerek sağlandığı dosya içeriğine göre kesinlikle tesbit edilemediği...’ cümlesi tartışma yarattı. Bazı hukukçu ve siyasetçilere göre bu karar Çiller'i Yüce Divan'da yargılansa bile mahkûm olmaktan kurtaracak. Bazılarına göre ise bu ‘gereksiz cümle’nin Çiller'e yararı olmayacak.

Karara aykırı

Yargıtay'ın cümlesi, cezayı veren Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nihat Oğan'ın da tepkisine neden oldu. Örtülü Ödeneği dolandıran Selçuk Parsadan ve arkadaşlarını yargılayan Mahkeme Başkanı Nihat Oğan, ‘‘Yargıtay kararında bizim kararımızın aksine beyan var’’ dedi. Bunun sonucu etkilemeyeceğini de vurgulayan Oğan, şunları söyledi: ‘‘Ancak Yargıtay'ın onama kararında yer alan bu cümle sonucu değiştirmez. Örtülü ödenekten paranın uygun amaçla verilmediği belli.’’

Yargıtay'ın, örtülü ödeneğin Selçuk Parsadan tarafından dolandırıldığını tescil eden ve DYP Lideri Tansu Çiller'e Yüce Divan yolunu açan onama kararında yeralan bir cümle, hukukçular ve siyasetçiler arasında tartışma yarattı. Bazı hukukçular ve siyasetçilere göre, karardaki, ‘Yasa maddesinde öngörülen haksız menfaatin hangi amaç ileri sürerek sağlandığı, dosya içeriğine göre kesinlikle tesbit edilememiş ise de’ ifadesi, Çiller'i Yüce Divan'da yargılansa bile, mahkûm olmaktan kurtarıyor.

KURTARMAZ

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin esastan onanan 14 sayfalık kararının 11 ve 12. sayfalarında, dönemin Başbakan'ı Çiller'i telefonla arayıp, kendisini emekli Orgeneral Necdet Öztorun olarak tanıtan Parsadan'a, seçimlerde DYP'ye yardım etmesi vaadiyle örtülü ödenekten para ödendiği açıkça belirtiliyor. Bu nedenle, Yargıtay kararındaki cümlenin, mahkeme kararıyla çeliştiği ve bu ifadenin Çiller'i kurtarmaya yönelik bir manevra olduğu öne sürülüyor. Bu cümlenin onanan mahkeme kararı ile çeliştiğini vurgulayan bir Yargıtay üyesi, şu değerlendirmeyi yaptı:

‘‘Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında, bu paranın ANAP oylarının DYP'ye kanalize edilmesi amacıyla dönemin Başbakan'ı Çiller tarafından Parsadan'a örtülü ödenekten Özel Kalem Müdürü Akın İstanbullu aracılığı ile ödendiği yeralıyor. Mahkeme kararında, örtülü ödenekten siyasi amaçla Çiller'in para ödediği açık. Yargıtay da bu kararı aynen onuyor. Ancak, Çiller'in lehine yorumlanabilecek, tartışma yaratacak bir cümle ekliyor. Sanıkların böyle bir iddiası yok. Başsavcılık makamının yok. Ortada müdahil de yok. Bu gereksiz cümle Çiller'i kurtarmak için konulmuş.’’

Aynı Yargıtay üyesi, Muhasebe-i Umumiye Kanunu'nda örtülü ödeneğin hangi amaçla kullanılacağının açıkça belirlendiğini ve siyasi amaçla harcanamayacağının vurgulandığını söyleyerek, ‘‘Sonucu etkilememekle birlikte, tartışma yaratan bu bir cümle Çiller'i, Yüce Divan'da yargılanmaktan kurtarmaz’’ dedi.

AKLANDI

Selçuk Parsadan'ın, 3 Aralık 1997'deki duruşma sırasında azlettiği, kardeşi Cahit Parsadan'ın avukatı Şenol Özel ise tartışılan cümlenin Çiller'i Yüce Divan'dan kurtardığını öne sürdü. Özel, ‘‘Yargıtay 6. Ceza Dairesi bu kararı ile Çiller'i aklamıştır. Çiller'in adı gerçek ve hukuki anlamda çıkarılmıştır’’ dedi. Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:

‘‘Çiller'le ilgili, işbu karar ile birlikte artık dosyadaki ceza sorumluluğu ortadan kalkmıştır. Çünkü Muhasebe-i Umumiye Kanunu'nun 77. maddesinde sözü edilen örtülü ödeneğin kullanılamayacağı harcama kalemleri ile ilgili hususlar Yargıtay kararı ile kesinlikle tespit edilmemiştir. Bir anlamda kesin hüküm teşkil eden bir karar ile şüphe varedilmiştir. Şüphe de sanık lehine yorumlanacağından, muhtemelen sanık sıfatı yaratılmaya çalışılan Çiller, bu sorumluluktan cezai anlamda kurtulmuştur. Ancak hukuki tanzim etme sorumluluğu ortaya çıkabilir. Bu halde yasal faizi ile birlikte paranın tahsili talebinde bulunabilir. Ceza anlamında örtülü ödenek amacına uygun harcanmaya çalışılırken, amacına uygun ödemede bulunma kastı varken dolandırılmıştır diyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi, bir anlamda Çiller'i aklamıştır.’’

