Tarihin yıkılmasına göz yummayın

Güncelleme Tarihi:

Tarihin yıkılmasına göz yummayın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2000 00:00

Haberin Devamı

Sultanahmet'teki tarihi evler ayakta kalmak için sessizce mücadele veriyor.

Sultanahmet'te, bakımsızlıktan yıkılmak üzere olan ve koruma altına alınması gereken tarihi evlere, ne devlet ödenek ayırıyor, ne de Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği sahip çıkabiliyor. Restorasyon için yeterli parayı bulamayan ev sahipleri ise yıkılmaya yüz tutmuş evlerinde kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.

SULTANAHMET'in küçük mahallelerinde, daracık sokaklar içinde cumbalı, işlemeli kapılı, kafesli pencereli evler. Tarih kokan bu evler, İstanbul'un kaderine terkedilmiş yüzü. Bir zamanların hayatını günümüze taşıyan bu evler, şimdi kendi geleceklerinden ümitsiz.

Çoğu bakımsızlıktan yıkılmak üzere. Sadece şanslı olan birkaçı restore edilmiş. Tarihi evler özel mülk olduğu için, bakımlarından sahipleri sorumlu tutuluyor. Bu evlerde oturanlar ise restorasyonun çok masraflı olduğunu, maddi güçlerinin buna yetmediğini söylüyorlar.

Top Kültür Bakanlığı'nda

Tarihi Evleri Koruma Derneği Başkanı Perihan Balcı, hiçbir kurumun sahip çıkmadığı bu evler için, ‘‘Türkiye'nin her yerinde tarihi evler var. Bunların hepsine yetişmemiz mümkün değil. Sultanahmet'teki evler de tarihi mirasımız açısından çok önemli. Ama dernek olarak yapabileceklerimiz sınırlı. Kültür Bakanlığı'nın olaya el atması gerekiyor'' diyor.

Restorasyon işlemlerinin çok masraflı olduğunu söyleyen Balcı, ‘‘Ev sahiplerinin restorasyona başlarken de yaptırırken de paraya ihtiyacı oluyor. Ayrıca bürokratik işlemler var tabii. Sonuç olarak vazgeçiyorlar ve evlerini yok pahasına satılığa çıkarıyorlar'' diye devam ediyor.

Avrupa'dan da örnek veriyor Balcı: ‘‘Orada tarihi eserlere büyük önem veriliyor. Hollanda'da 1600'lü yıllardan kalma evler var. Hükümet koruma altına alıyor. Tarihi evlerde oturanlar, hiçbir maddi külfet altına girmedikleri gibi, ödüllendiriliyorlar da...''

Anıtlar Kurulu çözsün

Eminönü Belediyesi sınırları içinde yeralan tarihi evlere karşı belediyenin izlediği tutumu da Mimar Coşkun Aksu şöyle anlatıyor: ‘‘Evlerini onarmak için belediyeye müracaat eden olursa, biz onları Anıtlar Kurulu'na gönderiyoruz. Bu evlere belediye olarak yapabilecek bir şeyimiz yok. çünkü bunlar özel mülkiyet. SİT alanı olduğundan yıkıp yenisinin yapılmasına da izin veremiyoruz. Bu noktada olaya çözüm getirmesi gereken kurum Anıtlar Kurulu.''

Anıtlar Kurulu yetkilileriyse, bu konuda karar mercii değil, onay mercii olduklarını vurgulayarak, ‘‘Evinin restorasyonunu isteyen kişinin hazırlattığı projenin Mimarlar odası'ndan geçmesi gerekiyor'' diyorlar.

Restorasyon çalışmaları maliyet yüksek olduğu için yavaş ilerliyor. Evini onaramayan ev sahipleri bu durumdan şikayetçi. 70 yaşındaki Ziya Boyu, yıkılmak üzere olan evini kendi çabalarıyla yaşanacak hale getirmiş. Boyu, tarihi evin özelliklerini koruyarak yenilemek istiyor. Fakat işlemler uzun sürdüğünden ve masraflı olduğundan yapamıyor, devletten yardım bekliyor.

Tarihi bir evde 20 yıldır kiracı olan Zübeyde Sever de şu soruyu soruyor: ‘‘Evler harap durumda, teker teker yok oluyorlar. Madem bu evler tarihi, neden korunmuyorlar?''

BÜROKRATİK İŞLEMLER YILDIRIYOR

Sultanahmet'te geçmişin aynası olan evler, bakımsızlıktan virayene dönmüş durumda. Maddi gücü pek de iyi olmayan evlerin sahipleri, paraları olsa bile binalarını yeniden yapılandırmak için uzun süren prosedürle uğraşmak zorunda. Evini restore etmek isteyen kişinin öncelikle Anıtlar Kurulu'na başvurarak geniş çapta bir restorasyon projesi hazırlatması gerekiyor. Evin iç ve dış fotoğraflarının çekilmesi, binanın şema ve rölevesinin çizilmesi ve restütisyon porjesinin yapılması gerekiyor.

EVLERİMİZ ÖLÜP GİDİYOR

Sultanahmet'teki tarihi evlerden birinde oturan Leyla Çokgezer, ‘‘Bunlar bizim tarihimiz, sahip çıkmalıyız. Bugüne kadar gelebilmişler, bundan sonraki kuşaklar da geçmişini tanımalı. Devlet bu evlere bakmalı. Bakmadığı için evlerimiz ölüp gidiyor'' diye belirtiyor üzüntüsünü.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!