Taliban'dan kaçan kadın gazeteci anlatıyor

Güncelleme Tarihi:

Talibandan kaçan kadın gazeteci anlatıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2001 01:58

Taliban kocasını öldürdü. Kocasıyla birlikte kaçırılan iki kızının akıbeti hálá meçhul. Bu felaketten sonra sağ kalan iki küçük çocuğuyla ülkeden ülkeye kaçtı. Şimdi Van'da, BM'nin güvencesi altında. Çok yakında yeni bir geleceğe doğru yola çıkacak.

1971 Kabil doğumlu Fahime Sali ülkesinde tanınmış bir gazeteciydi. Babası Afgan Telekom'unun kurucusu, ablası pilottu. Sovyet döneminde Taşkent Devlet Üniversitesi Radyo-Televizyon Bölümü'nü bitirdi, master yaptı. Şükrullah Emdert de aynı üniversitede hukuk öğrenimi görüyordu. 1990'da okulu bitirir bitirmez evlenip Kabil'e yerleştiler. Şükrullah, Taliban öncesi savcılığı bırakıp Kültür Bakanlığı'na bağlı Sansür Kurulu Başkanı olmuştu. Fahime ise Ajans Bahter'de ve Enis Gazetesi'nde yazıyor, Riyaset-i Akademi Ulum'da hocalık yapıyordu.

Maaşları iyi, mutlu ve umutlu genç bir çifttiler. Ama bir gün herşey karardı. Şeriatçı Taliban yönetime geldi. Dört çocuğu ve eşiyle Pakistan'a kaçtı. Taliban'a muhalefeti yazarak sürdürdü. Peşini bırakmadılar. Evini bastılar, iki kızını, eşini götürdüler. Bir daha evine ayak bile atamadı, saklandı. Sonra İran'a, ardından Türkiye'ye kadar kaçtı. Birleşmiş Milletler'e başvurdu.

Şimdi BM'nin verdiği 96 milyon lira aylıkla Van'da yaşıyor. Toprak damlı, mobilyasız evinde mutlu. Fahime Farsça ve Rusça biliyor. Upuzun boylu, simsiyah saçlı güzel bir Afgan kadını. Taliban'ı, yaşadıklarını anlatırken zaman zaman sesi titriyor ama gözyaşlarına izin vermiyor. Çok gururlu. Onun yerine çevirmenimiz Humeyra ve ben ağlıyoruz. Şimdi birinci elden, Fahime'nin hayatından düne, bugüne ve geleceğe kastetmiş, cinnet geçiren bir idelojiye tanık olacağız. Yaşamı tüm renkleri ve sevinçleriyle yok eden o kapkara zihniyete....

Benim ülkem artık yürüyen ölüler hükümdarlığı

Ve Taliban geldi...

- Bütün kadınlara ‘‘Evde oturun’’ talimatı geldi. Radyo ve televizyondan yayın yaptılar: ‘‘Sovyetler'de okuyanların hepsi dinden çıkmıştır. Kadın erkek bunların hepsini işten çıkardık.’’ Eşim ve ben de bu nedenle işlerimizden atıldık. Evimiz, hayatımız çok iyiydi. Yılda iki, üç kez tatile giderdik. İki kızım kreşe gidiyordu. Küçük kızımla oğlumu maalesef Taliban zamanında doğurdum.

Neden ‘‘maalesef’’ diyorsunuz?

- Taliban kürtajı, prezervatifi ve doğum kontrol hapını yasakladığı için doğurmak zorunda kaldım. Gebeliğimde tanıdık doktorlara başvurdum, 'İki elini keserler' dediler.

Karıkoca işsizdiniz üstelik?

- Eşyalarımızı sattık önce. Üniversite mezunu eşim sokakta sigara sattı. Sonra sebzecilik yaptı. Karnımızı böyle doyurduk.

Peki ya siz nasıl yaşamaya başladınız?

- Bu geçici hükümettir, yıkılır sanıyordum. Bu nedenle ilk zamanlarda kendime çader (çarşaf) almadım. Sonra ben de giydim. Cin, şeytan gibi çıkıyorduk sokağa. Birbirimizi tanıyamıyorduk. Erkekleri tanıyabiliyorduk sadece. İşten alındığımda depresyona girdim. Karanlık hücreye kapatılmış kuş gibiydim. Sabah işe gidip akşam eve dönmeye alışmıştım. Zaman geçsin diye duygularımı, halimi yazmaya başladım. Eşime verdim, kendi adına yayınlat dedim. Matbaacı, ‘‘sen gazeteci değilsin ki bunları yazmış olasın’’ diye basmadı. Bütün o yazdıklarım saklı. Ev gezmeleri bitti. Herkes can güvenliğini düşünüyordu. Nasıl yaşayıp doyacağını, nasıl ülke dışına çıkacağını... Radyoları ev ev topladılar. Taliban haberlerini ve din-mezheple ilgili programları yayınlayan televizyona dokunmadılar.