YARGILANMALI

Avukat Şenal Sarıhan, Mehmet Cengiz, Nusret Senem ve Ayhan Sarıhan'dan oluşan ‘Işık Hukuk Bürosu’ ise Yargıtay kararının Çiller'i Yüce Divan'a göndermeye yeterli olduğunu açıkladı. Işık Hukuk Bürosu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nı re'sen harekete geçmeye çağırdı. Açıklamada, şöyle denildi: ‘‘Karar, Çiller ve Akın İstanbullu'yu Yüce Divan'a göndermeye yeterlidir. Sözkonusu paranın Kadıköy yakasında DYP'nin başarılı olabilmesi için yapılacak çalışmaların finansmanında kullanılmak üzere verildiği, tanık anlatımlarına, sanıkların itiraflarına, yazılı delillere dayanılarak saptanmıştır.’’

Bu görüşü dile getiren bazı hukukçular da, Yargıtay'ın onama kararına koyduğu cümlenin bir önem ifade etmediğini de vurgulayarak şu görüşleri savundular: ‘‘Önemli olan Çiller'in örtülü ödenekten Parsadan'a para verdiğinin kanıtlanmış olmasıdır. Parsadan devletin herhangi bir görevlisi değil.’’

Gözü emanet oylarda

RP'nin kapatılmasına siyaseten karşı olduğunu her fırsatta tekrarlayan DYP Lideri Çiller, bu partinin tabanındaki emanet oyların DYP'ye akacağından çok emin. Çiller, geçmişte Demokrat Parti'ye oy veren dindar kitlelerin RP tabanında olduğunu belirtiyor.

RP'nin yüzde 5 oyu bizim

DYP Genel Başkannı Tansu Çiller, RP'nin kapatılmasından önce, bu partinin oylarını almak için belirlediği stratejiyi meydanlarda uygulamaya sokmaya hazırlanıyor. RP'nin kapatılmasına karşı olduğunu basın önünde açıklayan Çiller, hemen sonra TBMM'de danışmanlarına ve kurmaylarına değerlendirme yaparken şunları söyledi:

‘‘Bir partinin kapatılmasına siyaseten karşıyız. Ama bu parti bizim meydanlardaki rakibimizdi. İlk seçimlerde RP'nin yerine kurulacak parti yüzde 21 alamaz. Refah tabanındaki emanet oylar bize akacak. RP'yi oluşturan asıl kesim bize oy vermez. RP'nin tabanında biriken muhafazakar oyların en az yüzde 5'inin partimize akacağını tahmin ediyorum. Demokrat Parti'ye geçmişte oy veren müteddeyyin kitleler şu anda RP tabanında yatıyor.’’

RP'Yİ SAVUNMAYA DEVAM

Hürriyet'in edindiği bilgilere göre Çiller, RP tabanındaki ‘emanet oyları’ şöyle alacak:

Parti yöneticileri ve Çiller her fırsatta RP'nin kapatılmasının 6 milyonluk seçmene haksızlık olduğunu belirterek, bu tabandan sempati almaya devam edecek.

RP'nin liberal eğilimleri DYP tarafından da savunulacak ve her iki partinin ‘DP ocağından’ geldiği mesajı verilecek, TSK komuta kademesi ‘siyaset yapmakla’ suçlanacak. Bu sürecin 28 Şubat'ta başladığı her fırsatta dile getirilecek.

İmam hatiplerin, iktidara gelindiğinde yeniden açılacağı ve ‘Milli Eğitim Reformu’ yapılacağı Çiller tarafından meydanlarda anlatılacak.

DYP'nin hazırladığı ‘Anayasa Değişikliği Paketi’yle ilgili çalışmalar en kısa zamanda tamamlanacak.

TBMM'de bağımsız kalan eski RP'li milletvekilleriyle dirsek teması kaybedilmeyecek.

Seçimlerde Çiller tarafından kararlaştırılacak bazı RP'li milletvekillerinin DYP listesinden seçime girmesi hedeflenecek.

Seçimlere YDP, DP, BBP ve MHP gibi partilerle bir blok oluşturarak girme imkanı da gözönünde bulundurulabilecek.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!