Takasın devamı

Güncelleme Tarihi:

Takasın devamı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2001 00:00

HAZİNE'nin dünkü döviz tahvili ihalesi sonucu da gösterdi ki: Dövizdeki sorun yokluğa değil fiyata bağlıdır...500 milyon dolar için açılan ihaleye yağan 2 milyar 166 milyon dolarlık teklif, sistemin, şirketlerin ve hatta bireylerin boğazlarına kadar dövize battığını gösteriyor... Ne var ki herkes ‘‘ya yükselirse’’ korkusuyla dövizinin üstünde oturuyor, kurun gerileme riskine bile katlanıyor.Hazine dünkü ihaleyle sisteme girmeyen bu kıymetli dövizleri topladı, hem de karşılığında sadece borç senedi vermekle yetindi gibi gözüküyor.Ama aynı senetle kur riskini de üstlendi.Dolayısıyla aslında dün yapılan döviz takasıdır...Bankalar döviz getirdi, Hazine (sanki) döviz bastı.*  *  *Hazine'ye TL ihalesi açtığında borç vermeyen mali sistemin döviz tahviline yoğun ilgi göstermesi güvenoyu anlamına da gelir mi bilmiyoruz.Ama dövizle borçlanma ihaleleri devam ederse piyasa oyuncularının temel parametrelere ilişkin hesaplarını gözden geçirmeleri gerekecek...Çünkü tıpkı ilk takas anlaşmasında olduğu gibi kur riskini Hazine'ye yıkan mali sistem döviz fiyatının yukarı doğru hareketinden zarar görmeyecek... Ama buna karşılık ihaleyle toplanan dövizler Merkez Bankası'na kura müdahale açısından yeni mühimmat sağlayacak...Kurdaki seyir bu ters yönlü iki vektörün bileşkesinde aranacak...Döviz ihalesi sisteminde piyasa uzmanı-yazar Uğur Gürses'in dikkatimizi çektiği başka bir pencereyi aktarmakta yarar görüyoruz...Kemal Derviş'in önceki günkü basın toplantısında verdiği rakamlara göre Hazine'nin yıl sonuna kadarki borç ihtiyacı 19 katrilyon lira kadar. Hazine ağustos ayı için borç programı ve ihale tarih/miktarlarını önceden duyurmayarak adeta kartlarını kapattı... Dilerse döviz, isterse TL ihalesi açabileceği izlenimini uyandırdı...Eğer dövizle borçlanma seçilirse para otoritesinin faiz silahını tutan eli serbest kalacak... Kısa vadeli faizlerin yukarı doğru hareketi, TL fonlarını pahalı getireceği için piyasadan döviz satın alıp, Hazine'ye devredip kur farkından kazanmayı deneyenlerin elini yakabilir.*  *  * IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in ayağının tozuyla yaptığı liderler turunun ardından gelen açıklaması bugünkü görüşmelerin çerçevesini de çizdi... Fischer'in ‘‘dalgalı kura devam’’ yolundaki sözleri kimseyi şaşırtmadı... Çünkü Türk para otoritesinin beklentisi zaten teknik bazı imkánlara izin verilmesinden ibaret... Örneğin Merkez Bankası'nın döviz ihale yöntemini değiştirmesi, cari fazla rakamının yükselmesi nedeniyle döviz satış miktarını artırması gibi. Son birkaç gündür yazdığımız gibi tahminimiz melez çözümde anlaşma çok muhtemel.Bu teknik anlatımı ne yazık ki farklı üslupla bağlamak zorundayız.Çünkü teknik önlemlerin sonuç vermesi güvene bağlı...Ama dövizlerin bozulmaması güven eksikliğine en güçlü işaret...Bu ortamda takasın devamı olarak takastan beter yola sapılmasının sorumlularını sakın unutmayalım...KARŞI GÖRÜŞ-KATKI‘‘TL'yi cazip kılmadan kurun tutulamayacağı muhakkak ama TL'yi cazip kılmak için belirli bir müddet para sahiplerinin kur artışından umut kesmesi gerekmiyor mu? Bu da kuru ya banda sokmakla ya da Merkez Bankası müdahalesi olabilir. Yahut da faizlerin yükseltilmesi gerek. O zaman hedeflediğimiz amaçlar ne olacak? Bence iş dönüp dolaşıp güven sorununa geliyor. Yapısal önlemleri süratle almadan güven geri gelmeyecek. Güven sadece hükümete değil, tüm sisteme, hukuka, bürokrasiye, Meclis'e ve halka...’’ (Ömer DAVULTAŞ)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!