Suçum: Türklüğü tahkir ve tezyif!

Güncelleme Tarihi:

Suçum: Türklüğü tahkir ve tezyif
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2003 00:00

SEVGİLİ okuyucularım, bugün size anlamadığım ve algılama olanağı bulamadığım, hakkımda açılan bir ceza davasından söz edeceğim. Çok sayıda hukukçuya sordum, onlar da anlamadı. Şimdi size bu ilginç olayı aktarıyorum. Davayı açan Şişli Cumhuriyet Savcısı Erol Tanrıyakul.Biliyorsunuz, bizim her salı gecesi NTV'de Kapalı Kapılar Ardında isimli -artık sona eren- bir programımız vardı. Orada 5 Kasım 2002 günü şöyle demişim: ‘‘Bizim medyamız da yalakadır, halkımız da yalakadır.’’* * *Benim bu sözlerimi bir vatandaş savcılığa ihbar ediyor. (İhbarcının isim, adres ve imzası düzmece olabilir. Bu husus soruşturulmuyor.) Savcılık benden savunma, ayrıca Adalet Bakanlığı'ndan dava açılması için izin istiyor. İfademi birkaç ay önce Ankara adliyesinde veriyorum. Sözlerimde hiçbir suç bulunmadığını, eleştiri olduğunu belirtiyorum. Bir süre önce iddianame geliyor ve hakkımda ceza davası açıldığını öğreniyorum. ‘‘Suçumu’’ öğrenince adeta şok geçiriyorum. Mahkemede bir ifade daha veriyorum.Savcı Erol Tanrıyakul tarafından düzenlenen iddianamede aynen şöyle deniliyor:‘‘Sanık Emin Çölaşan'ın ‘Bizim geleneksel yalakalığımız. Kusura bakmasınlar, bizim medyamız da yalakadır, halkımız da yalakadır. Kusura bakmasın hiç kimse ama gerçek genelde budur' şeklindeki sözleriyle Türklüğü TAHKİR ve TEZYİF ettiği dosyada mevcut tüm delillerden anlaşılmakla, yargılamanın yapılarak eylemine uyan TCK 159/1 maddesi gereğince cezalandırılması kamu adına talep ve iddia olunur.’’Yasa maddesi şöyle:‘‘Türklüğü, Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisi'ni, devletin askeri veya emniyet muhafaza kuvvetlerini veya Adliye'nin manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif edenler 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.’’* * *Birileri ‘‘Artık Türk değil Türkiyeli olma kavramını geliştirelim’’ diye yırtınır, İslamcı basın her gün Türk ordusuna, generallerine, Cumhuriyet rejiminin temel ilkelerine sövüp sayar, Milli Eğitim Bakanı Danıştay’da kaybettikleri dava için ‘‘Bu karar siyasidir’’ diye açıklama yapar, başkaları Kürtçülük peşinde koşup yayınlarıyla ülkeyi bölmeye kalkışır ama bunlar hep dikkatten kaçar! Emin Çölaşan'ın bu sözleri ise dava konusu yapılır! * * *Yıllar boyu vatanın ve milletin bölünmezliği, ülkenin ve Türk milletinin çıkarları, Cumhuriyet rejiminin ilkeleri doğrultusunda kelle koltukta kavga vermiş, yazılar yazıp konuşmalar yapmış olan gazeteci Emin Çölaşan, savcının iddianamesine göre Türklüğü tahkir ve tezyif ediyor, hakkında dava açılıyor! Şimdi Osmanlıca sözlükten tahkir ve tezyif sözcüklerinin anlamına bakalım: Tahkir: Hakaret. Hor görmek, küçük görmek. Tezyif: Değersiz göstermek. Eğlenmek, alay etmek. Yani iddianamede yer alan ve davaya esas oluşturan şu sözlerimle ben Türklüğe hakaret ediyorum, hor ve küçük görüyorum, değersiz gösterip alay ediyorum! Hukukçu olun veya olmayın, bu işlerden anlayın veya anlamayın, bunu sizin aklınıza, mantığınıza, vicdanınıza havale ediyorum. Beni inciten, rencide eden bir suçlama yapılıyor. Aklıma her şey gelirdi de, günün birinde ‘‘Türklüğü tahkir ve tezyiften’’ savcılık iddianamesi düzenleneceği, yargılanacağım gelmezdi. * * *İlk duruşma geçtiğimiz pazartesi günü Şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Savcı beraat istedi, mahkeme beraat kararı verdi. Mahkemenin Esas 2003/629 sayılı kararından: ‘‘Adalet Bakanlığı takibat yapılması için izin vermemiştir... Söylenen sözlerde Türklüğü tahkir ve tezyif amacının bulunmadığı, eleştiri sınırları içinde kalındığı kanaatine varılmıştır...’’Ve dosyadan bir belge: Savcılık yasa uyarınca bu maddeden dava açılması için Adalet Bakanlığı'ndan izin almak zorunda. Ancak Bakanlık (9 Mayıs 2003 tarih ve 1-133-40/2003 sayılı yazısıyla) sözlerimde suç olmadığı için dava açılmasına izin vermiyor. Buna karşın dava yine de açılıyor. İlginç!Adalet Bakanlığı ile Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu konuyla ilgilenme gereği duyarlarsa, belgeleri iletirim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!