Arkadaşlarınızla bir araya gelip görüşebiliyor muydunuz olan biteni?

- Sadece bir kadın arkadaşımla görüşebiliyordum. O da aynen benim gibi depresyondaydı. BM, ‘‘Kadınları işten almayın, maaşları biz vereceğiz’’ dedi ama Taliban kabul etmedi. Sadece bankalarda birkaç kadın memuru yerinde tuttular. O da mecburiyetten. Bankadan para çeken kadınlar, yüzlerini göstermek zorundaydı çünkü.

Kadının çader adabı nasıl denetleniyordu?

- ‘‘Emr bi Maaruf’’ yani dogmaları emredenlerle ‘‘Nehy-i es Münler’’ yani kötülüklerden uzak durmayı emredenler isimli gruplar dolaşıyordu. Uygun bulmadığı bir davranıştan ötürü kadını olduğu yerde ve istediği kadar kırbaçlama yetkileri vardı.

Hiç kırbaçlandınız mı?

- Bir gün eşim yanımda değildi. Dükkan sahibiyle konuşuyorduk. Geldiler. ‘‘Senin mahremin değil, neden bu kadınla konuşuyorsun?’’ dediler. Eğer o görevli bana dokunsaydı sakalını çekecektim. Hiç tahammülüm yoktu. Hiç konuşmadım, eve gittim.

Kadınlar nasıl cezalandırılıyor?

- Zina ya da hırsızlık yapanın yüzünü karaya boyuyorlar. Siyasi muhalifleri zina suçlamasıyla recmediyor yani taşlayarak öldürüyorlar. El arabasıyla bir yandan götürüp bir yandan bağırıyorlar, halkı taş atmaya davet ediyorlar. Radyodan anonsla recme davet ediyorlar. Genellikle el arabasının arkasından çocuklar ve serseriler koşar, küfreder. Kadınlar mutlaka recmediliyor. Erkeklerin elini kesiyorlar.

Hiç tanık oldunuz mu?

- Hiç gitmedim. Dayanamazdım ki. Eşim Şükrullah giderdi. Ama el arabasına bindirilip götürülenleri çok gördüm. Ojeli bir kızın tırnaklarını kopardıklarını gözlerimle gördüm.

ÖLÜMÜN TA KENDİSİ

Taliban kadınlara başka neleri yasakladı?

- Hamamları, terzileri yasakladı. Kadın kuaförleri kapatıldı. Taliban, erkeğin egemenliği demek. Perdeler bile kalın olacak. Evin içinin görünmesi de büyük suçtu. Çader topuğa kadar olduğu için çıplak ayaklar farkediliyor. Çorapsız yakalanan kadınlar, beyaz tenli ve güzel ayaklıysa daha çok kırbaçlanıyordu. Taliban güzelliğe karşı. Okula gitmesi gereken genç kızları evlere kapattılar. Terzilik okuluna bile izin vermediler. Taliban, kadına karşı bir hükümettir.

Erkeklere uygulanan yasaklar nelerdi?

- Erkekler, longi (sarık) ya da külah takmaya mecbur. Eğer saçları bunun dışında kalıp görünüyorsa, hemen kazınıyor. Sakalı avuçlayıp ölçüyorlar. Avcun dışına çıkacak uzunlukta değilse dayak ve hapis cezası var. Ezan sesi duyulduğu an herkes panikle camiye koşuyor. Abdest var mı yok mu bakmıyorlar. Toplayıp namaza götürüyorlar.

Taliban sizde başka nelere mal oldu?

- Mesleğimi özledim herşeyden önce. Dondurma yiyerek yürümek gibi basit zevklerim bile elimden alınmıştı. Dondurmayı, o kalın çarşafın altında yemek zorundaydık. Müzik, konser yasaktı. Taliban, ölümün ta kendisi, yürüyen ölüler hayatıdır. Yaşamı bilmedikleri için başkalarına yaşamı yasaklıyorlar. Bisikleti ve basketbolu özledim.

