Sungurlu'ya yargıdan ilk veto

Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) oluşumuyla ilgili hazırladığı üç ayrı taslağa ilk veto yargıdan geldi. Yargıtay Büyük Genel Kurulu, daha önce örneği bulunmayan şekilde yayınladığı bildiri ile Sungurlu'nun taslaklarına karşı olduğunu açıkladı. Bildiride, Sungurlu'nun taslakları anılmadan, önerilen düzenlemelere gerekçeleri ile karşı çıkıldı. HSYK'nın, bakan dışında kalan altı üyesinin TBMM Adalet Komisyonu'nun önereceği isimler arasından Genel Kurul'da milletvekilleri tarafından seçilmesi önerisine sert tepki gösterildi. Bildiride, HSYK'ya, üye seçme yetkisinin yasama organına bırakıldığı takdirde, ‘mahkemelerin bağımsızlığı ve kuvvetlerin ayrılığı ilkesinin tümden ihlal edileceği’ vurgulandı. Bildiride, HSYK üyelerinin, ‘yüksek yargı organlarının genel kurullarında seçilmesi’ gerektiği belirtildi.

Bildiride, Sungurlu'nun, Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın HSYK'da kalması gerektiği görüşünün aksine, müsteşarın bulunmaması yönünde yasal düzenlemeye gidilmesinin ‘yararlı’ olacağı belirtildi. HSYK'nın, adli ve idari yargı için iki ayrı bölüm halinde oluşturulması görüşü de benimsendi.

YARGITAY BAŞKANI AÇIKLADI

Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun dün yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun, ‘yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin sağlanması için, HSYK’nın oluşumu konusunda gidilmesi düşünülen Anayasal değişiklikleri ele aldığını' kaydetti. Uygun, toplantıda benimsenen görüşleri içeren bildirinin ‘ilgililere ulaştırılmasının önemli ve gerekli bulunduğunu’ da vurguladı. Bildirideki eleştiriler özetle şöyle:

İdari ve adli yargı çalışma, yöntem ve işlevleri ile birbirinden farklıdır. HSYK, idari ve adli yargı için iki ayrı bölümden oluşturulmalıdır. Bu durumda, bölümlerin her birinin kararlarının, her iki bölüm üyelerinin ve yedek üyelerin de katılımıyla oluşturulacak Büyük Kurul'da incelenebilir. Böylece güvenceli bir denetim sağlanır.

Adalet Bakanlığı Müsteşarı, HSYK'da bulunmamalıdır. Kendisi üye seçilme beklentisi içinde olan potansiyel bir adayın bulunması yerinde değildir.

Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu, HSYK tarafından oluşturularak, Kurul'a bağlı faaliyet göstermelidir. HSYK'nın bütçesi ve sekreteryasının da ayrı olması daha yerinde olacaktır.

HSYK'ya seçilen üyelerin seçim dönemleri sonuna kadar eski görevleriyle ilişkileri kesilmeli ve bu kişilerin Kurul'a tekrar seçilmelerinin önlenmesi gereklidir.