Aydınların durumu ne?

- Aydınlar işsiz, ne yapacağını bilmiyor. Cahiller bu nedenle daha da mutlu. En çok Afgan halkına zarar verdi. Kadınlara eğitim yok, eğitim alabilen erkeklerin de eğitim kalitesini yok etti.

PAKİSTAN'A KAÇIŞ

Eşim önceleri kaçmamızı istemedi. Pakistan'a gitsek ne iş buluruz, diyordu. Onu zorladım. Pakistan Afganistan'a vize sormuyordu. İran vize istiyordu ve insan kaçakçıları çok para alıyordu. 1999'da dört çocuğumuzu alıp Peşaver'e, arkadaşlarımıza gittik. Sonra ev bulup taşındık.

ARTIK SOKAKTA YÜRÜYEBİLİYORDUM

Bir yıl kaldık. Taliban aleyhine yayın yapan Orfan, Şuhek ve Mucahid gazetelerinde yazmaya başladım. Kızlarım okula gittiler. Şükrullah iş bulamadı. Ama Taliban rejimi altında hayatımıza göre iyiydik yine de. Maddi durumumuz kötüydü ama sokakta rahatça yürüyorduk. Kilo almaya başladım.

YAZILARIM TALİBAN'I DELİRTTİ

Yüreğimin istediklerine ermiştim. Afganistan'daki bedbahtlıkları görmüyordum. Yazılarıma, Peşaver'de yaşayan 2 milyon Afganlı büyük ilgi gösteriyordu. Okuyucum çok fazlaydı. Gazete satıcıları benim yazılarımın başlığıyla bağırıyorlardı. Makalelerim, Pakistan'daki Talibanlar'ın da dikkatini çekti. Eşimi tehdite başladılar: Karın Taliban aleyhtarı yazılarına son vermezse sizi öldürürüz.

İZ SÜRDÜLER AİLEMİ GÖTÜRDÜLER

Bir tatil günüydü. Arkadaşıma gidecektim. Küçük kızımı yanıma aldım, oğlanı evde bırakacaktım. Ağlayınca eşim arkamdan yetişip getirdi. İki büyük kızım ve Şükrullah evdeydi. Akşam eve dönerken komşular yolumu çevirdi. Eşini çok dövdüler, Şükrullah yalvardı ama çocukları da onunla birlikte götürdüler!

KIZLARIM BELKİ HAYATTADIR

Eve girmeden arkadaşımın evine döndüm. 2.5 ay, hiç dışarı çıkmadım. O zaman 6 ve 8 yaşlarında olan kızlarım belki hayattadır. Afganistan'da kızlar pahalıdır çünkü. Erken yaşta satıp evlendirmek için sağ bırakmışlardır. Ama kocamı öldürdüklerine eminim. Peşaver'de faili meçhul cinayet ve kaybolmalar çok olur. Tanıdığım üç kadın ve bir erkek kayboldu.

BU KEZ İRAN'A KAÇIŞ

Taliban'dan kurtulan bir ve iki yaşlarındaki oğlum ve kızımla hiç mola vermeden üç günde Tahran'a kaçtım. Peşaver'deki arkadaşımın akrabaları beni karşıladı. Bir yıl şeker kırarak para kazandım. Türkiye'de Birleşmiş Milletler ofisi olduğunu öğrendim. Van'a geldim. 11 Ocak 2001'de Ankara BM'ye kendimi ve çocuklarımı teslim ettim, Van'a gönderdiler.

KAÇAKÇI ŞERİF'İN YAPTIKLARI

Beni Türkiye'ye getiren Kaçakçı Şerif'i yakalamaya and içtim. 1.600 dolarımı, fotoğraflarımızı, evlilik cüzdanımı, elbiselerimi aldı. Kendisinin kaçakçılık şubesi olmamı, evlenmemizi istedi. Kabul etmeyince herşeyimi aldı. Sekiz aydır Türkiye'deyim.

TALİBANIN SONU MUTLAKA GELECEK

Bir Avrupa ülkesi ya da Kanada'dan kabul geliyor. Önce gittiğim ülkenin dilini öğreneceğim. Gazeteciliğime devam edeceğim. Para kazanırsam, ağabeyime yollayacağım ki rüşvet verip eşimin ve kızlarımın mezarlarını bulsun. Taliban'ın sonu mutlaka gelecek. İşte o zaman ülkeme dönüp, gazetecilik yapacağım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!